Yapılan araştırmalar daha anne karnındayken bir bebeğin solak mı yoksa sağlak mı olduğunun tespit edilebildiğini göstermektedir. Solak bebeklerin ultrason görüntülerinde sol el baş parmaklarını, sağlak bebeklerin ise sağ el baş parmaklarını emdiği görüntülenmiştir. İnsanların %10'u solak, %80-90 arası sağlak, çok az bir bölümü de çift ellidir. Aslında ellidir demek de yanlış çünkü solak insanlar sol ayaklarını da daha iyi kullanırlar. Örneğin sol ayak futbolcu çok azdır ve o yüzden de kıymetlidir ve bir artıdır futbol takımları için. Sonuç olarak insan bu özelliğini doğuştan getirir, kendi tercihi değildir.
Önceki gün, Din İşleri Yüksek Kurulu, 'sol elle yemek yemekte bir sakınca var mıdır?' sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde 'Sol elle şeytanlar yemek yer' cevabını verdi.
İnsanımızın dinimizi öğrenmek için sorduğu sorulara cevap verilirken üslup çok önemli. Zira Peygamber Efendimiz; 'Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.' buyurmuştur. İmam Gazali ve birçok başka alim de sağ elle yemenin mendub olduğunu söylemektedirler. Yani yapılması halinde sevap, yapılmadığı durumda da günah olmayan şeylerden.
Bu tarz bir ifade ile giriş yapıp, Peygamber Efendimizin yaptığını yapmakta hikmetler olduğunu, O'na olan sevgi ve bağlılığımızdan dolayı O'nun yaptığını yapmanın bir Müslüman olarak görevimiz olduğunu anlatmak daha yapıcı bir yaklaşım olur böyle durumlarda diye düşünüyorum naçizane. Çünkü İslam sevgi dinidir ama biz sürekli korkutma yolunu tercih ederek, bunu bir de şekle boğup özünden uzaklaştırdığımız için insanları da dinden soğuttuk.
Biz dini sakalın boyuna, oruçluyken sakız çiğneyip çiğnememeye bağladık. Tamamen şekilciliğe ve bu tartışmalar üzerinden yapılan polemiklere, bilir bilmez herkesin yaptığı yorumlara endeksledik. İşin en vahim yanı da bunları tartışırken çok daha önemli ve hayati konulara hiçbir tepki vermeyip, duyarsız kalır olduk. Bu nasıl bir çelişkidir, anlamak mümkün değil.
Sormak istiyorum: Sol elle yemek yenmemeli, evet, peki bankaya yatırdığınız paranın faizi sol elle sayılır mı? Peki kasaplarda satılması kanuni olan domuz eti de sağ elle mi yenmeli? Sol elle yemek yiyen dinden çıkmaz ama domuz eti yiyen dinden çıkar. Peki Müslüman yurdunda domuz eti satmak dinen nasıl açıklanır? Buna da bir cevap verseniz keşke.
Peki İsrail'le yapılan ticari anlaşmalar da sağ elle mi imzalanıyor? Papa ile yapılan görüşmelerde de sağ elle tokalaşılıyor, değil mi? "Şiilerin katli vaciptir" fetvası veren hocalara soruyorum: Tetiği sağ elle mi çekmek caizdir? Peygamber Efendimiz sağ elle yemek yemeyi tavsiye etmiştir, doğru ama Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için tırnaklarını bile sırayla kesmemiştir. Sakalını bile onlarla aynı şekilde uzatmamıştır. Bu durumda papazlarla, hahamlarla birlikte iftar eden Diyanet İşleri Başkanları onların yaptığı iftar dualarına amin derken hangi ellerini yüzlerine sürmeleri caiz görülmüştür acaba?
Daha çok soru var sorulabilecek ama uzatmaya gerek yok. Bunları defalarca söyledik zaten. Artık bu bakış açısından kurtulmamız lazım. İslam'ın özünden, Ehl-i Beyt'in yaşadığı hayattan uzaklaştığımız için, Peygamber Efendimizin (s.a.a.) tavsiye ettiği güzel ahlakı içselleştiremediğimiz için bugün bu kadar çok sorunla boğuşuyoruz. Halbuki O (s.a.a.), sabrı, şükrü, tevazuu, yetim hakkı yememeyi, harama el uzatmamayı, adil olmayı, birbirimizi sevmeyi, Müslüman kardeşimizle iyi geçinmeyi, paylaşmayı, Allah'ı (c.c.) çokça anmayı, ölümü ve hesap gününü düşünmeyi de tavsiye ediyordu. Bunları birbirimize hatırlatmayı, emr-i bil maruf, nehy-i anil münkeri tavsiye ediyordu. Yani iyiliği emredip, kötülükten sakındırmayı.
Tabii ki O'nun her tavsiyesine uymalıyız. Uymak isteriz de, O (s.a.a.) bizim örneğimizdir, canlı Kur'an'dır, ama ayrıntılara takılıp, tartışırken imanımızdan olmamıza sebep olacak kadar önemli asıl ölçülerden de uzaklaşmadan. Yemeğimizi sağ elle yemeye çalışalım ama durduğumuz yerden de emin olalım...
Önceki gün, Din İşleri Yüksek Kurulu, 'sol elle yemek yemekte bir sakınca var mıdır?' sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde 'Sol elle şeytanlar yemek yer' cevabını verdi.
İnsanımızın dinimizi öğrenmek için sorduğu sorulara cevap verilirken üslup çok önemli. Zira Peygamber Efendimiz; 'Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.' buyurmuştur. İmam Gazali ve birçok başka alim de sağ elle yemenin mendub olduğunu söylemektedirler. Yani yapılması halinde sevap, yapılmadığı durumda da günah olmayan şeylerden.
Bu tarz bir ifade ile giriş yapıp, Peygamber Efendimizin yaptığını yapmakta hikmetler olduğunu, O'na olan sevgi ve bağlılığımızdan dolayı O'nun yaptığını yapmanın bir Müslüman olarak görevimiz olduğunu anlatmak daha yapıcı bir yaklaşım olur böyle durumlarda diye düşünüyorum naçizane. Çünkü İslam sevgi dinidir ama biz sürekli korkutma yolunu tercih ederek, bunu bir de şekle boğup özünden uzaklaştırdığımız için insanları da dinden soğuttuk.
Biz dini sakalın boyuna, oruçluyken sakız çiğneyip çiğnememeye bağladık. Tamamen şekilciliğe ve bu tartışmalar üzerinden yapılan polemiklere, bilir bilmez herkesin yaptığı yorumlara endeksledik. İşin en vahim yanı da bunları tartışırken çok daha önemli ve hayati konulara hiçbir tepki vermeyip, duyarsız kalır olduk. Bu nasıl bir çelişkidir, anlamak mümkün değil.
Sormak istiyorum: Sol elle yemek yenmemeli, evet, peki bankaya yatırdığınız paranın faizi sol elle sayılır mı? Peki kasaplarda satılması kanuni olan domuz eti de sağ elle mi yenmeli? Sol elle yemek yiyen dinden çıkmaz ama domuz eti yiyen dinden çıkar. Peki Müslüman yurdunda domuz eti satmak dinen nasıl açıklanır? Buna da bir cevap verseniz keşke.
Peki İsrail'le yapılan ticari anlaşmalar da sağ elle mi imzalanıyor? Papa ile yapılan görüşmelerde de sağ elle tokalaşılıyor, değil mi? "Şiilerin katli vaciptir" fetvası veren hocalara soruyorum: Tetiği sağ elle mi çekmek caizdir? Peygamber Efendimiz sağ elle yemek yemeyi tavsiye etmiştir, doğru ama Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için tırnaklarını bile sırayla kesmemiştir. Sakalını bile onlarla aynı şekilde uzatmamıştır. Bu durumda papazlarla, hahamlarla birlikte iftar eden Diyanet İşleri Başkanları onların yaptığı iftar dualarına amin derken hangi ellerini yüzlerine sürmeleri caiz görülmüştür acaba?
Daha çok soru var sorulabilecek ama uzatmaya gerek yok. Bunları defalarca söyledik zaten. Artık bu bakış açısından kurtulmamız lazım. İslam'ın özünden, Ehl-i Beyt'in yaşadığı hayattan uzaklaştığımız için, Peygamber Efendimizin (s.a.a.) tavsiye ettiği güzel ahlakı içselleştiremediğimiz için bugün bu kadar çok sorunla boğuşuyoruz. Halbuki O (s.a.a.), sabrı, şükrü, tevazuu, yetim hakkı yememeyi, harama el uzatmamayı, adil olmayı, birbirimizi sevmeyi, Müslüman kardeşimizle iyi geçinmeyi, paylaşmayı, Allah'ı (c.c.) çokça anmayı, ölümü ve hesap gününü düşünmeyi de tavsiye ediyordu. Bunları birbirimize hatırlatmayı, emr-i bil maruf, nehy-i anil münkeri tavsiye ediyordu. Yani iyiliği emredip, kötülükten sakındırmayı.
Tabii ki O'nun her tavsiyesine uymalıyız. Uymak isteriz de, O (s.a.a.) bizim örneğimizdir, canlı Kur'an'dır, ama ayrıntılara takılıp, tartışırken imanımızdan olmamıza sebep olacak kadar önemli asıl ölçülerden de uzaklaşmadan. Yemeğimizi sağ elle yemeye çalışalım ama durduğumuz yerden de emin olalım...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020