Suriyeli Kürtler, ülkenin kuzey batısındaki iki şehri ele geçirdiler. Bu kentler Türkiye sınırına yakın Derbassiye ve Tall Tamr kentleri.
Suriye ordusunun bölgeyi terk etmesinden sonra boşluğu iyi değerlendiren ve akıl hocaları Barzani’nin direktiflerine harfiyen uyan Suriyeli Kürtler, hâkimiyetlerini gün geçtikçe güçlendiriyorlar.
Batılı haber ajanslarının iddiasına göre Kürtler söz konusu şehirleri, Türkiye’de faaliyet gösteren ayrılıkçı Kürdistan İşçi Partisi ile bağlantıları olan Demokratik Birlik Partisi silahlı guruplarının yardımıyla ele geçirdiler.
Barzani’nin yönlendirdiği bu guruplar Suriye’de hızla bir şeylere hazırlık yapıyorlar.
Göründüğü kadarıyla bu hazırlık Beşar Esad’ın kalması ya da gitmesiyle çok da alakalı değil. Yani Esad kalsa da kalmasa da bu hazırlıklar sürecek gibi görünüyor.
Peki, bu Kürtler Esad’ın kalması durumunda bu ele geçirdikleri yerlerde tutunabileceklerini mi sanıyorlar?
Yahut da kimlere güveniyorlar, Esad isyancıların işini bitirdiğinde dönüp onlara yönelmeyecek mi?
Esad isyancılarla işini bitirince ülkenin kuzeyinde de asayişi sağlamak için elbette harekete geçecektir.
Her şeye hazırlık yapan Barzani’nin bunu hesap etmemesi mümkün değil.
Bundan dolayı bence ABD, İsrail ve de elbette Barzani’nin planları Kuzey Suriye’ye odaklanmıştır.
Ne demek istiyorum?
Yani ABD, İsrail ve Barzani şer üçgeninin Rusya faktöründen dolayı değişen Suriye politikası, artık Kuzey Irak benzeri bir yapılanmanın Suriye’de kurulması üzerine indirgenmiştir.
Rusya’nın Suriye bağlamında ortaya koyduğu duruş bu şer üçgeninin planlarını sekteye uğratmamıştır çünkü zaten Arap Baharı’nın Suriye bağlamındaki en büyük hedefi Kuzey Suriye’de bir Kürt yapılanması oluşturmaktı.
Türkiye’nin ahmak dış politikası sayesinde de bunu başarmak üzereler.
Bugün isyancıların Suriye ordusunu ülkenin Kuzeyinden başka yerlerde oyalamaları en fazla Barzani güdümündeki Kürtlerin işine gelmektedir.
İsyancılarla Esad’ın işi ne kadar uzun sürerse Suriye’nin kuzeyindeki oluşumun güçlenip, palazlanması için daha fazla zaman kazanılmış olacaktır.
ABD ve İsrail’in tüm hazırlıkları da Kuzey Suriye’deki oluşumu korumak üzerinedir.
Suriye’deki isyancıların ısrarla Suriye’nin kuzeyinde hâkimiyet kurmaya çalışmaları da bundan dolayıdır.
Sözün özü ABD, İsrail, Türkiye, Katar, Suud ve Suriyeli isyancılar Barzani’nin hayalini kurduğu bağımsız Kürt devletinin Suriye’deki parçasını Barzani’ye hediye etmek için seferber olmuş durumda.
Türk Dışişleri’nin “stratejik derinliği” bunu idrak edebiliyor mu merak ediyorum.
Suriye ordusunun bölgeyi terk etmesinden sonra boşluğu iyi değerlendiren ve akıl hocaları Barzani’nin direktiflerine harfiyen uyan Suriyeli Kürtler, hâkimiyetlerini gün geçtikçe güçlendiriyorlar.
Batılı haber ajanslarının iddiasına göre Kürtler söz konusu şehirleri, Türkiye’de faaliyet gösteren ayrılıkçı Kürdistan İşçi Partisi ile bağlantıları olan Demokratik Birlik Partisi silahlı guruplarının yardımıyla ele geçirdiler.
Barzani’nin yönlendirdiği bu guruplar Suriye’de hızla bir şeylere hazırlık yapıyorlar.
Göründüğü kadarıyla bu hazırlık Beşar Esad’ın kalması ya da gitmesiyle çok da alakalı değil. Yani Esad kalsa da kalmasa da bu hazırlıklar sürecek gibi görünüyor.
Peki, bu Kürtler Esad’ın kalması durumunda bu ele geçirdikleri yerlerde tutunabileceklerini mi sanıyorlar?
Yahut da kimlere güveniyorlar, Esad isyancıların işini bitirdiğinde dönüp onlara yönelmeyecek mi?
Esad isyancılarla işini bitirince ülkenin kuzeyinde de asayişi sağlamak için elbette harekete geçecektir.
Her şeye hazırlık yapan Barzani’nin bunu hesap etmemesi mümkün değil.
Bundan dolayı bence ABD, İsrail ve de elbette Barzani’nin planları Kuzey Suriye’ye odaklanmıştır.
Ne demek istiyorum?
Yani ABD, İsrail ve Barzani şer üçgeninin Rusya faktöründen dolayı değişen Suriye politikası, artık Kuzey Irak benzeri bir yapılanmanın Suriye’de kurulması üzerine indirgenmiştir.
Rusya’nın Suriye bağlamında ortaya koyduğu duruş bu şer üçgeninin planlarını sekteye uğratmamıştır çünkü zaten Arap Baharı’nın Suriye bağlamındaki en büyük hedefi Kuzey Suriye’de bir Kürt yapılanması oluşturmaktı.
Türkiye’nin ahmak dış politikası sayesinde de bunu başarmak üzereler.
Bugün isyancıların Suriye ordusunu ülkenin Kuzeyinden başka yerlerde oyalamaları en fazla Barzani güdümündeki Kürtlerin işine gelmektedir.
İsyancılarla Esad’ın işi ne kadar uzun sürerse Suriye’nin kuzeyindeki oluşumun güçlenip, palazlanması için daha fazla zaman kazanılmış olacaktır.
ABD ve İsrail’in tüm hazırlıkları da Kuzey Suriye’deki oluşumu korumak üzerinedir.
Suriye’deki isyancıların ısrarla Suriye’nin kuzeyinde hâkimiyet kurmaya çalışmaları da bundan dolayıdır.
Sözün özü ABD, İsrail, Türkiye, Katar, Suud ve Suriyeli isyancılar Barzani’nin hayalini kurduğu bağımsız Kürt devletinin Suriye’deki parçasını Barzani’ye hediye etmek için seferber olmuş durumda.
Türk Dışişleri’nin “stratejik derinliği” bunu idrak edebiliyor mu merak ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024