Sisi ile aynı masaya oturmam ama aynı harekata katılırım!

Dünyada neyin savaşı yapılıyor ve neden hep Ortadoğu ve neden hep Müslümanlar katlediliyor? İşte bu soruların gerçek cevabını bulduğumuz, anladığımız zaman Afganistan'ı da, Irak'ı da, Suriye'yi de, şimdi Yemeni de anlar ve ülkemiz iktidarının şifrelerini çözmüş oluruz. Soruya dönersek! Birçok ekonomik ve siyasi nedenler cevap olarak verilebilir. Ama bu cevaplar sebep değil mazerettir. Bugün Ortadoğu'da yaşanan, inançların savaşıdır. Bu gerçeği bilen ve anlatan tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Sayın Baş diyor ki; "Esasen dünyada çarpışan inançlardır. Siyasi sebepler, iktisadi sebepler bunun görünen kısımlarıdır. Asıl temelde olan mücadele inançlarımızdır."Evet, Hıristiyanlık inancında "Mesih'in gelmesi ve Tanrı Krallığı" kurmak nihai hedeftir. Bu hedefin gerçekleşmesi için de Yahudilerin "Arz-ı Mev'ud'a" sahip olmaları lazımdır.   İşte bundan dolayıdır ki, hedef her daim İslam Coğrafyası ve her daim katledilenler Müslümanlardır.Siyonist mantığın hükümran olduğu Protestan ABD, dünya krallığını hedeflemektedir. Direk savaşların hem can, hem de maliyet açısından faturasını gören ABD, taktik değiştirmiş ve İslam coğrafyasında planladıkları "BOP ve Dinlerarası Diyalog" projelerini uygulamaya geçirmiştir. Yıllarca İslam coğrafyası ve ülkemiz bu iki rüzgar arasında bırakıldı. İnsanımız ve tüm Müslümanlar bu projeler için imanlarını, canlarını, mallarını, namuslarını kaybettiler. Bu kaybedişlere insan hakları, demokrasi, özgürlük vs. şapkaları giydirilerek, zafermiş gibi algılanmasını sağladılar. BOP ve Diyalog (Medeniyetler İttifakı) projeleri sahipleri tarafından tıkır tıkır işletilirken bir anda alt kademelerde çatışmalar başladı. Ülkemizde Gülen ve iktidar birbirine girdi. Her ne kadar AKP iktidarı, BOP ve Diyalogu beraber yürütme gayretine girse de özellikle Suriye'nin, Haçlı güçleri ve taşeronları karşısındaki dik duruşu hem ülkemiz iktidarını, hem de BOP sahiplerini tedirgin etti. Yani BOP çamura saplandı. Dinlerarası Diyalogun bir sapıklık olduğu ortaya çıktı. Haliyle BOP sahipleri ve İsrail telaşlandı. Ve en kahpe yöntemi uygulamaya koyuldular: Mezhep savaşı. Yemen bombalanıyor. Kim bombalıyor? Neden bombalıyor? Yemen'de ne olduğunu yazmaya bile gerek yok. Bombalayanlara, destek verenlere bakın. Amaçları apaçık karşınıza çıkar. Düşünün bir kere! Vahhabi, diye bir inanç geliştirip, kadınların araba sürmesini bile yasaklayan Suud hükümeti mi İslam adına Yemen'de? Ya, her gün ülkesinde bombalar patlayan, onlarca kişiyi kaybeden Pakistan mı? Ya, halkı açlık içindeyken saraylarına kiloyla kadın alan Katar mı, İslam için Yemen'de? Ya, darbeci El-Beşir'in Sudan'ı mı? Hepsi bir tarafa! Bu ülkeler İslam adına bir işe kalkışıyorlar ve Haçlı ABD bunları destekliyor. Sizce bunun insani ve imanî bir gerçekliği olabilir mi?Ülkemize gelelim. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Yemen'deki Müslümanları katletme harekâtına destek verdiklerini açıkladı. Hatta 'asker gönderme konusu da beklemede' dediler.Başbakan'a sormak istiyorum; Esad söz konusu olunca "zalimin elini asla tutmayız" diyordunuz. Yemen'e saldıran ülke yönetimlerinin hangisinin elinde kan yok. Hepsinin eli, halkının kanına bulaşmış. Neden o elleri hiç bırakmıyorsunuz?   Ve Sayın Cumhurbaşkanı. Aynı soruyu Sayın Erdoğan'a da soruyorum. Ama dahası var. ABD'de, Sisi ile aynı masaya oturmayı, yemek yemeyi reddeden Erdoğan şimdi aynı Sisi ve diğer darbecileri destekliyor. Bu duruşun adı nedir? Ve milletimize soruyorum; Filistin, İsrail tarafından kaç kez bombalandı? 10 binden fazla insan katledildi. İsrail'e uzaktan ses bombası dışında bir el bombası bile atmaya çekinen bu anlayışların şimdi Yemen'de, Müslüman katletmek için ittifak yapmalarını, desteklemelerini nasıl hazmedeceksiniz?