Allah kulunu çeşitli yollarla dener. Ben bu yazımda günümüzde çokça cereyan eden fakirlik ve zenginlik konusuna değineceğim.Allah fakiri yoksullukla zengini ise malı ile dener. Fakirin, olmayan maddi imkânlar dâhilinde kulluğu sınanır, zenginin ise olan maddi imkânları dâhilinde kulluğu sınanır. Allah bazılarının rızkını bazılarına üstün kılmıştır fakat üstün kılınanlar olmayanlara vermek suretiyle.Toplum düzeninde yoksulluğun doğurduğu sonuçlar aşikârdır. Yoksul insanın günaha girme olasılığı daha yüksektir. Neden diye soracak olursanız?Parası olmayan insan gayri meşru yollarla geçimini sağlamaya çalışacaktır. Yoksul insanın zengine göre hırsızlık yapma olasılığı daha fazladır. Haram yollarla ihtiyaçlarını temin etmeye daha çok meyillidir. İşte yoksul bu noktada denenir. Peki, zenginin denendiği nokta nedir?Parası olduğu halde kendi temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra geriye kalan parasını muhtaç insanlara dağıtmakla mükelleftir. Eğer zengin mal üstüne mal biriktirip muhtaç insana yardım etmiyorsa işte bu da zenginin imtihanıdır. Peygamber efendimiz(S.A.V) edilecek yardımın ölçüsünü çok güzel belirlemiştir. Bir insanın bir barınak(ev) bir binek(araba) ve bir yıllık geçimini sağlayacak kadar parasını ayırıp geri kalanını muhtaç olan kişilere dağıtılmasını öngörmüştür. Yani bir miktar bulgur, pirinç ,şeker dağıtmakla yardım etmiş sayılmıyoruz.Günümüz şartlarında ise fakirin en fazla günaha girdiği konu faizdir. Parası olmayan insan günümüzün yüksek hayat standartları çerçevesinde temel gereksinimlerini karşılamak için gözünü bankalarda açıyor ve günah bataklığına saplanıyor. Bu günahtan bankalardan faizle kredi çekenlerle beraber parası olduğu halde muhtaç olan insana yardım etmeyip o kişinin günaha bulaşmasına sebep olanlarda bu günahtan pay almaktadırlar. Faiz sadece bankalarda değil; elektrik faturalarında, su faturalarında, gıda malzemelerinde, oturduğumuz evlerde kısacası hayatımızı sürdürmemiz gereken tüm araç ve gereçlerde faizin içine girmiş bulunuyoruz. Müslüman bir devlet olarak bilinip günahların en büyüğünü hayat standardımızın sistemine oturtmuş bulunmaktayız. Faizle kurulu bir sistemi hayata koşullayanlar ve parası olduğu halde insanlara yardım etmeyip insanları faizlere bulaştıranlar, faiz çekenler kadar suçludurlar. Bu konuyla ilgili çok güzel bir kısadan hisse vardır:Bir ustanın yanında çalışan çırak hırsızlık yapar. Kadı bu hırsızı bulur elini keseceği sırada ustasını çağırır, ustasına sorar "sen bu çırağına haftada kaç dirhem veriyorsun " usta cevap verir " 25 dirhem efendim" kadı o zaman çırağın elini kesmekten vazgeçer. Kadı ustaya dönerek "bundan sonra bu çırağa haftada 100 dirhem vereceksin eğer vermezde çırak tekrar hırsızlık yaparsa senin elini keserim" Kadı bu sefer çırağa dönerek de şunu söyler "ustan sana hafta da 100 dirhem verdiği halde sen hırsızlık yaparsan senin elini keserim".Bu kısadan hisseden de anlaşılacağı gibi var olan bir günahtan insanları caydırmak ve o günaha bulaştırmamak için kişiye yönelik hüküm verene kadar insanları bu günaha iten nedenleri ortadan kaldırıp yardım edip meşru yollarla geçimlerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamak gerekir. İnsanları gayri meşru yollarla ihtiyaçlarını karşılamalarına mecbur bırakalım, bu insanların üzerinden para kazanalım sonrada faiz haramdır diyerek orada burada hacı hoca olup fetva verelim.Ömer Hayyam der ki:" Adil davranmadıktan sonra hacı hoca olmuşsun kaç para? Hırka tespih, post, seccade güzel ama Allah kanar mı bunlara?
Rabia Alioğlu / diğer yazıları
- Sessiz işgal / 11.07.2017
- 'Ben bir insan olmaya geldim' / 21.05.2017
- Bir fidan bir insan / 31.03.2017
- Bir devrin dönüm noktası / 20.03.2017
- İnsan ezgisi / 17.03.2017
- İnsana aç insanlık / 07.06.2016
- Sirke küpünden bal taştığını gördünüz mü? / 04.12.2015
- Bir gecede alim olmak / 30.10.2015
- Lal Anadolu / 12.09.2015
- Çorak gönüller / 24.08.2015
- 'Ben bir insan olmaya geldim' / 21.05.2017
- Bir fidan bir insan / 31.03.2017
- Bir devrin dönüm noktası / 20.03.2017
- İnsan ezgisi / 17.03.2017
- İnsana aç insanlık / 07.06.2016
- Sirke küpünden bal taştığını gördünüz mü? / 04.12.2015
- Bir gecede alim olmak / 30.10.2015
- Lal Anadolu / 12.09.2015
- Çorak gönüller / 24.08.2015