"Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim"
diyen Âşık Yunus yine,
"Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz"
diyor.
Son günlerde gerek siyasilerde gerekse halk arasında, referandumun amacından uzaklaşıp tartışma ortamına kaydığını görüyoruz. Bu tartışma ister istemez toplumu gererek hoş olmayan vaziyete doğru sürüklemektedir. Berbere, kasaba, fırıncıya, çarşıya, pazara nere giderseniz gidin dostlar, arkadaşlar, tanışlar, akrabalar hep birbirine şu soruyu soruyor: "Evetçi misin, hayırcı mısın?" Yani şunu öğrenmek istiyorlar: Bizden misin, değil misin?
Aynı soruyu bize de soruyorlar: Evet mi, hayır mı? Ben de, "Evet desem ne olacak, hayır desem ne olacak beni düşman mı ilan edeceksin" diyorum.
Allah aşkına bu nedir, yıllarca bu milleti ayrıştırmaktan bıkmadınız mı, usanmadınız mı? Bu millet az mı çekti sağcı-solcu, laik-anti laik, Alevi-Sünni, Kürt-Türk ayırımından; yetmedi, şimdi de evet-hayır yarışmasına mı başladınız.
Ayrışmak, bölünmek, parçalanmak kimin işine yarar; siyasilere ve radikallere sesleniyorum yapmayın bunu. Bu bir oyundur ve bu oyunun senaristleri ülkemiz üzerine hesabı olan Batı dünyasıdır. Lütfen bu oyuna gelmeyin. Sağcı da, solcu da; laik de, anti laik de; Alevi de, Sünni de; Kürt de, Türk de; evetçi de, hayırcı da bizim insanımızdır ve kardeşimizdir.
Allah insanları makine gibi tek düze yaratmamıştır, tabii ki farklı düşünceler ve görüşler olacaktır, bırakın insanlar düşünce ve inanç hürriyetini doya doya yaşasın. İnsanımızı bu evet-hayır yarışmasında kendi iradesiyle baş başa bırakalım; sonuç ne çıkarsa çıksın, çıkacak sonuca da herkes saygı göstersin, birbirini ötekileştirmesin.
Aslında siyasiler bu evet-hayır yarışmasını iptal etseler daha iyi olur, çünkü ülkemizin bundan çok daha elzem sorunları var, siyasilerimiz birbirleri ile cebelleşme yerine bu sorunları çözmekle meşgul olsalar daha iyi olmaz mı? Mesela işsizlik gibi, gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi, terör gibi, el Bab gibi sorunlarla uğraşıp çözüm yollarını arayıp bulsalar daha iyi olmaz mı?
Şimdi birlik beraberlik zamanı, sevme sevilme zamanı. Yine Yunus'tan bir mısra ile bitirelim yazımızı; "Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü."
Hele bu yaratılan bizim insanımız ise?
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim"
diyen Âşık Yunus yine,
"Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz"
diyor.
Son günlerde gerek siyasilerde gerekse halk arasında, referandumun amacından uzaklaşıp tartışma ortamına kaydığını görüyoruz. Bu tartışma ister istemez toplumu gererek hoş olmayan vaziyete doğru sürüklemektedir. Berbere, kasaba, fırıncıya, çarşıya, pazara nere giderseniz gidin dostlar, arkadaşlar, tanışlar, akrabalar hep birbirine şu soruyu soruyor: "Evetçi misin, hayırcı mısın?" Yani şunu öğrenmek istiyorlar: Bizden misin, değil misin?
Aynı soruyu bize de soruyorlar: Evet mi, hayır mı? Ben de, "Evet desem ne olacak, hayır desem ne olacak beni düşman mı ilan edeceksin" diyorum.
Allah aşkına bu nedir, yıllarca bu milleti ayrıştırmaktan bıkmadınız mı, usanmadınız mı? Bu millet az mı çekti sağcı-solcu, laik-anti laik, Alevi-Sünni, Kürt-Türk ayırımından; yetmedi, şimdi de evet-hayır yarışmasına mı başladınız.
Ayrışmak, bölünmek, parçalanmak kimin işine yarar; siyasilere ve radikallere sesleniyorum yapmayın bunu. Bu bir oyundur ve bu oyunun senaristleri ülkemiz üzerine hesabı olan Batı dünyasıdır. Lütfen bu oyuna gelmeyin. Sağcı da, solcu da; laik de, anti laik de; Alevi de, Sünni de; Kürt de, Türk de; evetçi de, hayırcı da bizim insanımızdır ve kardeşimizdir.
Allah insanları makine gibi tek düze yaratmamıştır, tabii ki farklı düşünceler ve görüşler olacaktır, bırakın insanlar düşünce ve inanç hürriyetini doya doya yaşasın. İnsanımızı bu evet-hayır yarışmasında kendi iradesiyle baş başa bırakalım; sonuç ne çıkarsa çıksın, çıkacak sonuca da herkes saygı göstersin, birbirini ötekileştirmesin.
Aslında siyasiler bu evet-hayır yarışmasını iptal etseler daha iyi olur, çünkü ülkemizin bundan çok daha elzem sorunları var, siyasilerimiz birbirleri ile cebelleşme yerine bu sorunları çözmekle meşgul olsalar daha iyi olmaz mı? Mesela işsizlik gibi, gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi, terör gibi, el Bab gibi sorunlarla uğraşıp çözüm yollarını arayıp bulsalar daha iyi olmaz mı?
Şimdi birlik beraberlik zamanı, sevme sevilme zamanı. Yine Yunus'tan bir mısra ile bitirelim yazımızı; "Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü."
Hele bu yaratılan bizim insanımız ise?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehmet Alioğlu / diğer yazıları
- Üç büyük günah / 15.04.2017
- Edebali'nin Osman Bey'e nasihatı / 16.03.2017
- Ömür boyu borçlu yaşamak / 11.03.2017
- Sevelim sevilelim / 09.02.2017
- Herkese büyük ikramiye / 04.02.2017
- Edebali'nin Osman Bey'e nasihatı / 16.03.2017
- Ömür boyu borçlu yaşamak / 11.03.2017
- Sevelim sevilelim / 09.02.2017
- Herkese büyük ikramiye / 04.02.2017