70'li yılların başı… Taksim'de müzikli bir mekânda yemek yiyoruz. Piyanoda Yaşar Güvenir çalıyor. Hem piyanist hem besteci. Kendi bestesi olan "Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" şarkısını yorumlarken birden ortalık hareketlendi. Sebebi dönemin başbakanı Ferit Melen mekâna gelmişti. Nezaketen alkışladık. Ya Yaşar Güvenir'i dinlemek için ya da mekânın sahibini ziyaret içindi gelişi. Mekânın sahibi İzzet Ünver ünlü siyasilerin terzisiydi özellikle de Adnan Menderes'in. Menderes'in idamı üzerinden 10 yılı aşkın bir zaman geçmiş ve 12 Mart Muhtırasının gergin günlerini yaşamaktaydı Türkiye o sıralar.
Bizim de mekânda bulunuş nedenimiz bir iş yemeğiydi. 12 Mart Muhtırası sıkıntıları da beraberinde getirmişti. Ve birkaç hukukçu çare arayışındaydık. Hazır Başbakan da oradayken görüşmek için fırsat kolladık. Nafile… Görüşemedik.
Uzaktan sevmek deyince "uzaktan eğitim"i sevebildik mi?
COVID-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına alırken, Mart 2020 itibariyle onlarca ülkede okullar kapatıldı ve dünyadaki öğrenci nüfusunun %90'ı bu süreçten etkilendi.
Yaşanan bu değişim, okulların sadece öğretim yapılan mekânlar olmadığını bize hatırlattı.
Gerçi eğitimde dijital değişim dünya genelinde birçok ülkenin gündeminde olsa da bu kadar kısa bir sürede böyle büyük çapta bir dönüşüm gerçekleştirmek için hiçbir ülkenin planı ve altyapısı hazır değildi. Eğitimde teknoloji kullanımı son 20 yılda artmış olsa da yapılan araştırmalar bilgi ve iletişim teknolojileri araçlarının öğretimi ve öğrenmeyi destekleyen potansiyelinden hâlâ kısıtlı ölçülerde yararlanabildiğimizi gösteriyor.
Uzaktan eğitim, ders veren kişi ile öğrencinin fiziksel olarak aynı ortamda bulunmadığı ve iletişim için çeşitli teknolojilerin kullanıldığı bir sistemdir. Türkçede "uzaktan eğitim" terimi yaygın olarak kullanılmakla beraber "e-öğrenme", "çevrimiçi (online) öğrenme" ve "uzaktan öğrenme" kavramları da aynı anlamda kullanılıyor. Literatür bunu gösteriyor.
Ülkemizde uzaktan eğitim birçok öğretmen ve öğrenci için ilk kez deneniyor olsa da uzaktan eğitimin "geleneksel/klasik" eğitimle karşılaştırılması yeni değil. Başlangıçta uzaktan eğitim sadece tamgün çalışanlar, askerler ve uzak bölgelerde ikamet eden kişiler gibi geleneksel olmayan öğrencileri hedeflese de; ki, tüm bu tür öğrencilerim olmuştur ve onlara bilgisayar ortamında ödevler ve araştırma konuları vererek uzaktan eğitim sağlanmıştır. Teknolojinin ilerlemesiyle artan teknik imkânlar sonucu özellikle ABD'de birçok eğitim kurumu uzaktan eğitim deneyimlerini sistemlerine katmaya başladılar derken, anahtar soruyu soralım:
Uzaktan eğitim mi, geleneksel yüz yüze eğitim mi, hangisi daha etkilidir?
Yapılan araştırmalardan farklı sonuçlar elde edildiğini görüyoruz.
Ağır basan görüş; nüfus yoğunluğunun artması ve dijital dönüşüm nedeniyle yüz yüze geleneksel eğitimin talepleri karşılamada yetersiz kaldığı yolundadır.
56 yıllık eğitimci olarak şunu önerebilirim: Karma yöntem uygulansın. Her hizmet, başta devlet olmak üzere her kurum insan içindir. İnsan sıcaklığının olmadığı sırf teknolojik araçlardan yararlanılması robotlar için geçer akçe olsa da insanlar için yetersiz ve bir tarafı eksik kalır. O nedenledir ki hem yüz yüze geleneksel eğitim, hem de uzaktan eğitimin harmanlanarak karma bir yöntemin uygulanması, eğitimin etkileşim hedefini gerçekleştirir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023