MADDE 312. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur?Evet, hükümete karşı işlenen suçlar bölümü maddeler halinde uzayıp, gidiyor? Bence eksik kalan kısım; hükümetin tarifidir. Hükümet nedir, kimdir, kimlerden oluşur, kapsama alanı nelerdir vs. yazılmamış?Bence işin temeli bu nokta. Çünkü Erdoğan ile birlikte hükümetlerin şekli, tanımı vs. ne varsa değişti. Artık iktidar partisinin yedi sülalesi hükümetten sayılıyor. (Yürütmenin akraba taallukatı zaten iş başında)? Yandaş medya, iş adamı, düşünce örgütleri vs. hep hükümet kapsam ve tanımı içerisinde? "Nasıl yani!" diyecek olursanız, uygulamalara bakın? Sağcı, solcu, Alevi vs. diye sürgünlere bakın. Medya ve iş dünyasında kesilen cezalara, verilen ihalelere veya taltif edilenlere, mücahitlikten müteahhitliğe terfi edenlere bakın?Geçen hafta bir "sehven" savcılık olayı yaşadık. SEHVEN; unutarak, yanlışlıkla anlamına geliyor. Savcının biri unutarak, yanlışlıkla, ana muhalefet partisi liderini ifadeye çağırıyor.Tabi birçok yorum yapıldı, mantık ortaya konuldu. Hiç gerek yoktu. Tek soru ve verilecek cevap her şeyi ortaya koyardı; Erdoğan veya bakanlarından veya vekillerinden birine bu çağrı yapılsaydı ne olurdu? Tek cevap: Bize darbe yapmak istiyorlar, bunlar paralel, derin devlet hortladı vs?Ama çağrılan CHP Genel Başkanıydı ve sehvendi! Peki, bu sehvenliği kim yapmıştı? Savcı Mehmet Demir. Özgeçmişi önemli değil. 17 Aralık önemli. Bu savcı bir TV kanalına çıkıp, diyor ki; "Bu bir darbe girişimidir?" Yargı ve emniyetten oluşan bir cunta tarafından darbe girişiminde bulunuluyor? Kamuoyu da bunu böyle algıladı." Savcı bu ve bu savcının önüne bir şikayet dilekçesi geliyor. O da nesi! İmza bölümünde Erdoğan soy ismi var. Tabi esas duruş? Meğer Bilal Erdoğan, Kılıçtaroğlu'ndan şikayetçi olmuş. Tabi bundan sonrasının benim bilmediğim ama savcının çok iyi bildiği bir prosedür işleyişi var. Çünkü şikayet edilen bir vekil, bir parti genel başkanı ve dokunulmazlığı var? Dedim ya! Erdoğan soy isminden olsa gerek Sayın Savcı unutkanlaşıp, sehvencilik yapıyor!!!Tepkiler devam ederken Radikal'den İsmail Saymaz, bu savcının yaptığı açıklamaları yayınladı?Savcı Demir; "Birini çağırırken bir de fazladan çağırırız, öyle olmuş yani. Gözden kaçmış? Bunun nesini abartıyorlar, anlamış değiliz. Yakalama kararı mı çıkarmışız, zorla getirme kararı mı çıkarmışız?.. Soru- cevap: Acaba tebligat çıkarırken "Kılıçdaroğlu" ismi dikkatinize çarpmadı mı? "E, çarpmamış demek ki." "Ama göze çarpmayacak bir isim değil ki." "Ya, bizde olur böyle şeyler bazen. Birini çağırırken bir de fazladan çağırırız, öyle olmuş yani?" "Çok eleştiriye maruz kaldınız. Hem CHP'liler hem de iktidar cenahı sizi eleştiriyor." "İktidardan kim eleştiriyor?" "Hüseyin Çelik." "Kendi fikri. Bizi ilgilendirmez?" "Burada muhatap Başbakan olsaydı aynı işlemi yapar mıydınız?" "Yapardım, niye yapmayalım?"Daha sonra sayın savcı üslup olarak tanıdık açıklama daha yaptı; "Ben hiçbir gazeteciye özel olarak açıklama yapmadım. Birkaç gazeteci beni telefonla aradı bir tanıdık gibi olayla ilgili bir şeyler sordu. Bunu bir röportaj gibi kaydettiklerini veya not ettiklerini söylemediler. Hatta söylemediğim sözleri de ilave etmişler?"Haşim Kılıç ne diyordu; "Yargı, devletin vicdanıdır." Demek ki, Zarrab'ın savcısı, Deniz Feneri, (e.v) savcıları, Adana savcıları daha birçok savcı vicdansızlık yapmış.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025