Sedat Peker, ülkemizdeki yargı sistemi ve iktidar partisinin suç örgütleri ve terörle mücadelesi başlıklarında adeta terazi oldu.
Şemdin Sakık'ı hatırlar mısınız? 'Parmaksız' kod adlı Şemdin Sakık. 1993'te Elazığ'da yol kesilerek 33 silahsız askerin katledilmesi emrini veren toplamda 251 silahlı eylemde 238 asker, polis, korucu ve sivilin katledilmesinden sorumlu tutulan bu terörist idam cezasına çarptırıldı. MHP'nin oluruyla kaldırılan idam cezası nedeniyle müebbet yatıyor.
Sedat Peker ise organize suç örgütü lideri. Bir dönem AKP ile yürümüş, AKP'nin seçim kahvelerini temin etmiş, parasını tahsil edememiş, AKP adına birçok ilde mitingler yapmış, vatandaşa sosyal yardımlar dağıtmış bir isim.
Geldiğimiz noktada terörist Şemdin Sakık'ı kale alan hükümet Sedat Peker'i kale almıyor.
Şemdin Sakık'ın ifadeleri ile bu ülkenin Genel Kurmay Başkanını hapse atan, hüküm veren yargı, Sedat Peker'in iddialarını duymuyor, iddialarını değerlendirmiyor, delillerini görmüyor.
Dahası! Sedat Peker açık çağrıda bulunarak, 'elimdeki belgeleri, devlete vermeye hazırım. İfade vermeye hazırım' diyor.
Şemdin Sakık'ı dikkate alanlar Sedat Peker'e karşı kör, sağırı oynuyor.
Siz söyleyin: Adalet nerede?
FETÖ ile mücadele nasıl gidiyor?
İktidarın söylemlerine, medyada yer alan haberlere bakarsanız 'amansız' bir mücadele verildiği hissine kapılabilirsiniz.
Ben, FETÖ ile mücadele edildiğine inanmayanlardan biriyim. Nasıl inanabilirim ki?
Düşünsenize! Bizzat açılışlarını yaptıkları FETÖ bankalarına para yatıran, okullarına öğrenci gönderen, yurtlarında yetişen ve alt düzey devlet kadrolarında görev alan on binlerce insanı 'FETÖ'cü' ilan et, işinden çıkar, bir kısmını hapse at.
Diğer taraftan FETÖ firarisi damatları bulamayan, hapse mahkum edilen damatları sağlık sebepleriyle serbest bırakan, FETÖ'cü generallerin kardeşlerini elçi atayan, Bank Asya'nın bir numaralı ismini en üst görevlerde istihdam eden, FETÖ borsasını inkar edemeyen iktidar partisinin, FETÖ ile mücadele ettiğine inan. Hayır, ben inanmıyorum.
Nasıl inanabilirim ki?
Sedat Peker için '15 Temmuz'un finansörü' dedikleri Birleşik Arap Emirlikleri ile dost oldular. Süleyman Soylu bizzat gidip o finansörlerle pasta kesti.
Ama Bakan Soylu hala Adil Öksüz, Zekeriya Öz, Ekrem dumanlı gibi nice isimler hakkında tek kelime etmedi.
Benim devletim bu gibi isimleri bulamamaktan, yakalayamamaktan aciz olamaz.
Çataklı'nın kardeşi
Komedi gibi bir gündem. CHP'li Özgür Özel'den, Bakan Soylu'nun yardımcısı İsmail Çataklı'nın kardeşinin, FETÖ firarisi olduğunu öğrendik.
Bana göre babanın suçundan evladı, kardeşin sucundan kardeşi sorumlu olmaz.
Amma! Böylesi önemli görevde olan bir kişinin (ki, istihbarat ona bağlı) ortaya atılan iddialara: 'Sen söyleyince baktım, hakkında ihbar varmış. Gelir adalete hesabını verir. Kardeş konusuna girecek en son kişisin' cevabı liyakat ve ehliyeti ağır yaralamıştır.
Yukarıda ifade ettim. Bu iktidar döneminde 'Parmaksız Zeki' kod adlı terörist Şemdin Sakık, 'gizli tanık' olarak kabul edildi, iddiaları ile yüzlerce kişi ve bu ülkenin Genel Kurmay Başkanı hapse atıldı.
Ama İçişleri Bakan yardımcısı olan zat, kardeşinin arandığını bilmiyor!
Ya Süleyman Soylu!
2 yıl önceydi. Canlı yayında AKP'nin eski vekili Mehmet Metiner, İçişleri Bakanlığında FÖTÖ'cüler göreve getiriliyor, demişti.
Bakan Soylu anında yayına bağlanmış, çocuk azarlar gibi Metiner'i azarlamış ve "Bizim göreve getirdiğimiz kimse yok. Ben düzgün yaşayan bir adamım… Bir tek FETÖ'cüyü göreve getirmişsem ve bu söylenmiyorsa bu ülkemize ihanettir. Ben getirmişsem ben, ihanet ediyorumdur" dedi.
Bu diyalogdan sonra bizzat Soylu'nun bakanlığı döneminde atanan 43 kaymakam ve vali yardımcısının görevden alınmıştı.
Bakan Soylu'ya: "Ben, düzgün adamım. Ben getirmişsem ben, ihanet ediyorumdur' sözleri hatırlatılarak istifa edecek misiniz, sorusu sorulmuş ve 'görevden alınan kaymakamlarla ilgili eksik ve yanlış bilgi ile yapılan yorumların tamamı yalandır" cevabını vermişti.
Şimdi aynı Süleyman Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, belediyeye teröristleri işe almakla suçluyor.
Ben, bu anlayışın samimiyetine inanmıyorum. Vatandaşta inanmıyor.
Bakan Soylu'nun, 'beni aradı', İmamoğlu'nun 'ispat et, hodri meydan' gündemi sayılara şöyle yansıdı:
Süleyman Soylu'nun, Ekrem İmamoğlu'na attığı twit 104 bin görüntüleme almış.
Ekrem İmamoğlu'nun, Süleyman Soylu'ya attığı twit 4.8 milyon görüntüleme almış.
Evet, her koyun kendi bacağından asılır. Ama ülkeyi koku sardı, yaşanmaz hale geldi…
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025