Sarayevo'nun tarihi ağırlığı varSarajevo'nun nüfusu yaklaşık olarak 450-500 bin kadar olduğunu söylemiştim. Bu demek ki Bosna nüfusunun yaklaşık olarak 1/4 - 1/3 kadarı burada yaşamaktadır. Çünkü tüm Bosna Hersek'in nüfusu savaştan önce yaklaşık olarak 4.5 milyondu. Savaş oldu, zayiatlar, yüz binlerce kayıplar ve başka ülkelere kaçanlar da bir o kadar oldu. Savaştan ülkeden ayrılanların yaklaşık olarak yarısı Boşnak'lardan (müslümanlardan) oluşmaktaydı. Savaştan sonra nüfus sayımı henüz yapılmadı. Kimse de bu sayımın yapılmasını şimdilik istememektedir. Çünkü her kesim nüfusunun azalmasından adeta korkmaktadır. Şu anda Bosna'da üç değişik unsur yaşamaktadır. Bunların en kalabalığı Müslüman Boşnaklardır. Daha önce de söylediğimi gibi yaklaşık olarak % 50 oldukları bilinmektedir. Son sorduğumda ise bu yüzdenin 55'e çıktığını iddia ediyorlar. İnşallah Müslümanların çoğalması daha hızlı devam eder ve Bosna'nın esas sahibi onlar olurlar. Gördüğüm ve öğrendiğim kadarıyla Bosna'da öyle fakirlik yok. Aslında zenginlik de yok gibidir. Maaşlar çok düşük. Sokaklarda dilenciler çok az ama yine de tek tük rastlanmaktadır. Müslüman kesimi daha gelişmiş durumda. Sırp taraflarının durumlarının ise daha kötü olduğu söylenmektedir. Bir kısmını arabadan geçerken gördük. Oradaki rejim biraz daha sıkı görülmektedir. Polisler sokaklarda daha fazla boy göstermektedir. Kış olimpiyatlarının yapıldığı "İguman" dağlarına ve "Bjelaşnicaya"ya da gittik. Yükseklikleri 1500 -1750 metre kadardır. Oraya gittiğimizde Sırp reyonlarından geçmek zorunda kaldık. Savaştan önceki yıllarda dünya kış olimpiyatlarının yapıldığı yere gittik. 70-90 ve daha yüksek ve uzun atlama yerlerini gördük. Oralarda hala kar vardı. Hatta tam o bölgeye varmadık biz uzaktan seyrettik. Bu bölgeler emniyet bakımından da pek tekin değildirler. Çünkü Bosna'da hala da özellikle dağlarda, nerede ne kadarı döşenmiş mayın var bilinmemektedir. Her an bir yerde patlayabilir ve insanı ya öldürür ya da sakat bırakır. Bölgelerde ve etraf kısımlarında dağ evleri ve oteller de yer yer görülmektedir. Fakat öyle çok büyük bir otelleşme ve gelişme görülmemektedir. Anlaşılan turizm hazırlıkları var ama henüz fazla turist yok. Gelenler de daha fazla Türkiye'den olmaktadır. Dağ evlerinin birine girdiğimizde bizi fevkalade iyi karşıladılar. Hatta bize turistik haritalar bile verdiler. Zaten Bosna'da Türk demek en iyi dost demektir. Tüm Müslümanlar Türkleri kardeş olarak kabul etmektedirler. Sarajevo Türklerin uğrak yeri olmuş, Türklerden de oldukça yoğun ziyaretler var. Sarayevo'dan dönerken hava alanı tıklım tıklım Türklerle doluydu. Buna ben şahsen sevindim. Çünkü dostluklar ancak bu tür ziyaretler hatta yakın ekonomik ilişkilerle ancak devam edebilmektedir. Bizim de Sarajevo'da üniversite açmamız oldukça isabetli olarak görülmektedir. İnşallah oranın gelişmesine ve Türkiye ile bağlarının güçlenmesine sebep olacaktır. Osmanlı'dan sonra Türkiye'nin oraya yatığı en ulvi ve en gerçekçi yatırım-eğitimin zirvesi sayılan üniversite yatırımıdır. Zaten orada Türk kolejleri de mevcuttur. Yaklaşık olarak 700 kadar öğrencilerinin olduğu bildirilmektedir. Ama şimdiye kadar özel üniversite yoktu. Şimdi o da açıldı, hatta şimdilerde bir yılını tamamlamak üzeredir. Yolun belirli kısmındaki "Villa Çengiç" bölgesinde bizim üniversiteye tramvay yolu kenarından dikine asfalt yol ayrılmaktadır. O yol dikey olarak "yeni Bosna şehitliğine" doğru gitmektedir. Şehitliğin tam dibinde ise "İUS Sarajevo İnternational University" binası vardır. Esas adres Paromliknska 66'dır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006