Ne zaman Başbakan R. T. Erdoğan, yerli ve muhafazakar bir çıkış yapsa, içim cızlar.
Erdoğan’ın böylesi çıkışlarının ardından tam aksi adımlar atar AKP iktidarı!
Erdoğan’ın meşhur “Libya’da NATO’un ne işi var” çıkışı beyinleri zonklatırken… O çıkışın 10-15 gün sonrasında NATO’ya üs olarak tahsis edilen İzmir’den kalkan savaş uçaklarının Libya’nın üstüne ateş yağdırması gelir gözümün önüne!
Erdoğan, sağ gösterip sol çakmıştı hem Türk milletine, hem Libya’ya!
AKP ve Erdoğan’ın benzer paradoksal vaziyetleri pek çoktur!
Güya Erdoğan’ı birkaç satır eleştirmiş diye Yenişafak’tan Ali Akel’in postalandığı son süreçte; Bakanlar Kurulu, Anayasa’nın 138. Maddesine aykırı vaziyette hukuku dolanarak, Yenişafak’ın sahipleri Albayraklara güya “özelleştirme” yoluyla verilen SEKA işletmelerine dair Danıştay’ın “iptal kararı”nı yok saymadı mı?!
Bakanlar Kurulu, Danıştay’ın “iptal” kararı yok sayarak; 51.2 milyon dolarlık değeri olan SEKA Balıkesir Kağıt İşletmelerinin birçok ormanlık arazileriyle birlikte 1.1 milyon dolara Albayraklara verilmesini onaylayıp Resmi gazetede yayınlatmadı mı?!
Bu da bir başka sağ gösterip sol çakmak!
AKP’nin PKK terörü bağlamındaki duruşu da aynı şekilde ma’luldur.
Erdoğan’ın, PKK ile pazarlık masasına oturmayı “şerefsizlik” diye nitelendirerek gürlediği süreçte, Erdoğan’a bağlı devletin en üst düzen güvenlik kurumu olan MİT kurmayları ile PKK elebaşları Mustafa Karasu ve Sabri Ok’un Oslo’daki toplantı kayıtları gündemi allak-bullak etmedi mi? F tipi cemaat, Erdoğan’ın bu paradoksunu fırsata çevirerek MİT Başkanı Hakan Fidan operasyonuna girişmedi mi?!
PKK terörü, Dağlıca’dan vurmaya devam ederken; Erdoğan da Meksika’dan Oslo günlerini andıran çıkışlar yapıyor. Terörü kimse bizimle pazarlık konusu etmesin, diyor.
Asıl can alıcı mesajı, sona saklayarak diyor ki; bu işi kotarmak için, 4 partiye gerek yok, muhalefet ile işbirliği içinde hallederiz!
Bu vaziyeti sadece Erdoğan’ın paradoksu görmek yetmez. Aynı şekilde bugüne kadar AKP’nin değirmenine su taşımaktan başka bir muhalefet performansı ortaya koymayan CHP’nin, artık açıkça ve kendi tabanının tepkisine rağmen AKP’nin Amerikancı politikalarına tam destek verdiğini fark etmek gerekiyor.
Şimdi de AKP ve CHP işbirliği içinde hem sağ, hem sol gösterecekler; her iki taraftan da milletimize çakacaklar!
AKP ve CHP’nin PKK terörüne yönelik arayışları, AKP’nin her zaman yaptığı üzere Libya operasyonundaki paradoksal mantıkla sürdürülürse; bu işten Türk milleti ve Güneydoğulu kardeşlerimiz değil, bilakis PKK ve Amerika kârlı çıkacak!
Bu arada belki, bu işleri kotaranlara Başkanlık sistemiyle bir koltuk, federatif yapılanma modeliyle bir bölge oluşturur iseler, öpüp başlarına koyacaklar! Yazık… Çok yazık!
Bu perspektif, Türk milletinin birliğini ve geleceğini darmadağın edebilecek türden bir yaklaşımdır.
AKP ve CHP, bu yanlış gidişattan acilen vazgeçmeli, akl-ı selim ve samimi arayışlarla toplumun her kesimi ile danışma, dayanışma ve işbirliği içinde olmalıdır.
Bu mesele “can” ve “vatan” meselesidir; bunların üzerinde oyun provası yapılmaz, oyun oynanmaz!
Aksi halde görünen köy kılavuz istemez!
Erdoğan’ın böylesi çıkışlarının ardından tam aksi adımlar atar AKP iktidarı!
Erdoğan’ın meşhur “Libya’da NATO’un ne işi var” çıkışı beyinleri zonklatırken… O çıkışın 10-15 gün sonrasında NATO’ya üs olarak tahsis edilen İzmir’den kalkan savaş uçaklarının Libya’nın üstüne ateş yağdırması gelir gözümün önüne!
Erdoğan, sağ gösterip sol çakmıştı hem Türk milletine, hem Libya’ya!
AKP ve Erdoğan’ın benzer paradoksal vaziyetleri pek çoktur!
Güya Erdoğan’ı birkaç satır eleştirmiş diye Yenişafak’tan Ali Akel’in postalandığı son süreçte; Bakanlar Kurulu, Anayasa’nın 138. Maddesine aykırı vaziyette hukuku dolanarak, Yenişafak’ın sahipleri Albayraklara güya “özelleştirme” yoluyla verilen SEKA işletmelerine dair Danıştay’ın “iptal kararı”nı yok saymadı mı?!
Bakanlar Kurulu, Danıştay’ın “iptal” kararı yok sayarak; 51.2 milyon dolarlık değeri olan SEKA Balıkesir Kağıt İşletmelerinin birçok ormanlık arazileriyle birlikte 1.1 milyon dolara Albayraklara verilmesini onaylayıp Resmi gazetede yayınlatmadı mı?!
Bu da bir başka sağ gösterip sol çakmak!
AKP’nin PKK terörü bağlamındaki duruşu da aynı şekilde ma’luldur.
Erdoğan’ın, PKK ile pazarlık masasına oturmayı “şerefsizlik” diye nitelendirerek gürlediği süreçte, Erdoğan’a bağlı devletin en üst düzen güvenlik kurumu olan MİT kurmayları ile PKK elebaşları Mustafa Karasu ve Sabri Ok’un Oslo’daki toplantı kayıtları gündemi allak-bullak etmedi mi? F tipi cemaat, Erdoğan’ın bu paradoksunu fırsata çevirerek MİT Başkanı Hakan Fidan operasyonuna girişmedi mi?!
PKK terörü, Dağlıca’dan vurmaya devam ederken; Erdoğan da Meksika’dan Oslo günlerini andıran çıkışlar yapıyor. Terörü kimse bizimle pazarlık konusu etmesin, diyor.
Asıl can alıcı mesajı, sona saklayarak diyor ki; bu işi kotarmak için, 4 partiye gerek yok, muhalefet ile işbirliği içinde hallederiz!
Bu vaziyeti sadece Erdoğan’ın paradoksu görmek yetmez. Aynı şekilde bugüne kadar AKP’nin değirmenine su taşımaktan başka bir muhalefet performansı ortaya koymayan CHP’nin, artık açıkça ve kendi tabanının tepkisine rağmen AKP’nin Amerikancı politikalarına tam destek verdiğini fark etmek gerekiyor.
Şimdi de AKP ve CHP işbirliği içinde hem sağ, hem sol gösterecekler; her iki taraftan da milletimize çakacaklar!
AKP ve CHP’nin PKK terörüne yönelik arayışları, AKP’nin her zaman yaptığı üzere Libya operasyonundaki paradoksal mantıkla sürdürülürse; bu işten Türk milleti ve Güneydoğulu kardeşlerimiz değil, bilakis PKK ve Amerika kârlı çıkacak!
Bu arada belki, bu işleri kotaranlara Başkanlık sistemiyle bir koltuk, federatif yapılanma modeliyle bir bölge oluşturur iseler, öpüp başlarına koyacaklar! Yazık… Çok yazık!
Bu perspektif, Türk milletinin birliğini ve geleceğini darmadağın edebilecek türden bir yaklaşımdır.
AKP ve CHP, bu yanlış gidişattan acilen vazgeçmeli, akl-ı selim ve samimi arayışlarla toplumun her kesimi ile danışma, dayanışma ve işbirliği içinde olmalıdır.
Bu mesele “can” ve “vatan” meselesidir; bunların üzerinde oyun provası yapılmaz, oyun oynanmaz!
Aksi halde görünen köy kılavuz istemez!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019