"Hz. Ali'nin annesi Fatıma b. Esed, Hz. Peygambere ilk iman eden hanımlardandır. Bi'set'ten önce Hz. İbrahim'in dinine tabi idi. O, öyle iffetli bir kadındı ki, doğum sancıları geldiğinde o haliyle Mescid'ül Haram'a gitti ve Kâbe'nin duvarına yaslanarak şöyle dua etti:
"Allah'ım! Sana ve Senin peygamberine ve Senin tarafından gönderilen tüm kitaplara ve Kâbe'yi inşa eden ceddim İbrahim'e sağlam bir imanım var. Ve karnımda taşıdığım çocuğumun hatırına benim doğumumu kolaylaştır."
Fatıma, ardından bir mucize ile Kâbe'ye girdi ve orada doğum yaptı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri Sh: 183-84)
Dünyaya bu mübarek mekânda gözlerini açan çocuğun adı Ali idi. Tabi adının da Ali olmasını Rabbi murat etmişti.
İmam Ali, Hz. Peygamberin hayatı boyunca adeta gölgesi oldu. Adeta Peygamberimiz ayağını kaldırdı, o ayağını bastı. Hz. Muhammed (s.a.v.) için hayatını göz kırpmadan ortaya koydu.
"Hz. Ali (k.v) Hz. Peygamber (s.a.v.) ile her zaman beraberdi. Hz. Peygamber ibadet için şehir dışındaki dağlara ve çöllere gittiği vakit bile Hz. Ali'yi yanında götürürdü?
Tarihçiler, Hz. Ali'nin (k.v) ilk Müslüman olan kişi olduğu hakkında görüş birliği içindedirler. Müslüman oluncaya kadar hiçbir zaman şirk koşmamış ve putlara tapmamıştır.
Kendisi de; "Ben, fıtrat üzere doğdum" buyurmaktadır. Bu sebepledir ki, bütün İslam âlimleri ondan söz ederken "Aliyyun kerremallahu vechehu" demeyi gelenek haline getirmişlerdir? Hz. Ali (k.v) Resûlullah'tan (s.a.v.) sonra ilk namaz kılan insandır?" (İmam Ali Sh: 195)
Künyesi Ebu'l Hasan, en meşhur lakapları Emir'ul Mü'minin, Haydar ve Ebu Turab'dır. Emir'ul Mü'minin vasfını bizzat Allah-u Teâlâ ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) vermiştir. (Maide 67. ayet ve Gadir-i Hum Hutbesi)
Daha çocuk yaşta olmasına rağmen Hz. Muhammed (s.a.v.) Onu, Kendisine vasi ve halife tayin etmiştir. Şöyle ki:
"En yakınlarını uyar." (Şuara, 214) ayeti inince, Allah Elçisi, Hz. Ali'yi yemek hazırlayarak yakınlarını yemeğe çağırmakla görevlendirdi!
O gün Hz. Ali'nin çağrısı üzerine Ebu Talip, Hamza, Abbas ve Ebu Leheb'in de bulunduğu yaklaşık kırk kişi, Ebu Talip'in evinde toplandılar. Yemekten sonra Allah Elçisi, onlara buyurdu ki:
"Ey Abdulmuttalip oğulları! Allah'a and olsun ki Ben, Arap gençleri arasında kendi soyuna benim getirdiğim şeyden daha iyi bir şey getiren bir genci tanımıyorum! Ben, sizin için dünya ve ahiret iyiliğini getirdim! Allah beni, sizleri O'na çağırmakla görevlendirdi! Sizlerden kim, Benim bu görevimde Bana yardım ederek benim kardeşim, mirasçım ve sizin aranızda temsilcim olmak ister?
Orada bulunanların hiç kimseden ses çıkmadı! Yalnızca Hz. Ali kalkıp dedi ki; "Ey Allah'ın Elçisi! Ben, Sana yardım etmeye hazırım!"
Allah Elçisi buyurdu ki; "Ey Ali! Sen otur!" Bu konuşma üç kez tekrarlanır. Her üçünde de Allah Elçisini kabul eden yalnızca Hz. Ali oldu!
Bunun üzerine Allah Elçisi elini, Hz. Ali'nin omzuna koyarak buyurdu ki; "Bu, benim kardeşim, mirasçım ve sizin aranızdaki halifemdir. Onu dinleyiniz ve onun buyruklarına uyunuz!
Bunun üzerine orada bulunanlar gülerek dağılmak üzere kalkıp Ebu Talip'e dediler ki; "Kendi çocuğunu dinleyip buyruklarına uymanı sana farz kıldı!" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri, Halebî, Sire, 1/38; Ahmet, Müsned, 1/111, 159, 331; Nesei, Hasaisülaleviyye, s. 6; Hâkim, Müstedrek, 3/123)
Peygamberliğinin ilk günlerinde İmam Ali'yi, kendinin vasisi, halifesi olduğunu ilan eden Hz. Peygamber, ömrünün yani peygamberliğinin son günlerinde de Allah'ın emri ile bu gerçeği bir kez daha tüm ümmetine tekrarlamış, (Ali İmran 67, Gadir-i Hum Hutbesi) kurtuluşun Ali'ye sarılmakta olduğunu, Onu ve Onun soyundan gelen hak imamlara uymanın bir iman gereği olduğunu ilan etmişti.
"Allah'ım! Sana ve Senin peygamberine ve Senin tarafından gönderilen tüm kitaplara ve Kâbe'yi inşa eden ceddim İbrahim'e sağlam bir imanım var. Ve karnımda taşıdığım çocuğumun hatırına benim doğumumu kolaylaştır."
Fatıma, ardından bir mucize ile Kâbe'ye girdi ve orada doğum yaptı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri Sh: 183-84)
Dünyaya bu mübarek mekânda gözlerini açan çocuğun adı Ali idi. Tabi adının da Ali olmasını Rabbi murat etmişti.
İmam Ali, Hz. Peygamberin hayatı boyunca adeta gölgesi oldu. Adeta Peygamberimiz ayağını kaldırdı, o ayağını bastı. Hz. Muhammed (s.a.v.) için hayatını göz kırpmadan ortaya koydu.
"Hz. Ali (k.v) Hz. Peygamber (s.a.v.) ile her zaman beraberdi. Hz. Peygamber ibadet için şehir dışındaki dağlara ve çöllere gittiği vakit bile Hz. Ali'yi yanında götürürdü?
Tarihçiler, Hz. Ali'nin (k.v) ilk Müslüman olan kişi olduğu hakkında görüş birliği içindedirler. Müslüman oluncaya kadar hiçbir zaman şirk koşmamış ve putlara tapmamıştır.
Kendisi de; "Ben, fıtrat üzere doğdum" buyurmaktadır. Bu sebepledir ki, bütün İslam âlimleri ondan söz ederken "Aliyyun kerremallahu vechehu" demeyi gelenek haline getirmişlerdir? Hz. Ali (k.v) Resûlullah'tan (s.a.v.) sonra ilk namaz kılan insandır?" (İmam Ali Sh: 195)
Künyesi Ebu'l Hasan, en meşhur lakapları Emir'ul Mü'minin, Haydar ve Ebu Turab'dır. Emir'ul Mü'minin vasfını bizzat Allah-u Teâlâ ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) vermiştir. (Maide 67. ayet ve Gadir-i Hum Hutbesi)
Daha çocuk yaşta olmasına rağmen Hz. Muhammed (s.a.v.) Onu, Kendisine vasi ve halife tayin etmiştir. Şöyle ki:
"En yakınlarını uyar." (Şuara, 214) ayeti inince, Allah Elçisi, Hz. Ali'yi yemek hazırlayarak yakınlarını yemeğe çağırmakla görevlendirdi!
O gün Hz. Ali'nin çağrısı üzerine Ebu Talip, Hamza, Abbas ve Ebu Leheb'in de bulunduğu yaklaşık kırk kişi, Ebu Talip'in evinde toplandılar. Yemekten sonra Allah Elçisi, onlara buyurdu ki:
"Ey Abdulmuttalip oğulları! Allah'a and olsun ki Ben, Arap gençleri arasında kendi soyuna benim getirdiğim şeyden daha iyi bir şey getiren bir genci tanımıyorum! Ben, sizin için dünya ve ahiret iyiliğini getirdim! Allah beni, sizleri O'na çağırmakla görevlendirdi! Sizlerden kim, Benim bu görevimde Bana yardım ederek benim kardeşim, mirasçım ve sizin aranızda temsilcim olmak ister?
Orada bulunanların hiç kimseden ses çıkmadı! Yalnızca Hz. Ali kalkıp dedi ki; "Ey Allah'ın Elçisi! Ben, Sana yardım etmeye hazırım!"
Allah Elçisi buyurdu ki; "Ey Ali! Sen otur!" Bu konuşma üç kez tekrarlanır. Her üçünde de Allah Elçisini kabul eden yalnızca Hz. Ali oldu!
Bunun üzerine Allah Elçisi elini, Hz. Ali'nin omzuna koyarak buyurdu ki; "Bu, benim kardeşim, mirasçım ve sizin aranızdaki halifemdir. Onu dinleyiniz ve onun buyruklarına uyunuz!
Bunun üzerine orada bulunanlar gülerek dağılmak üzere kalkıp Ebu Talip'e dediler ki; "Kendi çocuğunu dinleyip buyruklarına uymanı sana farz kıldı!" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri, Halebî, Sire, 1/38; Ahmet, Müsned, 1/111, 159, 331; Nesei, Hasaisülaleviyye, s. 6; Hâkim, Müstedrek, 3/123)
Peygamberliğinin ilk günlerinde İmam Ali'yi, kendinin vasisi, halifesi olduğunu ilan eden Hz. Peygamber, ömrünün yani peygamberliğinin son günlerinde de Allah'ın emri ile bu gerçeği bir kez daha tüm ümmetine tekrarlamış, (Ali İmran 67, Gadir-i Hum Hutbesi) kurtuluşun Ali'ye sarılmakta olduğunu, Onu ve Onun soyundan gelen hak imamlara uymanın bir iman gereği olduğunu ilan etmişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Şara, İsrail’e ne zaman saldıracak? / 09.02.2025
- Akıllı bir insan bilmediği bir şeyi inkâr eder mi? / 08.02.2025
- Adı ‘adalet’ soyadı ‘kalkınma’ / 07.02.2025
- 6 Şubat afeti sürpriz miydi? / 06.02.2025
- AKP 6 Şubat’a hazır / 05.02.2025
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Akıllı bir insan bilmediği bir şeyi inkâr eder mi? / 08.02.2025
- Adı ‘adalet’ soyadı ‘kalkınma’ / 07.02.2025
- 6 Şubat afeti sürpriz miydi? / 06.02.2025
- AKP 6 Şubat’a hazır / 05.02.2025
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025