Türkiye'nin kronikleşmiş problemlerini 'rutin politikalar'la çözmek mümkün değil. Hele de köklü program ve proje hazırlığı olmadan, sağdan-soldan aşırma 'proje fotokopileri'yle ve kulaktan dolma 'kalkınma yöntemleri'yle ülkeyi ayağa kaldırmak ham hayaldir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, seçim sathında bu hassas gerçeğin altını çizdi. Altını çizmekle kalmadı; köklü projelerini, bu projelerin kaynaklarını sundu. Çok partili siyaset tarihinde bir ilkti bu. Bu projeler etrafında Kuvay-ı Milliye ruhuyla kenetlenerek Türkiye'nin nasıl şahlanacağını ayan beyan ortaya koydu.
İyi hatırlıyorum, ta o günlerden bu yana BTP'nin söylemleri, projeleri ve kaynakları, değişik kesimlerce aşılıp duruldu. Son günlerde milletin kulak zarlarını patlatan kimi 'manifesto'lar da 'bu kabil uzan'malarla şekillenenlerden. Ancak, nasıl ki taşıma su ile değirmen dönmezse, aşırma projelerle de ülkenin çarkının döndürülemeyeceği açıktır.
Dolayısıyla iş, dönüp dolaşıp sahibini bulacak; çünkü başka çare yok...
AKP, 360'ı aşkın vekille iktidar koltuğunu dolduruyor. Hem de muhalefetsiz iktidar. Haddinden fazla iç ve dış desteğe de sahipler.
Buna rağmen bakanlar, 6 ay değerlendirmelerinde iş yapamamaktan mustarip olduklarını belirtiyorlar. Güçlü AKP kabinesinin önünü tıkayan en büyük engel, problemlerin çözümünü temellendirdikleri 'rutin politik' durumdur. Bahane olarak ileri sürülebilecek dış ve iç engellemeler, kayda değer düzeyde sözkonusu değildir.
Bu bağlamda IMF politikaları izlemek, 'rutin politik' bir durumdur. AB kriterlerine râm olmak, 'rutin politik' bir durumdur. Kendi milli stratejilerimizi üreterek somut adımlar atmak yerine ABD'nin 'paket programları'nda yer tutmak, 'rutin politik' bir durumdur.
Şayet bu kabil 'rutin politika'larla ülkenin kalkınması ve problemlerinin halli sözkonusu olabilseydi, geçmiş hükümetler, bu işi
daha rahat hallederlerdi. Hakikat şu ki, ülkemizi bu 'rutin politikalar' bu badirelere sürüklemiştir.
BTP Genel Başkanı, geçen hafta Konya Fuarpark'taki konuşmasında, "iktidardaki arkadaşlarımız yerine gökten melekleri indirip işbaşına getirsek bu 'rutin politikalar'la problemleri onlar da halledemezler" diyerek çok önemli bir politik kayıt düştü.
Bakanlarımızın beyanatları, adeta bu 'tespitin aynen itirafı'na dönüştü.
Devletin en önemli iki vazifesi olan eğitimde de durum aynı, adalette de. Sanki, IMF ahtapotunun kolları arasındaki ekonomimizde durum bundan farklı mı? Hayır.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bugünkü bütçe ve devletin imkanlarıyla 18.5 milyon kişiye çağdaş eğitim yaptırmanın mümkün olmadığını söyledi.
Nerede söyledi. İlim Yayma Cemiyeti'nin 49. Olağan Genel kurulu'nda. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, altı aydır bazı yasalar çıkarmak istediklerini anlatarak "Bu ülke başarılı olsun diye... Ancak sizin dışınızda eteğinizden çekiyorlar. Altı aydır şeytan taşlamaktan namaz kılmaya vakit bulunamadı. 6 aydır şeytan taşlamakla uğraşıyor bu iktidar" diye konuştu.
Nerede. Şereflikoçhisarda.
Türkiye'nin iç ve dış borcunun 200 milyar doları aşkın olduğunu belirten Çiçek umut veremedi, "Karıncanın kazandığını bir deve gemliyor hamutluyor" deyiverdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Siirt'te, "Bir yıl içinde bizden bir şey beklemeyin. Ancak 3 yıl sonra bu ülkenin evlatlarının cebine bir şeyler girecektir" beyanatını yineledi.
Bu kabil beyanatlar, geçmiş politikacıların 'enkaz devraldık' türünden 'rutin beyanatlar' cümlesindendir.
Türkiye bu 'rutin politik' çizgiden, Kuvay-ı Milliye ruhuyla üretime dayalı, programlı ve projeli 'milli çizgi'ye gelmedikçe, bir yıl değil, üç yıl değil, on yıl da beklese; değişen bir şey olmaz. Bilakis başaşağı gidişatımız daha da hız kazanır. Bu iş, öyle 'uzan'malı manifesto işi hiç değildir.
Bu bağlamda BTP, Türkiye için tarihi bir şanstır. İktidar da, muhalefet de, bu şansı görmeli, değerlendirmeli.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, seçim sathında bu hassas gerçeğin altını çizdi. Altını çizmekle kalmadı; köklü projelerini, bu projelerin kaynaklarını sundu. Çok partili siyaset tarihinde bir ilkti bu. Bu projeler etrafında Kuvay-ı Milliye ruhuyla kenetlenerek Türkiye'nin nasıl şahlanacağını ayan beyan ortaya koydu.
İyi hatırlıyorum, ta o günlerden bu yana BTP'nin söylemleri, projeleri ve kaynakları, değişik kesimlerce aşılıp duruldu. Son günlerde milletin kulak zarlarını patlatan kimi 'manifesto'lar da 'bu kabil uzan'malarla şekillenenlerden. Ancak, nasıl ki taşıma su ile değirmen dönmezse, aşırma projelerle de ülkenin çarkının döndürülemeyeceği açıktır.
Dolayısıyla iş, dönüp dolaşıp sahibini bulacak; çünkü başka çare yok...
AKP, 360'ı aşkın vekille iktidar koltuğunu dolduruyor. Hem de muhalefetsiz iktidar. Haddinden fazla iç ve dış desteğe de sahipler.
Buna rağmen bakanlar, 6 ay değerlendirmelerinde iş yapamamaktan mustarip olduklarını belirtiyorlar. Güçlü AKP kabinesinin önünü tıkayan en büyük engel, problemlerin çözümünü temellendirdikleri 'rutin politik' durumdur. Bahane olarak ileri sürülebilecek dış ve iç engellemeler, kayda değer düzeyde sözkonusu değildir.
Bu bağlamda IMF politikaları izlemek, 'rutin politik' bir durumdur. AB kriterlerine râm olmak, 'rutin politik' bir durumdur. Kendi milli stratejilerimizi üreterek somut adımlar atmak yerine ABD'nin 'paket programları'nda yer tutmak, 'rutin politik' bir durumdur.
Şayet bu kabil 'rutin politika'larla ülkenin kalkınması ve problemlerinin halli sözkonusu olabilseydi, geçmiş hükümetler, bu işi
daha rahat hallederlerdi. Hakikat şu ki, ülkemizi bu 'rutin politikalar' bu badirelere sürüklemiştir.
BTP Genel Başkanı, geçen hafta Konya Fuarpark'taki konuşmasında, "iktidardaki arkadaşlarımız yerine gökten melekleri indirip işbaşına getirsek bu 'rutin politikalar'la problemleri onlar da halledemezler" diyerek çok önemli bir politik kayıt düştü.
Bakanlarımızın beyanatları, adeta bu 'tespitin aynen itirafı'na dönüştü.
Devletin en önemli iki vazifesi olan eğitimde de durum aynı, adalette de. Sanki, IMF ahtapotunun kolları arasındaki ekonomimizde durum bundan farklı mı? Hayır.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bugünkü bütçe ve devletin imkanlarıyla 18.5 milyon kişiye çağdaş eğitim yaptırmanın mümkün olmadığını söyledi.
Nerede söyledi. İlim Yayma Cemiyeti'nin 49. Olağan Genel kurulu'nda. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, altı aydır bazı yasalar çıkarmak istediklerini anlatarak "Bu ülke başarılı olsun diye... Ancak sizin dışınızda eteğinizden çekiyorlar. Altı aydır şeytan taşlamaktan namaz kılmaya vakit bulunamadı. 6 aydır şeytan taşlamakla uğraşıyor bu iktidar" diye konuştu.
Nerede. Şereflikoçhisarda.
Türkiye'nin iç ve dış borcunun 200 milyar doları aşkın olduğunu belirten Çiçek umut veremedi, "Karıncanın kazandığını bir deve gemliyor hamutluyor" deyiverdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Siirt'te, "Bir yıl içinde bizden bir şey beklemeyin. Ancak 3 yıl sonra bu ülkenin evlatlarının cebine bir şeyler girecektir" beyanatını yineledi.
Bu kabil beyanatlar, geçmiş politikacıların 'enkaz devraldık' türünden 'rutin beyanatlar' cümlesindendir.
Türkiye bu 'rutin politik' çizgiden, Kuvay-ı Milliye ruhuyla üretime dayalı, programlı ve projeli 'milli çizgi'ye gelmedikçe, bir yıl değil, üç yıl değil, on yıl da beklese; değişen bir şey olmaz. Bilakis başaşağı gidişatımız daha da hız kazanır. Bu iş, öyle 'uzan'malı manifesto işi hiç değildir.
Bu bağlamda BTP, Türkiye için tarihi bir şanstır. İktidar da, muhalefet de, bu şansı görmeli, değerlendirmeli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019