Bu nasıl bir anlayıştır? Bu nasıl bir mantıktır? Bu yapılanların, söylenenlerin adını hangi sözlükte bulabiliriz? Siyaset değil ama siyaset yaptığını iddia eden artı bunu birde geçmişteki iman konularındaki söz ve davranışlarıyla desteklemeye çalışanların, bir konu hakkında kutuptan kutba, bir uçtan diğer uca nasıl söylem değiştirdiklerini gerçekten anlamış değilim…
Oy avcılığı desem, daha yeni seçildiler. Strateji desem, devlet yönetimi yap, boz oyunu değil. Birilerine, bir yerlere mesaj desem, bu kadar ikili mesajlaşma âşıkları bile usandırır… Böyle bir siyaset mantığının adını ben koyamadım, siz koyun…
Örnek mi?
"Türkiye'nin PKK sorunu yoktur. Kürt sorunu vardır."
"Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur. PKK sorunu vardır."
"PKK ile Öcalan ile görüşenin, görüştü diyenin…"
"Terör örgütü ile Öcalan ile benim emrimle görüşüldü. Gerekirse yine görüşülür…"
Bunlar taze bir iki örnek. Yakın geçmişe yani AKP'nin 3 dönemlik iktidarını biraz incelersek veya AKP'nin gerek Genel Başkanı veya milletvekillerinin siyasi geçmişlerini incelersek, inanın ciltler dolusu birbirine aykırı görüşler, duruşlar, uygulamalar ortaya çıkar.
Hala hazmedemediğim bir söylemi daha hatırlatayım; "(AB'nin asıl adı Katolik Hıristiyanlar birliğidir." Bu adı verdikleri birliğe hem de İslam coğrafyasına, haçlı seferleri başlatan papazın heykeli altında, gururla imza atıp, bu imzayı bir zafer, bir başarı olarak millete anlattılar.
Ben harbiden bu mantığı anlamadım, anlamayacağım. Hangi pudrayı kullanıyorlar? Hiç yüzlerde kızarmıyor. Sıradan bir insan bile dün dediğinin aksini yaptığı zaman arkadaşlarının yanında biraz mahcup, biraz yüz kızarıklığı ile durur. Bunu da göremedim ben…
Hele şu olaya bakın…
Vahit Kiler. AKP Bitlis milletvekili. İstanbul Eyüp'teki Pierre Loti Tepesi'nin isminin değiştirilmesini istiyor.
Bunu duyan vatandaşım heyecanlanıyor. Peygamber Efendimizin dayısının oğlu, artı 6 ay ev sahipliği yapmış artı Hz. Ali'nin velayetine şahitlik etmiş Eyüp sultan hazretlerinin bulunduğu mekânda bu ismin ne işi var, diye manevi bir heyecan ve destek ortaya çıkıyor.
AKP'li vatandaşımın göğsü kabarıyor (!). Diğer vatandaşlarım ise neden olmasın, daha iyi olur? Havasına giriyor. (Bence de iyi olur. Ama kim, hangi niyetle ve ölçüyle yapacak? Ona göre bizde destek veririz)
Olsun. Benim toprağımda, benim atalarımın ismi olsun. Adı anıldığı zaman bana tarihimi, inancımı, kültürümü anlatacak isimler olsun. Ama her şeyden önce niyetler halis olsun. Niyetler temiz olsun.
Nasıl mı?
Bu isim tartışmasını açan vekil, 1934'te Pierre Loti Tepesi olarak adlandırılan yerin isminin değiştirilmesini ve "İdris-i Bitlisi" isminin verilmesini istiyor. Çünkü "Pierre Loti" ismi kanına dokunuyormuş.
Malumunuz İstanbul'da geçen yıl büyük törenlerle açılan bir gökdelen var. Tepesine çıkınca İstanbul'un her tarafını görüyorsunuz. (Gerçi bu seyir parayla mı bilmiyorum? Ben hala gidemedim) İşte bu gökdelenin sahibi bu milletvekili. Yani Vahit Kiler.
Ey vatandaşım! Vahit Kiler'e ait olan bu gökdelenin adı ne biliyor musun? "SAPPHİRE"
Bu konu üzerine, bir gazetecinin, "İstanbul'da yaptırdığınız gökdelene Sapphire ismini koydunuz. Neden İngilizce isim koydunuz?" sorusuna Kiler, "Her iki dilde de rahat anlaşılsın diye" karşılığını veriyor.
Valla bir Türk olarak ve Türkçe konuşan biri olarak bu isimden bir şey anlayamadım. Ya siz!
Oy avcılığı desem, daha yeni seçildiler. Strateji desem, devlet yönetimi yap, boz oyunu değil. Birilerine, bir yerlere mesaj desem, bu kadar ikili mesajlaşma âşıkları bile usandırır… Böyle bir siyaset mantığının adını ben koyamadım, siz koyun…
Örnek mi?
"Türkiye'nin PKK sorunu yoktur. Kürt sorunu vardır."
"Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur. PKK sorunu vardır."
"PKK ile Öcalan ile görüşenin, görüştü diyenin…"
"Terör örgütü ile Öcalan ile benim emrimle görüşüldü. Gerekirse yine görüşülür…"
Bunlar taze bir iki örnek. Yakın geçmişe yani AKP'nin 3 dönemlik iktidarını biraz incelersek veya AKP'nin gerek Genel Başkanı veya milletvekillerinin siyasi geçmişlerini incelersek, inanın ciltler dolusu birbirine aykırı görüşler, duruşlar, uygulamalar ortaya çıkar.
Hala hazmedemediğim bir söylemi daha hatırlatayım; "(AB'nin asıl adı Katolik Hıristiyanlar birliğidir." Bu adı verdikleri birliğe hem de İslam coğrafyasına, haçlı seferleri başlatan papazın heykeli altında, gururla imza atıp, bu imzayı bir zafer, bir başarı olarak millete anlattılar.
Ben harbiden bu mantığı anlamadım, anlamayacağım. Hangi pudrayı kullanıyorlar? Hiç yüzlerde kızarmıyor. Sıradan bir insan bile dün dediğinin aksini yaptığı zaman arkadaşlarının yanında biraz mahcup, biraz yüz kızarıklığı ile durur. Bunu da göremedim ben…
Hele şu olaya bakın…
Vahit Kiler. AKP Bitlis milletvekili. İstanbul Eyüp'teki Pierre Loti Tepesi'nin isminin değiştirilmesini istiyor.
Bunu duyan vatandaşım heyecanlanıyor. Peygamber Efendimizin dayısının oğlu, artı 6 ay ev sahipliği yapmış artı Hz. Ali'nin velayetine şahitlik etmiş Eyüp sultan hazretlerinin bulunduğu mekânda bu ismin ne işi var, diye manevi bir heyecan ve destek ortaya çıkıyor.
AKP'li vatandaşımın göğsü kabarıyor (!). Diğer vatandaşlarım ise neden olmasın, daha iyi olur? Havasına giriyor. (Bence de iyi olur. Ama kim, hangi niyetle ve ölçüyle yapacak? Ona göre bizde destek veririz)
Olsun. Benim toprağımda, benim atalarımın ismi olsun. Adı anıldığı zaman bana tarihimi, inancımı, kültürümü anlatacak isimler olsun. Ama her şeyden önce niyetler halis olsun. Niyetler temiz olsun.
Nasıl mı?
Bu isim tartışmasını açan vekil, 1934'te Pierre Loti Tepesi olarak adlandırılan yerin isminin değiştirilmesini ve "İdris-i Bitlisi" isminin verilmesini istiyor. Çünkü "Pierre Loti" ismi kanına dokunuyormuş.
Malumunuz İstanbul'da geçen yıl büyük törenlerle açılan bir gökdelen var. Tepesine çıkınca İstanbul'un her tarafını görüyorsunuz. (Gerçi bu seyir parayla mı bilmiyorum? Ben hala gidemedim) İşte bu gökdelenin sahibi bu milletvekili. Yani Vahit Kiler.
Ey vatandaşım! Vahit Kiler'e ait olan bu gökdelenin adı ne biliyor musun? "SAPPHİRE"
Bu konu üzerine, bir gazetecinin, "İstanbul'da yaptırdığınız gökdelene Sapphire ismini koydunuz. Neden İngilizce isim koydunuz?" sorusuna Kiler, "Her iki dilde de rahat anlaşılsın diye" karşılığını veriyor.
Valla bir Türk olarak ve Türkçe konuşan biri olarak bu isimden bir şey anlayamadım. Ya siz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025