Kuzey Osetya'daki terör eyleminde terörislerden daha çok insan öldürmüş olan Rusya'dan resmi bir açıklama geldi. "Rusya teröristleri dünyanın neresinde olursa olsun vurabilir".
Rusya Genelkurmay Başkanı tarafından yapılan bu açıklamalar, Rusya'nın da ABD gibi saldırgan bir politika izleyeceğini göstermektedir.
Bu gelişmelerden en çok etkilenecek Türkiye olacaktır. Zira Rusya Genelkurmayı'nın yaptığı bu açıklamada Türkiye'ye de bir uyarı vardır.
Türkiye, Ortadoğu'daki gelişmelerde kayıtsız kalmaya çalışmanın ötesinde, ABD çıkarları yönünde bir çizgi belirledi. Bu sayede ABD'ye geçici de olsa hoş görünmüş olan AKP hükümeti, Ortadoğu bölgesindeki pek çok ortak paydamız olan milletler nezdinde Türkiye'nin imajının iyice kötüleşmesi sonucuyla karşı karşıya kalmış oldu.
Irak pastasından büyük bir pay almayı bekleyen AKP, büyük bir pay almak şöyle dursun, Irak pastasının ABD ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından aç kurtlar gibi kapışılmasına seyirci kalmak zorunda bırakıldı.
Bütün bu olanlara karşın, AKP hükümeti herhangi bir politika değişikliğine gitti mi? Elbetteki hayır. Çünkü AKP, adeta at gözlüğü takmış gibi sadece gideceği yönü görebiliyor, belki de onu bile tam göremiyor.
Ortadoğu gelişmelerinde yanlış kulvarlarda koşan AKP hükümeti, Rusya'daki yeni gelişmelerde tam bir şaşkınlık hali ortaya koyuyor.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali AKP hükümeti ikilemler yaşıyor.
Bölgesindeki ateş çemberinin tam ortasında bulunan Türkiye, gelecekte olabilecek şeylere karşı çeşitli stratejiler belirlemek zorunda. Ama karşılaştığı bütün yönleriyle ayan beyan ortada olan problemlerde gösterilen acizlik ortada iken, AKP hükümetinden gelecekte olabilecek problemlere karşı hazırlıklı olmasını beklemek abesle iştigal olacaktır.
Bu yüzden AKP hükümeti, Çeçenlerle başlayarak diğer Türk cumhuriyetlerini de içine alacak olan Rusya'nın askeri harekaatlarına karşı duyarsız kalmaktan başka bir yol hayal bile edememektedir.
AKP, Ortadoğu'daki ABD katliamlarına gösterdiği duyarsızlığı, Rusya'nın yaptığı ve yapacağı katliamlarda da devam ettirirse, hem iç politikada yalnız kalacak, hem de Türkiye'nin dış politikada tarihinde hiç yaşamadığı kadar bir yalnızlığı yaşamasına sebep olacaktır.
Birinci körfez savaşında BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, asıl hedefin Türkiye olduğunu defalarca belirtmişti. Neticede Prof. Dr. Haydar Baş Bey, haklı çıktı ve birinci körfez savaşında ve Irak işgalinde Irak'tan sonra en büyük zararı Türkiye gördü.
Irak ve Çeçenistan için düşündükleri akıbete, eninde sonunda Türkiye de maruz kalacaktır. Bunu görmek lazım.
Bugün Rusya'ya verilen görev, olası bir Türkiye işgalinde Türkiye'ye destek verebilecek olan Türki cumhuriyetleri kontrol altına almasıdır. ABD-Rusya ittifakı gereği Kafkaslardaki denge Türkiye aleyhine değiştirilmeye çalışılacaktır.
Türkiye, çevresindeki gelişmeleri doğru değerlendirebilen ve gerekli olacak adımları cesaretle atabilecek yeni bir hükümete gereksinim duymaktadır.
Gerekli olan cesaret ve kabiliyet damarlarında asil kan taşıyan Kuvay-ı Milliye kadrolarında bulunmaktadır.
Bu yüzden Türkiye'nin bundan sonraki hükümeti Kuvay-ı Milliye yani BTP olmalıdır...
Rusya Genelkurmay Başkanı tarafından yapılan bu açıklamalar, Rusya'nın da ABD gibi saldırgan bir politika izleyeceğini göstermektedir.
Bu gelişmelerden en çok etkilenecek Türkiye olacaktır. Zira Rusya Genelkurmayı'nın yaptığı bu açıklamada Türkiye'ye de bir uyarı vardır.
Türkiye, Ortadoğu'daki gelişmelerde kayıtsız kalmaya çalışmanın ötesinde, ABD çıkarları yönünde bir çizgi belirledi. Bu sayede ABD'ye geçici de olsa hoş görünmüş olan AKP hükümeti, Ortadoğu bölgesindeki pek çok ortak paydamız olan milletler nezdinde Türkiye'nin imajının iyice kötüleşmesi sonucuyla karşı karşıya kalmış oldu.
Irak pastasından büyük bir pay almayı bekleyen AKP, büyük bir pay almak şöyle dursun, Irak pastasının ABD ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından aç kurtlar gibi kapışılmasına seyirci kalmak zorunda bırakıldı.
Bütün bu olanlara karşın, AKP hükümeti herhangi bir politika değişikliğine gitti mi? Elbetteki hayır. Çünkü AKP, adeta at gözlüğü takmış gibi sadece gideceği yönü görebiliyor, belki de onu bile tam göremiyor.
Ortadoğu gelişmelerinde yanlış kulvarlarda koşan AKP hükümeti, Rusya'daki yeni gelişmelerde tam bir şaşkınlık hali ortaya koyuyor.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali AKP hükümeti ikilemler yaşıyor.
Bölgesindeki ateş çemberinin tam ortasında bulunan Türkiye, gelecekte olabilecek şeylere karşı çeşitli stratejiler belirlemek zorunda. Ama karşılaştığı bütün yönleriyle ayan beyan ortada olan problemlerde gösterilen acizlik ortada iken, AKP hükümetinden gelecekte olabilecek problemlere karşı hazırlıklı olmasını beklemek abesle iştigal olacaktır.
Bu yüzden AKP hükümeti, Çeçenlerle başlayarak diğer Türk cumhuriyetlerini de içine alacak olan Rusya'nın askeri harekaatlarına karşı duyarsız kalmaktan başka bir yol hayal bile edememektedir.
AKP, Ortadoğu'daki ABD katliamlarına gösterdiği duyarsızlığı, Rusya'nın yaptığı ve yapacağı katliamlarda da devam ettirirse, hem iç politikada yalnız kalacak, hem de Türkiye'nin dış politikada tarihinde hiç yaşamadığı kadar bir yalnızlığı yaşamasına sebep olacaktır.
Birinci körfez savaşında BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, asıl hedefin Türkiye olduğunu defalarca belirtmişti. Neticede Prof. Dr. Haydar Baş Bey, haklı çıktı ve birinci körfez savaşında ve Irak işgalinde Irak'tan sonra en büyük zararı Türkiye gördü.
Irak ve Çeçenistan için düşündükleri akıbete, eninde sonunda Türkiye de maruz kalacaktır. Bunu görmek lazım.
Bugün Rusya'ya verilen görev, olası bir Türkiye işgalinde Türkiye'ye destek verebilecek olan Türki cumhuriyetleri kontrol altına almasıdır. ABD-Rusya ittifakı gereği Kafkaslardaki denge Türkiye aleyhine değiştirilmeye çalışılacaktır.
Türkiye, çevresindeki gelişmeleri doğru değerlendirebilen ve gerekli olacak adımları cesaretle atabilecek yeni bir hükümete gereksinim duymaktadır.
Gerekli olan cesaret ve kabiliyet damarlarında asil kan taşıyan Kuvay-ı Milliye kadrolarında bulunmaktadır.
Bu yüzden Türkiye'nin bundan sonraki hükümeti Kuvay-ı Milliye yani BTP olmalıdır...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024