Sevgili Fazlı KÖKSAL; kitaplardan bahsetmiş, sonra kitaplardan meyve lezzetinde tarif ettiği roman dünyasına dalmış hiç üşenmeden! Sağ olsun, var olsun... (http://fazlikoksal.blogspot.com.tr/2014/09/meyve-tadinda-romanlar.html)"Oku, oku, oku! Nereye kadar?""Okuyup vali mi olacan?""Memleketi sen mi kurtaracan?""Bu kadar okumaya can mı dayanır?""Okumaktan aklı taştı! Deli oldu sonunda!""Atın gözünde ot mu, yoksa kitap mı kıymetlidir? Önüne koy da gör!"Ve daha nice, benzer ayıplamalarla, kınamalarla muhatap okuyanların, kırılan cesaretleri yüzünden zordayız!Sadece biz zorda olsak itiraz etmem de; okumayanların ve okumayanlara danışmanlık etmeyi maharet belleyen zavallı okuyanların yüzünden millet olarak darda, devlet olarak zordayız!Bugün ilgimi kitaplara çeken/yönelten Fazlı KÖKSAL'a teşekkür ederek önemsediği konuya dönelim."Kitab-ı Ekmel" hakkında, kitaplar hakkında çok konuştuk, konuşuyoruz, ömrümüz olduğu müddetçe konuşacağız ve konuşacaklar inşallah.Konularına göre bütün kitapları tanıyıp, tamamının -damlanın deryaya düşmesi gibi- Kitâb-ı Ekmel'e, önsözlük, girişlik, sözbaşılık, sözlüklük, lügatlik ettiğine inancımızı defalarda söylemiştik, tekrarlayalım bu vesile ile yine bu vesîle ile Kur'ân-ı Kerîm'e "Kitâb-ı Ekmel-Mükemmel/eksiksiz/En büyük Kitap" diyen kişinin de, kindar-dindar imansızların "Dinsiz" diye iftira ettikleri Mustafa Kemal ATATÜRK olduğuna da vurgu yapalım...Kitapsız nobranların hakimiyetindeki zor bir zamanda, kaçıncı kitabını baskıya hazırlandığını bilmediğim Sevgili Ahmet Haldun TERZİOĞLU'nun Türk Tarihi anlatan romanlarıyla tanıştıktan ve yaklaşık otuz yıl sonra, yeniden rüya görmeğe başladığımı söylemiştim, vurgulamak için tekrarlayayım!Aynı konular; dertler, gâileler, sıkıntılarla aynı mes'elelerle uğraşa uğraşa beynimin rüya gören yerini unutmuş, unutmaya mahkûm etmişmişim ve farkında değilmişim!Ne zaman ki övünerek "Türk Muhayyilem" dediğim TERZİOĞLU Usta sayesinde yeniden romanla buluştum, Vallahi yeniden rüya görmeğe başladım!Ve bütün okuyan, okuduğunu bildiğim tanıdıklarıma; en son ne zaman roman okuduklarını sormaya başladım! Her sorduğumda gördüm -ve hayret ettim- ki; okuyanlarımız; roman okumuyor, roman okumayı külfet sayıyor, roman okumadıkları için hayal kuramıyor! Hayal kuramadıkları için rüya göremiyormuş!Sevgili Fazlı KÖKSAL, romanlardan bahsederken; "Tema yazara aittir, üslup ve anlatım çevirmene, yani bahçıvana? "Çeviri kadın gibidir: güzeli sadık, sadığı güzel olmaz" alıntısıyla Can Yücel'i de hatırlar ve hatırlatırken ne güzel, ne doğru bir iş yapmış sağ olsun...Heeyy! Okuyanlar! Okumayanlar!Heeyy! Okumadığını övünerek söyleyene danışmanlık yapanlar!Kitap; kaynaktır, mecra'dır-akakdır, gözedir.Kitap, okuyanın ihtiyacını karşılar; yol olur, susuzluğunu giderir okuyanın. Okumayanlara da; okuyup ihtiyacını karşılamış, okuyup yolunu bulmuş, okuyup susuzluğunu gidermişlerin anlatmasıyla ulaşandır kitap!Kitap; okuyana taşınması çok zor, ağır ve mukaddes bir yüktür, okumayana anlatıncaya kadar!Bu memlekette -ma'lesef- okumayanlar her zaman okuyanlardan fazla olmuş! Okuyanlar, okuyup özetini sunsun diye okumayanlarca görevlendirilmiş ve okumayanlar, okuyanlara karşı galip gelmişler!Tuhaftır! Acayiptir! Acıdır ama gerçeğimiz budur! Okuryazar-okumayan nâdanların, nobranların; bilmediğini bilmeyenlerin yönetimini kabullenmiş bir-kaç zamâne câhil(!)inin yüzünden Allah, hepimizi helâk etmez inşallah! Bu vesile ile câhilin gerçek anlamına da vurgu yapalım: câhil; (a.s. cehl'den) puta tapan, müşrîk demektir. Hz. Peygamber (s.a.a.)'den öncesine "Cahiliye" denmesi bu yüzdenir.Okuyanlar olmasaydı; okuyacakların olacağını bilerek yazanlar olmasaydı; "De ki: Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer-9) şeklindeki ilâhî gerçekten haberdar olur muyduk? Eğer okuyanlar, okuyup öğrenenler ve öğrenenlerin; "Bilginin zekâtı öğretmektir"i uygulamaları olmasaydı; 1.335 yıl sonra Emevizm'e Kureyş şövenizmi'ne kafa tutan Prof. Dr. Haydar BAŞ ve "Ehl-i Beyt Külliyâtı" ndan haberimiz olur muydu?Allah (c.c.); ilk önce; "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" (Alak-1) deyip hemen peşine; "Nûn! Yemin olsun kaleme ve yazanların satır satır yazdıklarına!" (Kalem-1) diye yemin ederek kullarına kalem nasip etmeseydi; kimin haberi olurdu kitaplardan? Kimin haberi olurdu bütün kitapların bir kitabı anlamak için okunduğundan?Bütün bunlara, bütün olanlara rağmen ma'lesef hâlâ; "İlgililer bilgisiz, bilgililer ilgisiz!"İlgililerin bilgisiz olması yüzünden bilgililerin ilgisizliği artmış ma'lesef!Kitap bilgidir açana.Kitap köprüdür geçene.Kitap kanattır uçana.Kitap lezzettir seçene.Kitap Zemzem'dir içene..."Bütün kitaplar, bir kitabı anlamak için okunur" tarifli ayraçtır her kitap...BAŞ, BAŞ'A BAĞLI; BAŞIMIZ DA KİTÂB'A, KİTÂB-I EKMEL'E Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017