1937 yılında Atatürk'ün direktifiyle kurulan Şişecam Fabrikasının üretimi durdurma ve işçilere 15 gün ücretli izin uygulaması üzerine, tarihî Paşabahçe fabrikasında çalışan 870 işçinin başlattığı işyerini terk etmeme eyleminde bir haftadan fazla bir zaman geride kaldı. Fabrika çalışanlarının eylemine aileleri ve vatandaşlar da yoğun destek veriyor.
Öte yandan Türk-iş 1. Bölge Temsilcisinin yapmış olduğu açıklamalar şöyle: "Fabrikanın zarar ettiği iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Bilinçli olarak zarar ettiriliyor. 1987 Bakanlar Kurulu kararıyla bölge "turizm alanı" ilan edildi. Sadece villalara tapu veriliyor. Bu fabrikanın arazisi de dahil bu bölge birilerine peşkeş çekilecek."
Bu gelişmeler ibretle izlenirken, milletimizin düştüğü durum yürekleri sızlatıyor. Hayat pahalılığı altında ezilen yüzbinlerce vatandaşımız işyerlerinden de atılınca, hayat mücadelesi verir hale gelmişlerdir.
Ayrıca, yabancı sermaye hiçbir fedakarlıktan sakınılmadan ülkemize davet edilip her türlü imkan ve zemin bunlara hazır edilirken, yerli sermayenin bu şekilde heba edilmesi milletimiz için üzüntü kaynağı olmaktadır. İnsanımız bu tezat duruma cevap aramaktadır.
Bu ve bunun gibi birçok problemi milletin başına bela edenlerle artık millet hesaplaşmak istemektedir.
Millet tarlasından sökülüp atılan buğday, şekerpancarı, tütün, çay ve fındığının hesabını görmek istemektedir.
Mağdur bırakılan insanımız bunun sorumluluğunu taşıyanların sözlerine artık inanmıyor, yalanlarına kanmıyor.
Milletimiz kendisine kol kanat geren bir yüce sese güveniyor. Bu yüce sesin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, milletinin huzur ve rahatını kendi huzur ve rahatının önünde tutarak yola çıkmıştır. Milletin huzuruna çıkarken plan ve projeleriyle çıkmış, işin en başında da bunu halkıyla paylaşmaktadır. İş isteyen, aş isteyen vatandaşa projelerini müjdelemektedir:
"Çiftçi kardeşim henüz bağına bahçesine tohumunu atmadan 6 ay evvel geliyor devlet babasının kapısına, 'Ben buğday ekeceğim, ben şeker pancarı ekeceğim, ben çavdar ekeceğim. Benim yılda 50 milyarlık gelirim var. 25 milyar bana avans vereceksin' diyor ve yapacağını ispat ediyor. Devlet babası da, 'Al evladım, sana 25 milyar avans' diyor. Bir tek kuruş faiz yok."
Çözüm bekleyen sorunlarından bunalmış işçilere de müjdeler olsun:
"İşçi kardeşlerim, her zaman işçi kalacak değilsiniz. Siz de patron olacaksınız. Proje hazırlayacaksınız. Devlet babanın kapısına geleceksiniz. Yapacağınız işin mahiyetini izah edeceksiniz. Bir yıl ödemesiz, ikinci üçüncü yılda ödemek üzere devletten istediğiniz krediyi faizsiz olarak alacaksınız."
Prof. Dr. Haydar Baş projeleriyle çiftçinin derdine deva oluyor, işçinin, çöpçünün, sanayicinin, gencin, yaşlının, topyekün Türk halkının derdine deva oluyor.
O, "İnsanlık ailesinin en şerefli milleti" dediği Türk milletinin evladı olduğundan, milletini hakettiği yere taşıyacağı sözünde yine milletin kendisiyle ahidleşmektedir.
Bu ahidleşme memleketin dört bir yanında, meydanlarda, gönüllerde gerçekleşiyor. Millet, geleceğini güven altına almak için Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'ne "Evet" demektedir.
Öte yandan Türk-iş 1. Bölge Temsilcisinin yapmış olduğu açıklamalar şöyle: "Fabrikanın zarar ettiği iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Bilinçli olarak zarar ettiriliyor. 1987 Bakanlar Kurulu kararıyla bölge "turizm alanı" ilan edildi. Sadece villalara tapu veriliyor. Bu fabrikanın arazisi de dahil bu bölge birilerine peşkeş çekilecek."
Bu gelişmeler ibretle izlenirken, milletimizin düştüğü durum yürekleri sızlatıyor. Hayat pahalılığı altında ezilen yüzbinlerce vatandaşımız işyerlerinden de atılınca, hayat mücadelesi verir hale gelmişlerdir.
Ayrıca, yabancı sermaye hiçbir fedakarlıktan sakınılmadan ülkemize davet edilip her türlü imkan ve zemin bunlara hazır edilirken, yerli sermayenin bu şekilde heba edilmesi milletimiz için üzüntü kaynağı olmaktadır. İnsanımız bu tezat duruma cevap aramaktadır.
Bu ve bunun gibi birçok problemi milletin başına bela edenlerle artık millet hesaplaşmak istemektedir.
Millet tarlasından sökülüp atılan buğday, şekerpancarı, tütün, çay ve fındığının hesabını görmek istemektedir.
Mağdur bırakılan insanımız bunun sorumluluğunu taşıyanların sözlerine artık inanmıyor, yalanlarına kanmıyor.
Milletimiz kendisine kol kanat geren bir yüce sese güveniyor. Bu yüce sesin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, milletinin huzur ve rahatını kendi huzur ve rahatının önünde tutarak yola çıkmıştır. Milletin huzuruna çıkarken plan ve projeleriyle çıkmış, işin en başında da bunu halkıyla paylaşmaktadır. İş isteyen, aş isteyen vatandaşa projelerini müjdelemektedir:
"Çiftçi kardeşim henüz bağına bahçesine tohumunu atmadan 6 ay evvel geliyor devlet babasının kapısına, 'Ben buğday ekeceğim, ben şeker pancarı ekeceğim, ben çavdar ekeceğim. Benim yılda 50 milyarlık gelirim var. 25 milyar bana avans vereceksin' diyor ve yapacağını ispat ediyor. Devlet babası da, 'Al evladım, sana 25 milyar avans' diyor. Bir tek kuruş faiz yok."
Çözüm bekleyen sorunlarından bunalmış işçilere de müjdeler olsun:
"İşçi kardeşlerim, her zaman işçi kalacak değilsiniz. Siz de patron olacaksınız. Proje hazırlayacaksınız. Devlet babanın kapısına geleceksiniz. Yapacağınız işin mahiyetini izah edeceksiniz. Bir yıl ödemesiz, ikinci üçüncü yılda ödemek üzere devletten istediğiniz krediyi faizsiz olarak alacaksınız."
Prof. Dr. Haydar Baş projeleriyle çiftçinin derdine deva oluyor, işçinin, çöpçünün, sanayicinin, gencin, yaşlının, topyekün Türk halkının derdine deva oluyor.
O, "İnsanlık ailesinin en şerefli milleti" dediği Türk milletinin evladı olduğundan, milletini hakettiği yere taşıyacağı sözünde yine milletin kendisiyle ahidleşmektedir.
Bu ahidleşme memleketin dört bir yanında, meydanlarda, gönüllerde gerçekleşiyor. Millet, geleceğini güven altına almak için Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'ne "Evet" demektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Aktaş / diğer yazıları
- IMF'nin kurban listesi / 05.11.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002