Yıl 1945…
ABD üç günlük bir ara ile Japon şehirleri olan Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombalarını atar.
Hesaplamalara göre, 200 bin kişi meydana gelen şiddetli patlamadan ve oluşan hastalıklardan dolayı ölürler.
Radyasyon zehirlenmesinden aylar ve yıllar sonra da on binlerce insan hayatını kaybeder.
Yıl 1949…
Amerika'nın nükleer tekelini bitiren Sovyetler Birliği, ilk atom bombası denemesini gerçekleştirir.
Yapılan bu deneme ile, ABD'nin silah hegemonyası da sona ermiş olur.
Yıl 1952…
Amerika Birleşik Devletleri ilk hidrojen bombasının denemesini gerçekleştirir. Büyük Okyanus'taki Enewetak Mercan Adaları'nda patlatılan bomba, 160 km genişliğinde ve 40 km yüksekliğinde bir mantar bulutu oluşturarak civar adalardaki tüm canlıları öldürdü.
Yıl 1961…
Sovyetler Birliği o güne dek insanoğlunun gördüğü en büyük nükleer araç denemesini patlatır.
57 megaton tnt gücünde olan bomba II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan tüm patlayıcılardan daha fazla bir patlama gücüne sahiptir.
Bu arada, gerek ABD ve Sovyetler Birliği olası bir saldırıya karşı tüm yurtta sığınaklar yapılması için seferber olur.
Yıl 1964…
Çin, bu yarışta ben de varım diyerek, ilk nükleer bombasını patlatır.
Yıl 1974…
Hindistan ilk 10-15 tonluk nükleer bombası olan bombayı Rajastan çölü altında patlatır.
1995 sonrası ise bu yarışa, Fransa, Hindistan ve Pakistan da katılarak denemeler yapar.
Dünyada toplamda bu silaha sahip olan 9 ülke bulunuyor; Rusya, ABD, Fransa, Çin, Birleşik Krallık, Pakistan, Hindistan, İsrail ve Kuzey Kore.
Bu arada henüz 1948 yılında devletini kurmuş olan İsrail'in nükleer bomba çalışmalarına hız vermesi herkesin dikkatinden kaçmış veya kaçırılmıştır.
1962 yılında İsrail nükleer silah üretimi için gereken asgari kritik fisil nükleer yakıta sahip olmuştur.
1965 yılında ise nükleer yakıtları Plütonyum-239'a çevirecek tesis tamamlanmıştır.
Bugün dünyanın baş belası olan İsrail'in 90 adet olduğu ileri sürülen nükleer bombaya sahip olduğu biliniyor.
Ayrıca İsrail'de yeraltı sığınakları çoktan oluşturulmuş durumda.
Bütün bunları neden mi anlattım!
Sevgili okurlarım, biz Türk milleti olarak şamar yemekten bir türlü akıllanmıyoruz!
Saydığım bu ülkelerin devlet olarak kuruluşları en çok 5 bin yıl geriye dayanır, o da sadece Çin için geçerlidir.
Hal böyle iken dünyada tehdit unsuru olan biz miyiz ki herkes silahlanırken bizde tık yok!
40 bin yıl kadar varlığı gerilere dayanan Türk milletinin içinde bulunduğu bu zillet hali artık herkes tarafından konuşulmalı ve çaresi aranmalıdır.
Bizim bu kadar uysal olmamızın sebebi atom bombasına sahip olamayışımızdır.
Ülkemize bir nükleer saldırı olması durumunda (Allah korusun) gireceğimiz tek bir sığınak bile yoktur.
Saldırıda bulunması muhtemel ülkenin bizden korkması için de maalesef hiçbir askeri gerekçe yoktur.
Elbette barışçıl ve caydırıcı olması şartıyla Türkiye'nin en az 100 adet nükleer bombaya sahip olması kaçınılmazdır.
Eğer dünyaya adalet getirilecekse bu, yüzde bin Türk'ün eliyle olacaktır.
Sadece S400'lerle savunmamızın olacağını düşünmek, çok komik kaçmaktadır.
Acil olarak uzay çalışmalarına büyük bütçelerle hız verilmelidir.
Ülkemize yönelecek her türlü saldırının daha başlamadan uzaydan önlenmesi için seferber olunmalıdır.
Bunların yapılmaması halinde ülkemiz daima namlunun ucunda bir hayat sürecektir.
44 yıldır PKK ile savaşıp kökünü kazıyamamak, işte bu vizyona sahip olunamadığı içindir.
Böylesine büyük bir projeksiyonu hayata geçirecek olan devletin başında mutlaka Atatürk'ün izinden gitmeye ant içmiş isimler olmalıdır.
Tam bağımsız bir Türkiye için Atatürkçü aday şarttır.
Milli Ekonomi Modeli tezinin uygulanması için, Hüseyin Baş gibi bir siyasetçi olmazsa olmazdır.
Bu yönü itibariyle, gerek Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı çok ciddi bir sınav vermektedir.
Bu kriterler Türkiye'nin bekası için kesin olarak yerine getirilmelidir.
Artık meydanlarda hava atmayı bırakıp, yazılanları hayata geçirin!
Son bir söz:
Türkiye'nin savunma sanayisi için yapılan harcamaları gereksiz gören vatan hainidir.
Nokta.
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025