Müzakere basını-muhafaza basını

"Ey Türk gençliği; birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, MÜDAFAA ve MUHAFAZA etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur". Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün deyimi ile bütün değerleri ve kurumları ile "muhafaza" edilmesi gereken mübarek vatan topraklarıdır. Muhafaza edilebilmesi için, ortaya çıkan, çıkması muhtemel olan bütün tehlikelere karşı müdafaa şarttır.

Bu gün Türkiye Cumhuriyeti, ülkeyi yönetenlerin geçmişten günümüze akıl almaz yanlış politikaları neticesinde, yeni bir "Sevr" parçalanma planı ile karşı karşıya kalmıştır. Ülkeyi yönettiklerini zannedenler; bu tehlikeleri görüp, kutsal vatan topraklarını muhafazası yönünde, damarlarındaki asil kandan güç alarak müdafaaya kalkışanları, suçlu ilan etmek gaflet ve dalaletine düşmektedirler.

Osmanlı'nın son döneminde ihanetleri belgelerle sabit; "Mütareke Basını" günümüzde "Müzakere Basını" olarak ülkeyi bölme, parçalama, satma, bütün kurum ve kuruluşları ile üniter yapısının ortadan kaldırılmasına yönelik saldırıların tarafı olarak melanetlerine devam etmektedirler. Ülkeyi yıkılmaya götürecek bütün yıkıcı faaliyetler kamuoyuna, bu müzakere basınının yeni versiyon Ali Kemal'leri ile demokrasi, insan hakları, tolore edilmiş hürriyetler olarak takdim edilmektedirler.

Bugün müzakere basınının batı uşağı kiralık kalem erbabı olan, kendi geçmişinden, kültüründen, ahlaki değerlerinden, din ve inançlarından kopmuş, haramla beslenen ihanet erbabı mensupları; doğan bütün tehlikelere karşı direnişe geçen, müdafaa ve muhafaza gailesine düşen gerçek vatanseverleri cephe alarak saldırıya geçmişlerdir. Tekellerinde bulundurdukları, para, medya, dış destek, eğitim, bürokrasi, siyaset alanlarındaki güç odaklarını muhafaza basınının sesini kısmaya, üstünü örtmeye yönlendirmektedirler.

Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı yapılan çok büyük saldırıları, kontrollerinde bulundurdukları medya organlarında sözde tartışıyor görüntüsü vererek, sulandırarak, kamuoyunda doğacak tepkileri absorbe etmektedirler. Örnek verirsek; misyonerlik tehlikesine karşı, kontrol ettikleri televizyon ekranlarında bir takım sözde sapık Hıristiyan tarikatlarının magazinvari görüntülerini yayınlayarak, tehlikenin geldiği yönü ve gerçek boyutlarını gizlemekte, böylece toplumu yanlış hedeflere yönelterek, asıl tehlikenin gözden kaçmasına sebep olmaktadırlar.

Müzakere basını; devletin bağımsızlığının, üniter yapısının, dilinin, egemenliğinin ortadan kalkması sonucunu doğuracak, AB ve IMF ile yapılan ve yapılmakta olan anlaşma, verilen söz ve vaatlerin gerçek boyutlarını Türk halkından gizleyerek, yabancı efendilerine hizmette kusur etmemektedirler. BOP çerçevesinde Irak'ın işgali, Kıbrıs'ın teslimatı, yabancılara toprak satışı, Gürcistan, Balkanlar, Azerbaycan, Özbekistan operasyonları ile sınırlarımızın kuşatılması hep gizlenmiştir. İbrahimî dinler safsatası, dinlerarası diyalog, yabancı dille eğitim, tahkim yasası, yabancı vakıf mallarının iadesi hep böyle zehirden arındırılmış görüntüsü verilerek sunulan tehlikelerdir.

1 Eylül 2004 tarihinde AKP hükümetince bazı liman ve havaalanlarımızın ABD emrine tahsisi de müzakere basınında gizlenmiş ya da absorbe edilerek deklare edilmiştir. Ülkemizin yeraltı kaynaklarını (bor, platin, toryum, altın, neptünyum v.b.) araştıran, bu konularda bilimsel raporlar sunan akademik çevrelere ve bilim adamlarına karşı; "şarlatan,uçuk-kaçık" sıfatlarını yakıştırarak zenginliklerimizin günışığına çıkarılmasına dönük milli çabalar, hep bu basının satılık elamanlarınca engellenmektedir.

Müzakere basınının söylemleri ve eylemleri; ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikelerin Türk halkı tarafından algılanmasını engellediğinden, tam bir ihanettir. Buna karşılık muhafaza basını, elinde bulunan kıt imkanlara rağmen içinde bulunduğu namüsait şartlara bakmadan müdafaa görevini eksiksiz yapmaktadır.

Elinizde bulunan "Yeni Mesaj" gazetesi, devleti müdafaa ve muhafaza görevini yapmaktan asla imtina etmeyecektir. Vatanı müdafaa etmek bütün ihanet yuvalarına rağmen boynumuzun borcudur.

Ne mutlu muhafaza etmeyi ibadet kabul edenlerle aynı safta olanlara...

Mustafa BEKARO?LU