Yazmak, okur'a gitmek demektir. Gazetemizin başyazarı Sayın Bayraktar hemen her gün okurlarıyla buluşuyorsa da kitaplarıyla bunu pekiştirmeye devam etmektedir.
Müzik dünyasının ünlü bestecisi, Klasik Batı Müziği'nin devlerinden Ludwig Van Beethoven, 9. Senfonisi ile bir ilki gerçekleştirmiş, insan sesini kullanmıştı. Sınırlı Batı Müziği bilgimle çok laf etmeden sınırsız muhabbetli dostum Muharrem Bayraktar'a dönmek istiyorum;
9. Senfoni gibi Sayın Bayraktar'ın da 9. kitabı, "Yılların Ardından" raflardaki yerini aldı.
Öncelikle yazara, kitabında "Takriz" için ve bir Ada sevdalısı olarak da bana yer vererek onurlandırmasından dolayı şükranlarımı belirtmek isterim.
9. Senfoni demiştik, bu eser insan sesini kullanarak bir ilke nasıl imza attıysa, Sayın Bayraktar da 9. kitabı "Yılların Ardından" ile anlatı/anı sanatının salt sezgiler üzerine kurulmayacağını da ispatlıyordu.
Yazar, onlarca yılın biriktiği televizyonculuk belleğinin labirentlerinde gezinirken, kendisini taşradan alıp ülkenin kültür başkentine taşıyan rüzgârın kaynağındaki o ilk alevi, koru, vefa sezgisiyle taçlandırarak; adeta bir minnet duygusunun, edebiyat yoluyla sinerjiye girmesinin dersini veriyordu.
Yazarı bu noktaya getiren el kimin eliydi? Kitabın "Takriz"inde de ifade ettiğim gibi;
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi'nden mezun genç bir orman mühendisi olan Muharrem Bayraktar'ı televizyonculuğa yönlendiren "tetikçi" Prof. Dr. Haydar Baş'tı. Muhterem Hocamız, Bayraktar'ı tetiklemeseydi medya görseli değerli bir kıymetten mahrum kalacaktı.
Hocamızın güzide ekibine katılalı 10 yıl oldu. Yaşlanmaya hazırlandığım yıllardı? Hocamızı tanıdıktan sonra da artık yaşlanamıyorum.
10 yılda gördüğüm, Sayın Baş kimi tetiklediyse kendi kulvarlarında hepsinin ipi göğüslediğidir. Daha önceki yıllar mı? İşte Muharrem Bayraktar, Selim Kotil, Harun Kayacı, Ömer Eyercioğlu, Mehmet Emin Koç, Müslim Karabacak? isimlerine yer veremediğim daha nice değerler.
Ben de nasibimi almadım değil; yarım asırdır hukukçu/eğitimci olarak kendi sıkletimde güreşmeye çalışıyorum. Hocamızın işaretiyle 50 yıl sonra önümde açılan kulvar: "enerji hukuku". Eee dava "Milli Ekonomi Modeli" ve yanımızda Fuat Şengül gibi bir enerji uzmanı dururken bu yeni kulvarda istersen koşma! Kadro dışı kalırsın! Demek istediğim hepimizde emeği olan Prof. Dr. Sayın Haydar Baş'a vefa ve minnet borcumuz var; milletçe kıymetini bilelim.
"Yılların Ardından" a dönelim mi;
Hayata, meslekte yaşananlara dönüp bakışın bu kadar dupduru ve içten seslenişini eserde görebiliyoruz. Yazarın şair kimliği de okuruyla buluşmasını içtenlikten öteye bir içli sese dönüştürmüştür.
Türküler nasıl ki bir yurt coğrafyasına nakşeder duygu ve düşüncelerimizi; Sayın Bayraktar'ın eseri de toplumu kavramakta, kahramanlarını derinden hissetmektedir.
Değerli dostum Bayraktar!
Hepimiz bazı sancıların içinden geçmekteyiz. Kimi yaşamayı kimi yazmayı seçer.
Sen yazmayı seçtin, kıymetli kaleminle okurlarınla ve de yaşayarak halkınla iletişim kurmayı beceriyorsun. Bu da, ne/niçin/neden yazdığını bilerek oluyor.
Sevgili okur!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bize kazandırıp armağan ettiği Muharrem Bayraktar'ın bir tarih bir sosyal zenginlik taşıyan "Yılların Ardından" sergisini ziyaret edelim, geçmiş zamanların özlemini de giderelim.
Bir gün bir hatıra özlersen o yazdan/ Önünde duruyor "Yılların Ardından" (Yahya Kemal'e atfen).
Müzik dünyasının ünlü bestecisi, Klasik Batı Müziği'nin devlerinden Ludwig Van Beethoven, 9. Senfonisi ile bir ilki gerçekleştirmiş, insan sesini kullanmıştı. Sınırlı Batı Müziği bilgimle çok laf etmeden sınırsız muhabbetli dostum Muharrem Bayraktar'a dönmek istiyorum;
9. Senfoni gibi Sayın Bayraktar'ın da 9. kitabı, "Yılların Ardından" raflardaki yerini aldı.
Öncelikle yazara, kitabında "Takriz" için ve bir Ada sevdalısı olarak da bana yer vererek onurlandırmasından dolayı şükranlarımı belirtmek isterim.
9. Senfoni demiştik, bu eser insan sesini kullanarak bir ilke nasıl imza attıysa, Sayın Bayraktar da 9. kitabı "Yılların Ardından" ile anlatı/anı sanatının salt sezgiler üzerine kurulmayacağını da ispatlıyordu.
Yazar, onlarca yılın biriktiği televizyonculuk belleğinin labirentlerinde gezinirken, kendisini taşradan alıp ülkenin kültür başkentine taşıyan rüzgârın kaynağındaki o ilk alevi, koru, vefa sezgisiyle taçlandırarak; adeta bir minnet duygusunun, edebiyat yoluyla sinerjiye girmesinin dersini veriyordu.
Yazarı bu noktaya getiren el kimin eliydi? Kitabın "Takriz"inde de ifade ettiğim gibi;
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi'nden mezun genç bir orman mühendisi olan Muharrem Bayraktar'ı televizyonculuğa yönlendiren "tetikçi" Prof. Dr. Haydar Baş'tı. Muhterem Hocamız, Bayraktar'ı tetiklemeseydi medya görseli değerli bir kıymetten mahrum kalacaktı.
Hocamızın güzide ekibine katılalı 10 yıl oldu. Yaşlanmaya hazırlandığım yıllardı? Hocamızı tanıdıktan sonra da artık yaşlanamıyorum.
10 yılda gördüğüm, Sayın Baş kimi tetiklediyse kendi kulvarlarında hepsinin ipi göğüslediğidir. Daha önceki yıllar mı? İşte Muharrem Bayraktar, Selim Kotil, Harun Kayacı, Ömer Eyercioğlu, Mehmet Emin Koç, Müslim Karabacak? isimlerine yer veremediğim daha nice değerler.
Ben de nasibimi almadım değil; yarım asırdır hukukçu/eğitimci olarak kendi sıkletimde güreşmeye çalışıyorum. Hocamızın işaretiyle 50 yıl sonra önümde açılan kulvar: "enerji hukuku". Eee dava "Milli Ekonomi Modeli" ve yanımızda Fuat Şengül gibi bir enerji uzmanı dururken bu yeni kulvarda istersen koşma! Kadro dışı kalırsın! Demek istediğim hepimizde emeği olan Prof. Dr. Sayın Haydar Baş'a vefa ve minnet borcumuz var; milletçe kıymetini bilelim.
"Yılların Ardından" a dönelim mi;
Hayata, meslekte yaşananlara dönüp bakışın bu kadar dupduru ve içten seslenişini eserde görebiliyoruz. Yazarın şair kimliği de okuruyla buluşmasını içtenlikten öteye bir içli sese dönüştürmüştür.
Türküler nasıl ki bir yurt coğrafyasına nakşeder duygu ve düşüncelerimizi; Sayın Bayraktar'ın eseri de toplumu kavramakta, kahramanlarını derinden hissetmektedir.
Değerli dostum Bayraktar!
Hepimiz bazı sancıların içinden geçmekteyiz. Kimi yaşamayı kimi yazmayı seçer.
Sen yazmayı seçtin, kıymetli kaleminle okurlarınla ve de yaşayarak halkınla iletişim kurmayı beceriyorsun. Bu da, ne/niçin/neden yazdığını bilerek oluyor.
Sevgili okur!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bize kazandırıp armağan ettiği Muharrem Bayraktar'ın bir tarih bir sosyal zenginlik taşıyan "Yılların Ardından" sergisini ziyaret edelim, geçmiş zamanların özlemini de giderelim.
Bir gün bir hatıra özlersen o yazdan/ Önünde duruyor "Yılların Ardından" (Yahya Kemal'e atfen).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023