Ebedi hayata irtihal eden Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş hocamın adına tescilli olan, sahibi ve uygulayıcısı olduğu Milli Ekonomi Modeli ülkemizde artık uygulamaya geçmelidir. Yıllar önce uygulamaya geçmiş olsaydı, ülkemiz şimdiki gibi zamlar ve vergiler ile vatandaşımızı geçim sıkıntılarına düşürmeyecekti.
Milli Ekonomi Modeli uygulamaya geçtiğinde çok kısa sürede ülke ekonomisinin de pozitif yönde değişiklikler gözlenecektir. Henüz daha geç kalınmış değildir.
Dünyada denenmiş sosyalizm ve kapitalizm ülke insanlarının ekonomik bağımsızlığını yok etmiştir. Oysa 10 tane uluslararası kongreleri yapılan ve yüzlerce yabancı ve yerli bilim adalarının katıldığı ve ayakta alkışlanan Milli Ekonomi Modeli uygulandığı ülkelerin ekonomisinde büyük değişiklikler meydana getiriştir.
Bugün dünyanın içinden çıkamadığı, çözemediği sorunların başında; işsizlik, enflasyon, iç-dış borçlar, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, küreselleşmenin zararları, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler arasındaki makasın giderek açılması gelmektedir. Yapılan ampirik (deneysel) çalışmalar sonucunda, elimizde bulunan ekonomik dünya verileri analiz edildiğinde, sorunların kaynağının kapitalizm olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu veriler aynı zamanda kapitalizmin çözüm noktasında yetersizliğini ve başarısızlığını da ispat etmektedir.
Dünyada meydana gelen krizlerin temelinde uygulanan ekonomi modellerinin kaçınılmaz neticesidir. Ne yazık ki faturayı her zaman halklar ödemeye mahkûm olmuştur. Her krizin ardından insanlık biraz daha fakirleşmiş, şirketler iflas etmiş, işsizlik patlamış ve borç yükü giderek artmıştır. Kazanan küresel güçler ve bankaları, kaybedenler ise ülke halkları olmuştur.
Milli Ekonomi Modeli ise insana verdiği değer ve ekonomiye farklı yaklaşımıyla kapitalizm ve komünizmden tamamen farklı bir durum ortaya koymaktadır. Milli Ekonomi Modeli'nde, insan ihtiyaçları sınırlı, kaynaklar ise sınırsızdır. Sınırsız olan insanın ihtiyaçları değil ihtiraslarıdır. İnsanın sınırlı ihtiyaçlarını sınırsız kaynaklardan karşılama ilmi olarak tanımlanır. Milli Ekonomi Modeli, ülkelerin kalkınmasını ve tam bağımsızlığını hedefleyen ve bunun için gerekli formülleri ortaya koyan ilmin adıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nde devlet, senyoraj geliriyle tüketiciyi ve üreticiyi destekler. Yeraltı zenginliklerinin sahibi olan devlet, bu kaynakları ortaklık kurarak milletiyle paylaşır. Devlet senyoraj, vergi ve üretimden elde ettiği geliri arz ve talebin canlanması için ekonomiye kazandırır. Devlet babadır. Alan el değil veren eldir. Bir baba evlatlarına nasıl ki bakmak zorunda ise devletler de vatandaşlarına bakmak zorunda, devlet vatandaşlarına iş bulmak zorundadır.
Paranın faizle birlikte piyasalardan çekilerek stoklanması, paranın asıl vazifesini ifa etmesine engel olduğu gibi, parayı elinde tutanları piyasalara hakim kılmaktadır. Bu sebeple faiz, Milli Ekonomi Modeli'nde bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Faiz, gelir dağılımındaki dengeyi bozduğu gibi üretim ve tüketimi de engeller. Bu nedenle bu modelde faiz yoktur.
Milli Para tanımını iktisat literatürüne kazandıran Prof. Dr. Haydar Baş hocam yepyeni bir tanım yapmıştır. Milli Para; milletlerin ürettikleri katma değer ve sahip oldukları kaynaklar karşılığı basılan paradır. Merkez bankalarının kasalarında faizle alınarak tutulan 'hard currency' karşılığı basılan para yerli para olarak görünse de, Milli Para ile uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bir paranın milli olabilmesi için onun üzerinde 'yerli' yazması yetmez. Paranın o ülkenin sahip olduğu kaynaklar ve insanın emeği karşılığı, katma değeri karşılığı basılmış olması gerekir.
Milli Ekonomi Modeli'nde devlet, vatandaşlarının gıda, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu haklar doğumla kazanılır. Bir insanın üretim kabiliyeti olsun veya olmasın her yaşta tüketim hakkına sahiptir. Bu insan olarak dünyaya gelmesinin sonucudur.
Ev hanımlarını emekli etmek, yeni doğan her çocuğa, işsizlere ve kimsesiz yaşlılara maaş vermek, öğrencilere karşılıksız burs vermek gibi insanlara doğrudan gelir desteği sağlanması, tüketim kabiliyeti olmayan kesimlere ihtiyaçlarını karşılama fırsatı verecektir. Ayrıca eksik kalan talebi tamamlayacak ve gelir dağılımında dengeyi sağlayacaktır. Sosyal devlet anlayışı, alt gelir grubuna ait insanları, üst gelir grubuna ait insanların hayat standardına yaklaştırarak aradaki açığı kapatmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nde insanı merkeze alarak onun mutlu ve huzurlu bir hayat geçirebilmesi için çözüm yolları üretmiştir. Diğer modellerde insanı azınlığın hizmetinde çalışan köle olarak görürken, Milli Ekonomi Modeli'nde insan tüketici olduğu için insanların ihtiyacını giderdikçe ve gelir düzeyini yükselttikçe büyüyen bir ekonomiyi savunmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet'i ülkemizde acilen devreye koymalıyız. Dünya nüfusunun yarısından fazla olan 4 milyar insanın yaşadığı BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleri ve bu ülkeleri takip eden diğer ülkeler Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayarak ekonomilerini sürekli büyütürken, ülke olarak bizler daha çok havanda su döveriz.
Büyük Türk hakanı Oğuz Kağan'ın duası ile yazımızı bitirelim, "Türk ülkesinde adaletten başka şey hüküm sürmesin… Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki, fakirlik suç sayılsın."
- Kerbela’dan günümüze / 13.07.2024
- Gadr-i Hum Bayramımız mübarek olsun / 25.06.2024
- Kur’ an ve Ehl-i Beyt rehberliğinde yaşamak / 24.05.2024
- Peygamber Efendimizin emanetlerine sahip çıkmak / 29.01.2024
- Cumhuriyetimizin 100. Yılı bayramı kutlu olsun / 27.10.2023
- Zafer Bayramımız kutlu olsun / 30.08.2023
- Hatem-ül Enbiya Peygamber Efendimiz / 22.08.2023
- Kerbela ve Aşura gününün düşündürdükleri / 26.07.2023
- Hicri yılbaşımız mübarek olsun / 19.07.2023