Müslüman âleminin üç bayramı vardır. Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı ve Allah ve Peygamber Efendimizin halife ve vasi seçtiği gün olan Gadr-i Hum Bayramı. Müslüman âleminden bayramların üçüncüsü nedense Kur'an da açık olan ayetlere ve Peygamberimizin hadisleri olmasına rağmen gizlenmiştir.
Gadr-i Hum: Mekke ile Medine arasındaki Cuhfe mevkiine 4 km. kadar uzaklıkta olup, ağaçlık ve gölcükten oluşan bir alandır. Medine, Mısır, Yemen ve Irak yol ayrımında bulunur. Mekke'ye yaklaşık 190 km uzaklıktadır. İkinci veda hutbesi diyebiliriz. Peygamber Efendimiz burada büyük bir hutbe irat etmiştir.
İmam Muhammed Bakır'dan şöyle nakledilmiştir:
"Peygamber Efendimiz (s.a.a.), hac görevini Medine'den Mekke'ye gidip yerine getirmişti. O ana kadar hac ve velayet dışında bütün şer'i hükümleri insanlara tebliğ etmişti. Cebrail (a.s.), Resulüllah'a (s.a.a.) gelerek, "Ya Muhammed" dedi,
'Allah Sana selam söylüyor şöyle buyuruyor: Ben canını alacağım her peygamberimin ve her resulümün canını, ancak dinimi kemale erdirdikten ve hüccetimi tamamladıktan sonra alırım. Bu dinde de Senin üzerine tebliğ etmen gereken iki fariza kalmıştır. Hac farizası ve senden sonrası için velayet ve hilafet farizası. Ben yeryüzümü asla hüccetsiz bırakmadım ve asla bırakmayacağım.' Cebrail (a.s.) şöyle devam etti: 'Allah (azze ve celle) Sana, haccı kavmine tebliğ etmeni emrediyor. Seninle birlikte Medine ve etrafında ve bedevilerden kimin gitme imkânı varsa, onlar da Seninle hac yapsınlar ki, onlara da namazı, zekâtı ve orucu öğrettiğin gibi haccı da öğretesin…'
Böylece Resulüllah (s.a.a.) yola çıktı ve O'nunla birlikte 120 bine yakın insan yola koyuldu. Peygamberimiz (s.a.a.) hac farizasını bitirip Medine'ye doğru yola çıktı. Zilhicce ayının 18 Perşembe gününde Cuhfe denen yere varmadan, Gadr-i Hum'a geldiğinde Cebrail (a.s.) nazil olup, 'Ey Muhammed' dedi, 'Allah (azze ve celle) Sana selam ediyor ve şöyle buyuruyor:
'Ey Resul, Sana indirileni tebliğ et (insanlara ulaştır); eğer bunu yapmazsan peygamberliğini tebliğ etmemiş olursun ve Allah Seni insanlardan koruyacaktır.' (Maide, 67)
Bir ucu Cuhfe'ye yaklaşan Müslümanların geriye çağrılmalarını ve geride kalanların da orada toplanmalarını emretti... Ardından Allah Resulü namaza toplanma emri verdi. Orada bulunan ağaçların altının temizlenmesi ve minber şeklinde taşların üst üste konulmasını emretti. Taşların üzerine çıktı ve Allah'a hamd ü sena ederek uzun bir hutbe irat etti.
'Cebrail üç defa Bana nazil oldu ve selam sahibi olan -ki O Selam'dır- Rabbim tarafından bu toplantı yerinde ayağa kalkarak, beyaz ve siyah ırktan herkese şunu ilan etmemi emretti: Ali b. Ebi Talib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir. Benden sonra imamdır.
O'nun Bana nispeti makamı, Harun'un Musa'ya olan makamı gibidir; şu farkla ki
Benden sonra peygamber gelmeyecektir. O, Allah ve Peygamberinden sonra sizlerin velisidir diye ilan etmemi emretti.
Allah (c.c.), bu konuda kitabından Bana bir de ayet nazil buyurdu: 'Şüphesiz sizin veliniz, Allah, Resulü, iman edip namaz kılanlar ve rükû halinde zekât veren mü'minlerdir.' (Maide, 55)
Namaz kılıp rükû halinde zekât veren ve her halinde aziz ve celil olan Allah' a yönelen kimse Ali Bin Ebi Talip'tir.'
Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.a.) eliyle Ali'nin (a.s.) pazısından tuttu ve yukarı kaldırdı ve şöyle buyurdu:
'Ey insanlar, bu Ali'dir; O Benim kardeşim, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetimin arasında iman eden kimseler üzerinde halifemdir. Aziz ve Celil olan Allah'ın kitabını tefsir etmekte, Allah'a davet etmekte, Allah'ı razı eden şeylerle amel etmekte, Allah'ın düşmanlarıyla savaşmakta, benim yerime geçen kimsedir. Allah Resulü'nün halifesi odur; Mü'minlerin emiri O'dur; Allah tarafından hidayet imamı O'dur.'
Peygamber Efendimiz Gadr-i Hum hutbesinin 7 yerinde İmam Ali'nin pazısından tutup kolunu yukarı kaldırıp kendinden sonra müminlerin imamı ve halifesi olduğunu ilan etmiştir.
Peygamber Efendimiz hutbenin sonunda: 'Biliniz ki ben eda ettim! Biliniz ki Ben tebliğ ettim! Biliniz ki Ben duyurdum! Biliniz ki Ben açıkladım! Biliniz ki Allah buyurmuştur. Ben aziz ve celil olan Allah adına konuşuyorum. Ey insanlar, Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum. Ben tebliğ etmekle görevli olduğum şeyi tebliğ ettim ki burada hazır olan ve olmayan, dünyaya gelen ve gelmeyen herkese hüccet olsun. O halde, kıyamet gününe kadar, burada hazır olanlar hazır olmayanlara ve babalar çocuklarına ulaştırsınlar.'
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a.) Gadr-i Hum'da irat ettiği hutbe bittikten sonra Cebrail (a.s.), Kur'an-ı Kerim'in son ayeti olan Maide süresi 3. ayetini bildirmiştir: 'Bugün, sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim.'
Peygamber Efendimiz bu ayet nazil olduktan sonra: 'Allah-u Ekber! Rabbim, dinini kemale erdirdi, nimetini tamamladı, Benim Risalet'imi ve Ali'nin Velayetini kabul etti' buyurmuştu.
Peygamber Efendimiz hutbenin sonunda sahabelerine şöyle seslenmiştir:
'Ey insanlar, Ben sizler için açıkladım ve sizlere anlattım. Benden sonra sizlere anlatacak olan da Ali'dir.
Biliniz ki Ben, hutbemin sonunda sizleri biat etmek ve O'na ikrarda bulunmak için elinizi uzatmaya davet ediyorum ve Benden sonra sizleri kendisiyle biatlaşmaya davet ediyorum. (2 gün boyunca biat etmek için çadır kurulmuştur.)
Biliniz ki Ben Allah'a biat ettim, Ali de Bana biat etti ve Ben de Allah tarafından O'nun için sizlerden biat alıyorum. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
'Şüphesiz Sana baş eğerek ellerini verenler (biat edenler), Allah'a baş eğip el vermiş sayılırlar. Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir. Verdiği bu sözden dönen, ancak kendi aleyhine dönüş olur ve kim Allah'a verdiği sözde vefalı davranırsa, Allah ona büyük bir ödül verecektir.' (Fetih, 10)
Peygamber Efendimiz Gadr-i Hum hutbesinden üç veya dört ay sonra Medine'de vefat etmiştir. Son nefesini İmam-ı Ali'nin kucağındayken vermiştir. Peygamber Efendimizi İmam-ı Ali yıkamıştır, cenaze namazını İmam-ı Ali kılmıştır, kabre de İmam-ı Ali ve birkaç sahabe indirmiştir.
Gadr-i Hum hadisini 300'den fazla âlim, 100'den fazla sahabeden rivayet etmişlerdir. 222 Sünni âlim eserinde de yer almaktadır.
Bu konuda daha geniş bilgi almak isteyenler Üstadım, Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın kaleme aldığı İmam-ı Ali adlı eserini okusunlar.
Ne mutlu o kimselere; Allah Resulünü ve onun tertemiz olan Ehl-i Beyti'ni kalben sevip, dili ile savunan ve eli ile yardımcı olanlar yarenlere…
Gadr-i Hum Bayramımız mübarek olsun.
- Kerbela’dan günümüze / 13.07.2024
- Gadr-i Hum Bayramımız mübarek olsun / 25.06.2024
- Kur’ an ve Ehl-i Beyt rehberliğinde yaşamak / 24.05.2024
- Peygamber Efendimizin emanetlerine sahip çıkmak / 29.01.2024
- Cumhuriyetimizin 100. Yılı bayramı kutlu olsun / 27.10.2023
- Zafer Bayramımız kutlu olsun / 30.08.2023
- Hatem-ül Enbiya Peygamber Efendimiz / 22.08.2023
- Kerbela ve Aşura gününün düşündürdükleri / 26.07.2023
- Hicri yılbaşımız mübarek olsun / 19.07.2023