İnsan, eğer insanlığının farkındaysa insanca davranır.Hevesleri, heyecanları olur. Sevdikleri, saydıkları olur; öfkelendikleri hatta nefret ettikleri olur. Her seven insan; sevdiğine sevgisini, kendine özgü davranışlarıyla belli eder. Her kızanın, her öfkelenenin; kızdığını, öfkelendiğini ve hatta nefret ettiğini cezalandırma şansı yoktur, olmamalıdır! Böyle bir şey varsa zûlümdür, yapan da zâlim... Böyle bir uygulama varsa o yaşanılan yer; cezaevi, hücre değilse tiranlıktır, derebeyliktir, yeryüzü cehennemidir!Aynı vatanın, aynı bölgesinde, aynı ilinde, ilçesinde, aynı mahallede, aynı sokakta yaşayanların, birbirine tahammül mecbûriyeti vardır! Bu tahammül mecburiyeti denilen komşuluğu ve komşu hakkını doya doya yaşayan, yaşatan köylerimizi, bu yüzden de çok seviyorum!Karslıyım şükürler olsun. Kars'ın en şirin ilçelerinden Arpaçaylı'yım. Arpaçay'ın da dağ köylerinden olan Taşdere (Sosgert) Köyü'ndenim. Köyümüz, büyüklerimizin tarifi ile "alacasız", yani katışıksız bir köydür. Tamamen saf bir Türk köyüdür. Köyde hemen herkes birbiriyle yakın akrabadır. Akrabalık uzaklaşmışsa mutlaka kız alış-verişi ile tekrar yakınlaşılmıştır. Bu yakınlığa, alacasızlığa rağmen köyümüzde sert aile kavgaları da olmuştur! Bu kavgalar yüzünden, birbirlerine "düşman" aileler de vardır ama bu düşman aileler, birbirlerine çok daha saygılıdırlar! Yapılacak en ufak bir saygısızlık, büyük ve ölümcül kavgalara neden olabilir. Köy büyüklerinin; akşamlar -elektriksiz, televizyonsuz günlerde- başlarına topladıkları gençlerine, çocuklarına anlattıkları hikâyeler ve sülâle geçmişleri ile ilgili anılar, aynı zamanda bir derstir. Büyüklerden öğrenilenler, bir sonraki nesle eksiksiz aktarılır. Bu anlatılanlar, öğretilenler sayesinde; yazısız ama günlük hayatın her alanında hissedilen bir ahlâki yasa vardır. Bu yasanın adı edeptir, töredir, terbiyedir ve dosta-düşmana saygıdır.Köyümüzün en belirgin ve bilinen özelliği, köy sınırları dışında görülür. Alış-veriş için ilçe veya şehre giden köylülerimiz, birbirlerini sıkı bir göz hapsinde tutarlar! Her kesin birbirinden haberi vardır. Düşman bile olsa yabancı yerde köylülerimiz, birbirlerinin arkasıdır. Bu özelliği bilindiği için ilçede ve şehirde bizim köylülere farklı hürmet edilir! Düşman ailelerin, şehirde birbirlerine destek oldukları, köye geldiklerinde ise her kesin kendi mıntıkalarına ve saygı ölçülerine çekildikleri bilinir!Kastım; köyümü anlatmak değildi. Balık gibi baştan koktuğumuz bu karmakarışık günlerde, bütünlüğümüzü, milletliğimizi koruyabilmek adına, birbirimize tahammül mecburiyetini anlatabilmek için örneğe ihtiyacım vardı, aklıma köyüm geldi. Özledim de tabi...Anadolu'da bütün köylerimizde benzer ahlâkî kurallar, yazısız yasalar vardır. Köylerimiz kasabaları, kasabalarımız ilçeleri, ilçelerimiz illeri, illerimiz bölgeleri, bölgelerimiz de ülkeyi meydana getirdiğine; ülkemiz aynı zamanda ortak vatanımız olduğuna göre; halimizi, devletliliğimizi yazısız kurallara uyarak korumaya mecburuz.En sevmediğimiz komşumuza tahammül zorundayız ki vatanımıza, devletimize yapılacak her hangi bir saldırıda birlikte savunabilelim!Eğer mahalle baskısı varsa -gerçi şehirlerde kalmadı- bu yönde olmalıdır! Hainlerle, yerli işbirlikçilerle, ajanlarla, ucuz “dolma kalem”lerle, mürâiler ve Haçlı Müslümanlarla başka türlü baş edemeyiz! Türk Milleti ile savaşlarla baş edemeyen şer ve dış güçler de, mahalle baskısını oluşturan milletliğimizi hedef aldılar! Milletliğimizi çözerlerse, bizi halklara ayrıştırmayı başarırlarsa Allah korusun devletliliğimiz zora girer!Türk Milleti ile Türkiye halkını, bilerek yerinde ve doğru kullanmalı ve Türk Milleti gibi davranmalıyız. Ayrıştırıcı halkçılıktan, zümrecilikten, mezhepçilikten; milletçiliğe geçmeden kendimizi toparlayamayız! İşbirlikçi ucuz dolma kalemlerin, en-tellek-tüellerin kavlamış yaraları kaşımaları yüzünden dağılırız Allah korusun!Bu millî devlet çatısı çökerse, enkaz altından sağ çıkan da olmaz!Yine yerim doldu ve söylenecek sözüm var! Devam ederim diyor, sûni gündemler yüzünden devam da edemiyorum!..."TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."Selâm, sevgi, dua...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017