Ülkenin karanlık dönemlerinden 70 yıllar. O döneme yakinen şahitlik eden yaşayan kişilerin çok daha iyi bir şekilde bildiği hatta akıllarından bir türlü silip atamadığı o karanlık dönem. Deniz Gezmiş'ler, Hüseyin İnan'lar, Yusuf Aslan'lar ve nice kahramanların canları uğruna Tam Bağımsızlığın savunulduğu dönem.
Okumanın zor olduğu, ekonomik zorluğun çekildiği, şeker, tuz, ekmek gibi temel gıdaların dahi güçlükle tedarik edildiği o dönemlerde yaşayan gençlerin farklı bir gayesi farklı bir emeli vardı ülkenin bağımsızlığı.
Peki, neydi gençleri bu fikre iten durum; inançları, düşünceleri, haksızlıklar ile karşı karşıya kalmaları, körü körüne bağlı olmak istememeleri şeklinde binlerce neden sayılabilir. Belki de ana sebep, hak, hukuk, adalet, eşitlik başlıkları ile aldıkları teorik eğitimde yaşanılan uygulamanın birbirini tutmaması idi.
Bir düşünelim. Eğer farklı bir düşünceye sahip iseniz, bu fikri ortaya atmak neden bu kadar tehlikeli, neden etrafınızdaki insanlardan faklı bir düşünce yapısına sahipseniz insanlar sizi dışlıyor? Farklı düşünmek suç mu? Doğruya farklı yollarla ulaşmak suç mu? Hele bir de defalarca denediğiniz yollar çıkmaz sokaksa. Savunduğunuz tezi ortaya atamayacak mısınız? Farklı bir yol önermeyecek misiniz? Kim bilir belki de yıllarca çoğu insanımızın doğru olarak bildiği yol yanlıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş, birçok dalda eserler yazdı. Her eserinde bu zamana kadar bize kulaktan kulağa anlatılan, hiç sorgulamadan inanılan, töre anlayışı gibi büyükten küçüğe bırakıla gelen pek çok bilginin, doğru hallerini kaynakları ile ortaya koymuştur. Bir bilgi de kaynak çok önemlidir.
Kaynak!
Bir olayın doğruluk payı neye göre belirlenir?
Şahitler, kanıtlar? Peki, bu zamana kadar bize öğretilen bilgiler nerden alıntı, kaynakçası ya da şahitleri var mı?
Sayın Mustafa Kemal Atatürk "Sözlerim bilim ile ters düşer ise bilimi seçiniz" sözü ile olayı özetlemiştir.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve arkadaşları yanlış olarak gördükleri bu yolda. Görüşlerinden dolayı, hapishaneye atıldılar, cezaya çarptırıldılar, psikolojik şiddete maruz bırakıldılar, meçhullere karıştırıldılar. Canları pahasına mücadele ettiler. Bazı gençlerimiz ise bunlara maruz kalmamak için ülkemizden istemeyerek de olsa gitmek zorunda bırakıldılar.
Nice hukukçu, öğretmen, mühendis vb. deha beyinlere zorla beyin göçü yaptırıldı.
Peki, ya günümüz gençleri?
Savunacağı, tartışacağı bir fikri, ortaya atacağı bir tezi, bir gayesi bir emeli neden yok. Aldıkları eğitimin kalitesinden mi, düşünmemelerinden mi? Tartışmadıklarından mı? Savunacakları doğruyu bilmediklerinde mi? Ya da bunlara fırsat verilmediğinden mi?
Çok dikkatimi çekiyor. Yeni jenerasyonun çok telaşı var kendi içinde. Bir kesim iyi bir meslek edinmek için gecesi gündüzüne katmış eğitim için uğraşıyor. Bir kesim değer verilmeyen buluşlarını yurt dışına giderek duyurmanın peşinde. Bir kesim mücadeleyi kazanamayacağı kanaatına çoktan varmış, yurtdışında daha iyi hayat şartlarının olduğunu düşünerek ülkeden kaçmanın yollarını arıyor. Bir kesim kendini olduğu gibi kabullenmiş, koyu vermiş, başıboş gezmekte.
Günümüz ile geçmişimiz arasında ciddi bir uçurum var.
Gençlerimiz! Herkesin eminim bildiği lakin sorgulamadığı!
Sayın Hüseyin Baş'ın belirttiği gibi gençlerimize empati yapıyor muyuz?
Dinliyor muyuz?
Türkiye'nin geleceğine emanet edeceğimiz bu gençlerimize iyi bir eğitim, iyi bir alt yapı sağlıyor muyuz? Beyin göçünü engelleye biliyor muyuz?
İyi bir eğitim alan, düşünen, tartışan, fikrini rahatça beyan edebilen gençler yetiştirmek zorundayız. Onlara fikirlerini beyan edebilecekleri ortamlar oluşturmalıyız. İşte Genel Başkan Hüseyin Baş, bunu söylüyor. Hüseyin Baş'ın başkanlığında gençlikle empati kurmayı başaracağız ve beyin göçünü tersine çevireceğiz. Ülkemizin Tam Bağımsızlığını gaye edinmiş nice Deniz Gezmiş'ler, Hüseyin İnan'lar ve Yusuf Aslan'lar yetiştireceğiz.
- ÇİĞDEM PALA: Açık mektup / 14.04.2025
- SEÇİL DAMLA KAYAALP - Öğrenme / 08.03.2025
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Petro-Dolar Tuzağından Kurtuluş: Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Vizyonu / 18.02.2025
- AYŞE ZIVALI: Hoca Atatürk / 08.02.2025
- OZANCAN DERNEK /Efendi kim, köle kim? / 17.01.2025
- MELEK KERESTECİ: Birlik ve beraberlik üzerine / 23.12.2024