"Mavi Vatan", Türkiye'nin Karadeniz, Marmara, Ege Denizi ve Akdeniz'de bulunan ve meşruiyetini uluslararası hukuktan alan egemenliği altındaki deniz yetki alanlarının tümünü kapsar. Ve toplam 430 bin kilometrekare alana sahiptir.
Devletin ülkesinin bir parçasını oluşturan deniz alanlarını ifade eden bir kavramdır "Mavi Vatan".
Deniz alanlarına iç sular, karasuları ve boğazların girdiğini görürüz. Biraz yakından ve deniz hukuku açısından baktığımızda;
İç sular: Gerek 1958 Cenevre Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesi (madde, 5/1), gerek Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesi (madde, 8/1), iç suları, karasularının başladığı esas çizginin berisinde kalan sular olarak belirtmektedir. Bu alanda kıyı devletinin tam egemenliği vardır.
Karasuları: Kıyı devletinin kara ülkesini çevreleyen ve uluslararası hukuka uygun olarak açıklara doğru belirli bir genişliğe kadar uzanan deniz kuşağına verilen addır. Bu alanda da devletin tam egemenliği söz konusudur.
Ülkemizin karasuları genişliği Karadeniz ve Akdeniz'de 12 mildir. Ege Denizi'nde kıyının özelliği ve komşu kıyı devleti Yunanistan ile ada ve kayalıkların coğrafi konumu nedeniyle 6 mildir. Yunanistan bu mesafeyi 12 mile çıkarma isteğinde ise de, bu iddiası BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne ve Uluslararası Adalet Divanı içtihadına aykırıdır.
Boğazlara gelince, uluslararası nitelikteki Cebelitarık Boğazı, Magellan Boğazı, Danimarka Boğazları ve Malacca Boğazı sayılabilir.
Türk Boğazları terimi ilk kez 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin Başlangıç bölümünde yer almış olup 1936 Montreux Boğazlar Sözleşmesi'nin Başlangıç kısmında tekrarlanmıştır. Bu terim, sadece İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'ndan ortak geçiş rejimi amacı ile kullanılmakta olup, anılan üç deniz alanının ayrı coğrafi ve hukuksal varlıklarını ortadan kaldırmamaktadır.
Montreux Sözleşmesi ile kabul edilen geçiş rejimi için ilke, serbestliktir (madde,1). Ticaret gemileri, barış zamanında ve savaş zamanında, Türkiye tarafsızsa, tam serbest geçiş hakkına sahiptirler (madde, 2-4). Bu geçiş transit olarak, geminin bayrağı ve yükü ne olursa olsun, sağlık denetimi dışında herhangi bir formaliteye bağlı olmadan gerçekleştirilecektir. Kılavuz almak da isteğe bağlıdır. Türkiye'nin kendisini yakın bir savaş tehlikesi tehdidi altında saydığı zaman ticaret gemileri barış zamanındaki koşullara uygun olarak yalnızca gündüzleri geçebileceklerdir (madde, 6). Savaş zamanında, Türkiye savaşansa, Türkiye ile savaşta olmayan devletlerin ticaret gemileri, düşmana hiçbir şekilde yardım etmemek koşuluyla gündüz geçeceklerdir (madde, 5).
Savaş gemileri ise, sınıflarına bağlı olarak barış ve savaş zamanına göre değişen koşullara bağlanmıştır.
Bu genel bilgileri yokladıktan sonra ABD ve AB'nin (Avrupa Birliği) Türkiye'ye karşı bir cephe oluşturarak Mavi Vatan egemenliğini yok etme projesini köşemize yatıralım;
AB, Türkiye'ye 25 Mart 2021'e kadar mühlet vermiştir. Bu süre içinde hukuk ve ekonomi reformları yapılacak, Doğu Akdeniz'deki sismik araştırmalarını durduracak ve Yunanistan ile masaya oturacak… Yoksa yaptırımlar devreye girecek.
Esefle söyleyelim ki, Doğu Akdeniz'deki araştırma gemimiz Oruç Reis'i Antalya Limanı'na çekerek geri adım attığımız gibi, reformlar konusunda da AB'den yardımcı olmasını istedik!
Bu arada istikşafi lafı yeniden gündeme oturdu. Anlamı ne? Arapça bir sözcük, "keşf" kökünden türemiş. Ön görüşme diyebiliriz. Yunanistan ile istikşafi görüşmeler 25 Ocak'ta başladı. Sanılmasın ki, Yunanistan'ın haksız şekilde işgal ettiği, silahlandırdığı Ege Denizindeki adalar ve kayacıklar masaya konulsun. Hayır, tam aksine Yunanistan bu konulara girilmemesi koşuluyla görüşmelere razı oldu.
Müzakere edilecek konu Doğu Akdeniz yetki alanları… Bu ne demek? Mavi Vatan egemenliğimizin pazarlığı demek. 61 değil 161 tur da atılsa Milletimiz bu pazarlığa razı olmaz!
Karşımızdakiler ne ABD ne de AB'dir, tastamam Sevr hortlaklarıdır!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023