Uhud savaşında İmam Ali ve Zülfikar

"Ali güneşin doğduğu yerden

Battığı yere kadar kahraman…"

Zülfikar; doğruluğun, hakkaniyetin, mertliğin, adaletin, dürüstlüğün, haksızlığa ve zalimliğe başkaldırının sembolüdür. İnsan olmanın, insan kalmanın, mertçe yaşamanın, hainliği ve kalleşliği mahkûm etmenin adıdır. Adaletin er veya geç yerine geleceğinin, haklının her daim haklı olduğunun, haksızın her daim hesap vermeye mahkûm olduğunun sembolüdür…

İmam Rıza'dan (a.s) gelen bir hadise göre: "Cebrail Zülfikarı Uhud savaşında gökten Hz. Peygamber'e (s.a.a) getirmiştir." Uhud Savaşı İslâm'ın ilk dönemindeki en zor savaşlardan biridir. Bu tehlikeli savaşta herkesten daha çok fedakârlık yapan ve düşman tarafından Peygamber'e yapılan her saldırıyı püskürten Ali b. Ebi Talib idi. İmam Ali (a.s) büyük bir kahramanlık göstererek savaşıyordu ve savaş esnasında kılıcı kırılınca, gökten Hz. Peygambere Zülfikar indirilir ve Peygamber efendimiz Zülfikarı İmam Ali'ye havadan fırlattığı gibi İmam Ali kaldığı yerden ekin biçer gibi küffarı biçmeye devam eder. Böylece bazı tarihçilerin naklettiği üzere kendisinin baş, yüz ve bedenine altmıştan fazla darbe gelir. Bu esnada vahiy elçisi Peygamber'e "Ey Muhammed yardımlaşmanın manası işte budur, Ali ne yücedir" diye buyurduğunda Peygamber (s.a.a) ise şöyle buyurur: "Ali (a.s) benden ve ben Ali'denim." Cebrail de, "ben de her ikinizdenim" der. O esnada göklerden bir ses yankılanır: La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar…" (Zülfikar'dan keskin kılıç, Ali'den başka yiğit yoktur) 

İmam Câfer-i Sâdık bu olayla ilgili şöyle buyuruyor: "Uhud Savaşı'nda şirk ordusunun bayraktarları dokuz kişiydi. Hepsi de Ali'nin güçlü elleriyle helak oldular." İbn Esir şöyle diyor: "Kureyş'in bayraktarlarını (yere sererek) yenen kişi Ali idi."

Şeyh Sâdık'ın rivayetine göre Halife Ömer'in ölümünden sonra, halifeyi belirlemek için tayin edilen 6 kişilik şûrada, Hz. Ali bu konumunu belirterek şöyle buyurmuştu: "... Allah aşkına söyleyin, içinizde benden başka Abduddar bayraktarlarından 9 kişiyi öldüren biri daha var mıdır? Bu kişi öldükten sonra pek büyük gövdesi olan Sevâb adındaki köleleri savaş alanına girerek ağzından köpük saçıp, gözleri kan çanağına dönmüş bir halde 'efendilerimin intikamı için Muhammed'den başkasını öldürmem' diye haykırırken sizler korkudan hemen çekilmediniz mi? Ama ben, onunla savaştım, karşılıklı vuruştuk ve ona öyle bir darbe indirdim ki belinden ikiye ayrıldı." Şûra üyeleri Hz. Ali'nin sözlerini doğruladılar.

İbn-i Ebi'l Hadid şöyle yazıyor: "Düşman birliklerinin Hz. Peygamber'e doğru akınları giderek artıyordu. Ben-i Kenane kabilesinden bir grup ve içlerinde namlı dört kahraman bulunduran Ben-i Abdümenaf kabilesinden bir grup Hz. Peygamber'e doğru saldırıya geçtiler. Hz. Peygamber, 'Bunları def et' buyurdu. Piyade olarak savaşan Hz. Ali toplam 50 kişi olan gruba saldırıp, onları bozguna uğrattı. Onlar birkaç kere toplanıp saldırıya geçtiler. Her defasında Hz. Ali saldırıları geri püskürttü. Bu saldırılarda ünlü dört savaşçı ve on kişi daha Hz. Ali'nin elleriyle öldürüldü.

Hz. Ali bir konuşmasında Uhud'daki fedakârlıklarını şöyle anlatır: "Kureyş ordusu, tıpkı bir sel gibi bize hücum ettiler. Ensar ve Muhacirler evlerinin yolunu tutup kaçarken, ben bedenimdeki yetmiş yara ile Hz. Peygamberi müdafaa ediyordum," İmam, sonra abasını açtı ve elini Uhud Savaşı'nda aldığı yara izlerinin üzerine sürdü.

İmam Ali'nin Uhud'daki yiğitlik ve kahramanlığına gökten melekler bile gıpta edip şaşırmışlardır. Tüm zamanların kahramanı İmam Ali'dir. İmam Bakır (a.s) "İmam Ali'nin Zülfikarı tarafından okşanan herkes bu dünyada ailesinden ve ahirette cennetten ayrılmıştır" buyurmuşlardır. 

İmam Sadık efendimizin beyanlarına göre "Mehdi Aleyhirresul Zülfikar ile zuhur edecektir…" Tüm dünya İmam Ali'nin, Zülfikarın adaletini beklemektedir…