Türk ekonomisi ne makrosu kaldı, ne mikrosu… Kim nerden tweet atacak onu bekler hale geldik.
Türk milleti, son 15-20 yıldan beri ne ekti ise, onu biçiyor. Ne doğradıysa çanağına, o geliyor kaşığına…
Göz göre göre İslamcı kisveli kapitalizm ekti, yalan ekti, cehalet ekti, karşılıksız Amerikan banknotu, borç ve faiz ekti; şimdi zam biçiyor, haraç, haram, yokluk ve kıtlık biçiyor, ölüm biçiyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni ekmedi sandığa, Milli Para doğramadı çanağına. Vatandaşlık maaşı ekmedi. Ev hanımı maaşı, faizsiz-maliyetsiz senyoraj hakkı, sosyal devlet projeleri ekmedi, ilim ve akl-ı selim ekmedi. Bunları ekseydi, Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Asya ve BRICS ülkeleri başta olmak üzere dünyanın 4 milyar nüfusluk kesiminin biçtiği gibi bereket biçecekti, zengin olacaktı, onurlu ve adam gibi yaşayacaktı.
Makro ekonomimiz stagflasyon içinde can teslim etti. Teneşirde bekliyor. Devlet borç ödemeye para gözlüyor.
Koskoca 7 bin işletme konkordato yoluna düştü, can teslim etti; vatandaş da can çekişiyor. Vatandaş, 600 milyar TL civarında tüketici borcuna batmış.
Resmi kayıtlara göre 2018 yılında 846 bin 267 senet protesto oldu. Gayr-ı resmi olanı ekleyin, varın iflası hesap edin.
Makro ve mikro ekonomi 25 kuruşluk plastik poşete düştü.
Poşet, yürekleri taşıran son damla oldu; nihayet vatandaş anladı, bunların artık yapacağı bir şey yok, diyor.
Önümüzdeki günlerde aylık 20-25 milyar dolar arasında değişen 197 milyar Dolarlık geri ödemeleri eda edemezsek -ki eda etmeye tek kuruşumuz yok- hükümet konkordato kapısından gayrı hangi kapıya gidecek?
Konkordato ölümünü görüp IMF sıtmasına mı razı olacağız; yani Duyûn-u Umumiye mi, Duyûn-u IMF mi?!
Merkez Bankası seçim öncesi pansuman tedbir alıyor. Ana sözleşmesine göre Nisan ayında yapması gereken Genel Kurulu bu haftaya çekiyor. Böylece elindeki 30-37 milyar TL'yi Hazine'ye, dolayısıyla piyasaya sürme kararını onaylayacak… Seçim öncesi pastırma yazı olsun istiyorlar.
Sonrası…? Ma'lum… Umum iflası ve genel konkordatoyu unutup hissetmemek için kenevir ekmeye, enfiye çekmeye başlayacağız.
Mikro ekonomideki batış vatandaşın canına tak dedi, 25 kuruşluk poşetle patladı derken; vakıadan söz ediyoruz.
Vatandaş en temel gıda maddelerini satın alma gücünü yitirdi.
2020 TL'lik asgari ücreti, kirasına, zamlı-haraçlı elektrik-su-doğalgaz faturalarına yetmiyor. Ekmek, soğan, patates, yağ almakta zorlanıyor, alamıyor.
Prof. Dr. Baş, tarım en stratejik alandır, Milli Para sistemi ile tarımı ve tarıma endeksli sanayiyi şahlandıralım, köylü-çitçi para görsün ki piyasaya para girsin, işletme ve imalathanelere müşteri oluşsun, istihdam canlansın dedi. Devlet-millet hiç kimse kulak asmadı.
Çin ise, Haydar Hoca'yı dinledi, iç piyasasını canlandırdı. Amerikan yaptırımları vız geldi tırıs gitti. 2107'de ABD ile ticaretinde 275.981 milyar dolar fazla verirken; Amerika'nın bunca yaptırım ve ambargolarına rağmen 2018 yılında son 7 yılın en güçlü artışını yaparak 323.32 milyar dolar fazla verdi.
Türkiye, Prof. Dr. Baş'a sırtını dönüp Türk tarımını bitirdi.
Tarımın bittiği yerde hayvancılık da ölür, o da bitti.
6 milyon hektar tarım arazimizi ekmeyip-biçmeyip çoraklaştırdık; Sudan ve Arabistan başta olmak üzere çeşitli ülkelerden 5 milyon hektar tarım arazisi kiraladık. Kendi cennetimizi kuruttuk, elin kupkuru toprağında çapa yağıyoruz.
Tarımda hazır yiyici olduk, ithalat cennetine döndük.
Çay ülkesiyiz, kuru çay üç kat pahalandı, 100 bin ton çay ithal ediyoruz. Vatandaş çay alamıyor.
Soğan ülkesiyiz, soğan tarlada çürüyor, manavda dört kat pahalanıyor; biz Kazakistan'dan soğan ithal ediyoruz… 200 bin ton soğan yeni ithal yolda.
Patates ülkesiyiz, adam gibi patates üretmiyoruz, patates fiyatı tavana vuruyor, savaş halindeki Suriye'den patates ithal ediyoruz.
Şekeri, şekerpancarı üretimini bitirdik, şeker fabrikalarını kelepir fiyatına sattık,
Cennet vatanımızda güneş gibi ayçiçeği yetişiyor, ayçiçeği tarımını bitirdik, fiyatlar uçtu, mutfağa ayçiçeği yağı alamıyoruz, 6 milyon nüfusluk Bulgaristan ve Ukrayna başta olmak üzere elin gâvurundan 640 bin ton ayçiçeği ithalatı yaptık. Elin Çin'i bize çıtlattığımız çekirdeği satıyor.
Buğday, mısır, arpa, domates, biber, patlıcan… hepsinde bitiş aynı.
Törenle ot ithal ediyoruz, ot; başka bir şey söylemeye hacet var mı?!
En temel gıdaları temin etmeye ne akıl var, ne para var, ne asgari ücret var, ne ekme-biçme takatı ve devlet desteği var, ne moral var; biri bizi yeter ki yedirsin, içirsin, ne yaparsa yapsın modundan gidiyoruz. Zihinler mandacılığa, başkalarının marabası ve eyaleti olmaya evriliyor… Kenevir ekip de enfiye çekerse vatandaş, ecnebiye teslimiyetin acısını hissetmeyecek.
Bu vahim gidişatı ters çevirip bağımsız, onurlu ve imanlı yaşamanın, çalışkan, üretken, zengin ve verici olmanın adı ve adresidir Prof. Dr. Haydar Baş, onun Milli Ekonomi Modeli, Milli Para sistemi, Sosyal Devlet projeleri… Prof. Dr. Baş'ın modelinin ve sistemin verimini elle tutar gibi görmek isteyen varsa Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Asya ve BRICS ülkelerindeki uygulamalarına baksın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019