Türkiye Cumhuriyeti nasıl tanımlanıyor diye arama motorlarına sorduğunuzda TBMM başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı ve birçok resmi kurum sitesinde oldukça süslü cümlelerle karşılaşırsınız.
Allah, Allah dersiniz. O cümlelerde yazanlar benim yaşadığım ülkeyi mi anlatıyor, diye şaşırabilirsiniz de!
Örneğin İçişleri Bakanlığı sitesinde devletimizin karakteri; "Millet iradesi mutlak üstündür. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Millet bu hakkı Meclis eliyle kullanır.
Millet iradesini millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamaz.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi esastır. Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği ilkesinin, din ve vicdan hürriyetinin devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamaz…"
Ne güzel cümleler değil mi? Keşke gerçek olsa!
Gerçek değil bu cümleler. Hani Meclis? Nerde milletin iradesinin temsili?
Kabul edenler, etmeyenler sorularına el kaldırıp, indirmeden başka bir işlevi var mı Meclis'in?
Meclis'e, FETÖ'nün siyasi ayağı araştırılsın deniliyor, gelen cevap: Gerek yok!
Yurtlarda yaşanan utanç olayları (çocuk istismarı) araştırılsın: Gerek yok.
Askerler yemeklerden zehirleniyor. Araştırılsın: Gerek yok.
Uyuşturucu kullanımı ve bireysel silahlanma devlet ve milletimizin geleceğini tehdit ediyor. Araştırılsın: Gerek yok.
Birileri vergi kaçıyor, milletin hakkını iç ediyor, bir başkaları milleti dolandırıyor, bir diğerleri şahsi ihmalleri yüzünden millet canını veriyor. Araştırılsın: Gerek yok.
Vatandaşın bir bölümü kanunla kazandığımız hakkı elimizden (EYT'liler) alındı iddiasında. Araştırılsın, gereği yapılsın: Gerek yok.
Tarımda neden ithalatçı ülke konumuna düşürüldük? Cevap verilsin: Gerek yok.
Devlet eliyle yapılan ihaleler açık yapılsın: Ne gerek var canım.
Hangi ülkelerden, hangi ürünler ithal ediliyor? Bu ithalatı gerçekleştiren firmalar kimlerdir ve iktidar partisi ile bir bağlantıları var mıdır, cevap verilsin: Sana ne. Şimdi bir de tabloyu çevirelim…
İmar yasası değiştirilecek: Hemen.
İmar yasası bir daha değişmesi lazım: Tabi tabi...
İmar yasası bir kez daha değişmesi gerek: Ne demek efendim. (16 yılda tam 15 değişiklik oldu yanılmıyorsam)
Vekillere zam yapılması lazım: Elleri görelim.
Örtülü ödenek yetmedi. Ek yapmak lazım: Nerde eller!
TBMM'nin çalışma sistemi bu. İtirazı olan var mı?
Nerde millet iradesi? Nerde milletin iradesini hiçbir etki, baskı altında kalmadan kullanan yüce vekillerimiz. Neredeler?
Delikanlı gibi herhangi bir partiden seçilmiş bir vekil düşünün! Devlet-millet menfaati olduğuna inanmadığı, İnanç ve vicdanına aykırı bir konuyu genel başkanını karşısına almak pahasına ret veya kabul diyebilir mi?
Ya da başka bir partinin verdiği önerge, teklif; 'bu teklif devlet ve millet menfaatinedir' kanaatinde olduğu halde başkanına rağmen evet, oyu kullanabilir mi?
Partisinin icraatlarını eleştiren, aldığı kararlara muhalefet eden bir vekil gördünüz mü?
En son! 1 Mart tezkeresinde, ABD'nin Irak'ı Türkiye eliyle işgal etmesi için Sayın Erdoğan, Meclis'ten yetki istemişti.
Ve Erdoğan şerh koymuştu; "Bu tezkereye hayır, demek bana hayır, demektir."
Gerçi tezkere geçmedi ama hem Irak Türkiye üzerinden yerle bir edildi hem de iktidar partisi Meclis'e sonraki 14 yılın ayarını vermiş oldu.
O gün 'hayır' Müslümanları Haçlı ABD'ye katlettirmeyiz, komşu devletimizi işgal ettirmeyiz, Müslüman kadınların namuslarını conilerin ayağı altına serdirmeyiz, diyen AKP'li vekiller bir daha Meclis yüzü göremedi…
Meclisimiz yapı olarak, kurum olarak ve lokantasındaki çeşit ve fiyatlar olarak varlığını devam ettirse de işlev olarak bitti arkadaşlar.
İtirazı olan!
Yorumlar
Ahmet Yıldız
Milletin meclisi olmalıydı :--(
Milletin meclisi olmalıydı :--(
Akın Aydın / diğer yazıları
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025