Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul İl Başkanı Fikret İnan beyi candan tebrik ediyorum. Otel Eresin'de muhteşem bir toplantı düzenledi. Başta milletimizin gönlüne taht kuran Kuvay-ı Milliye'nin mimarı başyazarımız muhterem Prof. Dr. Haydar Baş bey olmak üzere şehit aileleri, merhum Gün Sazak ağabeyin saygıdeğer eşi Nilgün Sazak, zarif evladı Ergün Sazak, yakınları ve tüm davetliler programın şeref konuklarıydı. Bölük bölük BTP'ye katılan kıymetli İstanbullu işadamları ve eşraftan aileler, tam bir bayram havası yaşadılar, yaşattılar.
Herkesin bayramı
Gece sanki yer altında kefensiz yatan şehitlerle yeryüzünde bağımsız Türkiye için can atan güzide insanların bayram gecesiydi. Bağımsız Türkiye'nin, Kuvay-ı Milliye'nin bayramı yaşandı Pazar akşamı İstanbul'da. Sadece İstanbul'da mı? Hayır... Sabahlara kadar susmayan telefonlarımız, Meltem TV'nin canlı yayınıyla tüm Türkiye'de ve dünyada bu bayramın, bu coşkunun yaşandığını müjdeledi. Programın detaylarını haber sayfalarımızda bulacaksınız... İnanın, katılımcıların yürekten ifadelerinin satır aralarında da aynı zevki tadacaksınız.
Siyasete yüksek bir çıta
Şehitleri Anma ve Katılım programı, Türk siyasi hayatına yüksek bir çıta koydu. Artık politikada siyasilerimiz, bu çıtaya göre boylarının ölçülerini almak ve ayarlamak durumunda kalacaklar. Politikada yepyeni bir dönem açtı BTP. Yılların özlemine cevap veren ve tüm kronik problemlere çözüm getiren milli bir duruş, ulusal bir oluş çığırı açtı BTP kadrosu. Darısı diğer partilerimizin başına.
İşe, şehitlerimizi anarak başladık, dedi Fikret İnan bey açılış konuşmasında. Bu program şühedaya vefamızın bir timsalidir; çünkü şehitlerimizin kanı vatanımızın tapusudur, bu tapu bizim herşeyimizdir, buna vefa göstermeyenler muvaffak olamazlar dedi.
Hasan Çakır'ın ve Recep Şahin'in şiir okuma ve sunumlarındaki muhteşem yorumlar, Kuvay-ı Milliye'nin sesi Ali Altun beyin enfes musıki ziyafeti, dimağlarda yıllarca silinmeyecek bir bediî zevk bıraktı kanaatindeyim. Televizyonları başından izleyenler bile, 'kanatlanıp uçuverdik' dediler program sonrası. Konuşmacılar, BTP'nin Türkiye'mizin istiklal ve istikbali için ne derece vazgeçilmez bir siyasi parti olduğunun bir kez daha altını çizdiler.
'Böyle lider görmedik'
Programın şeref konuğu Prof. Dr. Haydar Baş beyin kapanış konuşması ülkemizin ufkunu aydınlatan bir manifestoydu adeta. Aylar önce miting meydanlarında, millet huzurunda 24 saatte ülkeyi kurtarma taahhüdünün somut projelerinden bahsetti.
Haydar Baş bey, davetlilerin ifadesi ile söylersek "bugüne kadar hiçbir siyasetçide rastlanmamış temel tespit ve çözümlerini, yine hiçbir siyasetçide görülmemiş bir aşk ve gönül zenginliği"yle anlattı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üç esas vasfının altını çizdi... Milli devlet, tam bağımsızdır ve ulusal egemenlik. Devletin bu vasıflarından herhangi birine hiç kimsenin kastetme hakkının bulunmadığını hatırlattı.
Politikacılar kötü yakalandı
Hatırlarsanız, Prof. Dr. Haydar Baş bey, "Aylar önce Türkiye'deki enflasyonun maliyet enflasyonu olduğunu, talep enflasyonu olmadığını söylediğimiz zaman bize gülüp geçtiler. Ama, aradan şu kadar zaman geçti; oturup IMF ile birlikte 'bu bir talep enflasyonu değil maliyet enflasyonudur' demeye başladılar" dedi. Ekonomi çöktükten ve milletimiz kriz içinde işletmelerini kaybettikten aylar sonra aklı başına düşen politikacıların vahim tablosuydu Haydar Baş beyin aktardığı bu somut gerçek.
Dünya devletlerinin piyasada dolaşan paralarının milli gelirlerine oranları ile Türkiyemizde tedavüldeki paranın milli gelirimize oranındaki büyük uçuruma dikkat çekti. Bu uçurumun borç-faiz sarmalıyla kapatılmaya çalışıldığını, bunun da yükünün milletin sırtına bindiğini belirtti. Bu cendereden kurtulmanın yollarına değindi. Borç-faiz-vergi sarmalından kurtulmak için kaçınılmaz olan "milli ekonomik model"inin emisyon-proje-üretim formulüyle "Vergisiz bir Türk ekonomisi"nin nasıl yeniden inşa edileceğini anlattı.
Bu millet devletin büyüğüne layık
Devletin küçültülmesi söylemlerine de tarihi bir perspektif getiren Prof. Dr. Haydar Baş bey "Türk milleti çok büyük bir millettir. Bu büyük millete küçültülmüş bir devlet değil dünya, hatta kainat kadar büyüklükte devlet lazımdır. Peki neden küçük devlet olsun isteniyor? Büyük devlete gelip kafalarını çarparlar da ondan isteniyor. Neden 'Orduyu küçültün' deniliyor. Kafalarını ona çarpıyorlar da ondan deniliyor. Küçülecek ki birileri kendisine yol bulsun. Benim ordum dünyanın en güçlü, en büyük ordusu olacaktır. Bugün dünyada zulüm, haksızlık, yalan, kan davası, rüşvet varsa bu milletin silahlı kuvvetlerinin tasarrufu kendi hudutlarından çıkamadığı için vardır" dedi.
Şimdi anladınız mı, İstanbul'daki Kuvay-ı Milliye bayramının niçin tüm Türk Milleti'nin bayramı olduğunu?
Herkesin bayramı
Gece sanki yer altında kefensiz yatan şehitlerle yeryüzünde bağımsız Türkiye için can atan güzide insanların bayram gecesiydi. Bağımsız Türkiye'nin, Kuvay-ı Milliye'nin bayramı yaşandı Pazar akşamı İstanbul'da. Sadece İstanbul'da mı? Hayır... Sabahlara kadar susmayan telefonlarımız, Meltem TV'nin canlı yayınıyla tüm Türkiye'de ve dünyada bu bayramın, bu coşkunun yaşandığını müjdeledi. Programın detaylarını haber sayfalarımızda bulacaksınız... İnanın, katılımcıların yürekten ifadelerinin satır aralarında da aynı zevki tadacaksınız.
Siyasete yüksek bir çıta
Şehitleri Anma ve Katılım programı, Türk siyasi hayatına yüksek bir çıta koydu. Artık politikada siyasilerimiz, bu çıtaya göre boylarının ölçülerini almak ve ayarlamak durumunda kalacaklar. Politikada yepyeni bir dönem açtı BTP. Yılların özlemine cevap veren ve tüm kronik problemlere çözüm getiren milli bir duruş, ulusal bir oluş çığırı açtı BTP kadrosu. Darısı diğer partilerimizin başına.
İşe, şehitlerimizi anarak başladık, dedi Fikret İnan bey açılış konuşmasında. Bu program şühedaya vefamızın bir timsalidir; çünkü şehitlerimizin kanı vatanımızın tapusudur, bu tapu bizim herşeyimizdir, buna vefa göstermeyenler muvaffak olamazlar dedi.
Hasan Çakır'ın ve Recep Şahin'in şiir okuma ve sunumlarındaki muhteşem yorumlar, Kuvay-ı Milliye'nin sesi Ali Altun beyin enfes musıki ziyafeti, dimağlarda yıllarca silinmeyecek bir bediî zevk bıraktı kanaatindeyim. Televizyonları başından izleyenler bile, 'kanatlanıp uçuverdik' dediler program sonrası. Konuşmacılar, BTP'nin Türkiye'mizin istiklal ve istikbali için ne derece vazgeçilmez bir siyasi parti olduğunun bir kez daha altını çizdiler.
'Böyle lider görmedik'
Programın şeref konuğu Prof. Dr. Haydar Baş beyin kapanış konuşması ülkemizin ufkunu aydınlatan bir manifestoydu adeta. Aylar önce miting meydanlarında, millet huzurunda 24 saatte ülkeyi kurtarma taahhüdünün somut projelerinden bahsetti.
Haydar Baş bey, davetlilerin ifadesi ile söylersek "bugüne kadar hiçbir siyasetçide rastlanmamış temel tespit ve çözümlerini, yine hiçbir siyasetçide görülmemiş bir aşk ve gönül zenginliği"yle anlattı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üç esas vasfının altını çizdi... Milli devlet, tam bağımsızdır ve ulusal egemenlik. Devletin bu vasıflarından herhangi birine hiç kimsenin kastetme hakkının bulunmadığını hatırlattı.
Politikacılar kötü yakalandı
Hatırlarsanız, Prof. Dr. Haydar Baş bey, "Aylar önce Türkiye'deki enflasyonun maliyet enflasyonu olduğunu, talep enflasyonu olmadığını söylediğimiz zaman bize gülüp geçtiler. Ama, aradan şu kadar zaman geçti; oturup IMF ile birlikte 'bu bir talep enflasyonu değil maliyet enflasyonudur' demeye başladılar" dedi. Ekonomi çöktükten ve milletimiz kriz içinde işletmelerini kaybettikten aylar sonra aklı başına düşen politikacıların vahim tablosuydu Haydar Baş beyin aktardığı bu somut gerçek.
Dünya devletlerinin piyasada dolaşan paralarının milli gelirlerine oranları ile Türkiyemizde tedavüldeki paranın milli gelirimize oranındaki büyük uçuruma dikkat çekti. Bu uçurumun borç-faiz sarmalıyla kapatılmaya çalışıldığını, bunun da yükünün milletin sırtına bindiğini belirtti. Bu cendereden kurtulmanın yollarına değindi. Borç-faiz-vergi sarmalından kurtulmak için kaçınılmaz olan "milli ekonomik model"inin emisyon-proje-üretim formulüyle "Vergisiz bir Türk ekonomisi"nin nasıl yeniden inşa edileceğini anlattı.
Bu millet devletin büyüğüne layık
Devletin küçültülmesi söylemlerine de tarihi bir perspektif getiren Prof. Dr. Haydar Baş bey "Türk milleti çok büyük bir millettir. Bu büyük millete küçültülmüş bir devlet değil dünya, hatta kainat kadar büyüklükte devlet lazımdır. Peki neden küçük devlet olsun isteniyor? Büyük devlete gelip kafalarını çarparlar da ondan isteniyor. Neden 'Orduyu küçültün' deniliyor. Kafalarını ona çarpıyorlar da ondan deniliyor. Küçülecek ki birileri kendisine yol bulsun. Benim ordum dünyanın en güçlü, en büyük ordusu olacaktır. Bugün dünyada zulüm, haksızlık, yalan, kan davası, rüşvet varsa bu milletin silahlı kuvvetlerinin tasarrufu kendi hudutlarından çıkamadığı için vardır" dedi.
Şimdi anladınız mı, İstanbul'daki Kuvay-ı Milliye bayramının niçin tüm Türk Milleti'nin bayramı olduğunu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019