Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geleneksel Kutlu Doğum haftası açılışı, kimse kusura bakmasın, tam bir siyasi istismar arenasına döndü.İslamcı siyaset, Hz. Peygamber'in Kutlu Doğum'unu bile sandığın göründüğü şu seçim sath-ı mailinde eriyen oylarını kurtarmak için siyasi istismara vesile kıldı. Başkan M. Görmez, "Tarihte selam ve eman yurdu olarak bilinen İslam coğrafyası, bugün, artık savaş, şiddet ve vahşetle anılmaktadır. Bağdat'tan, Şam'a, Kahire'den Yemen'e nice İslam diyarı kan ve gözyaşına bulanmıştır" derken; kimlerin gözlerinin içine bakıyordu?Söz konusu savaş, işgal ve vahşetler Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı mavalı kapsamında gerçekleşmedi mi? İkbal ve iktidar koltuğu uğruna bu projede görev üstlenenler, Görmez'in gözünün önündeki Türkiyeli siyasal İslamcılar değil mi?Görmez "Ey âlimler! Ey siyah, beyaz, Yeşil sarıklılar! Nefsimi de katarak söylüyorum. Rasul-i Ekrem (sas) "Âlimler, peygamberlerin vârisleridir" buyurmamış mıydı? Sizler peygamberlerin mirasçısı değil miydiniz? Sizlerin görevi, ümmete rehberlik yapmak iken nasıl oldu da Müslümanlar arasındaki kavgada taraf oldunuz? Dökülen masum kanların vebalini, hesabını Allah'a verebilecek misiniz?" diye seslendi? Başkan, biz nebze olsun, kendi vebalinin farkında; eyvallah? Lakin bu itiraf ve çağrıyı yaparken; Türkiye'nin dünya markası iktisat, siyaset, ilim ve gönül adamı Prof. Dr. Haydar Baş'ın hakkını teslim etmesini bekledim. Zira İslam coğrafyasında oluk oluk akan Müslüman kanı eline ve ameline bulaşmış; bilakis Müslüman kanı dökülmesin diye seferber olmuş, ulusal ve uluslararası yüzlerce sempozyum düzenlemiş tek insan var, o da Prof. Dr. Baş'tır, demesi gerekmez miydi Görmez'in?!Görmez'in kendisi de dahil ülkemizde ne kadar ilim ve irfan adamı diye görünenler varsa - istisnalar hariç - hepsi, Amerika'nın BOP ortakçılığını yürüten İslamcı (!) siyasetin safında yer aldılar, onların vahim icraatlarına meşruiyet sağladılar. Hatta cüppeli pervasızların sahte fetvalar vererek Müslümanların katliamına ve birbirlerini kırmalarına yol açmalarına göz yumdular? Bu vahim süreçte, durun kalabalıklar, sürüklendiğiniz bu BOP caddesi kanlı ve çıkmaz sokak; halbuki Müslümanlar kardeştir, Sünni ile Alevi-Şii kardeştir, ayrı-gayrı değiliz, Tevhid'in merkezi Ehl-i Beyt'tir, diyen tek ilim adamı, yegane hak ve halk adamı vardır, Prof. Dr. Haydar Baş'tır? Doğru mu? Milyon kere doğru. Görmez, bu apaçık gerçeği görüp hakkı sahibine teslim etmediği müddetçe, Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı çıkışları İslamcı siyaset istismarcılarının ekmeğine yağ sürmekten öteye geçmeyecektir.Nitekim Kutlu Doğum açılışındaki siyasi istismarı görmedi mi sayın Görmez? Gördü de; görmezlikten mi geliyor? Şayet öyleyse, o zaman kendisine mahşer günündeki "büyük hesab"ı hatırlatmak, benim iman ve boyun borcumdur.Amerika'nın BOP eş başkanlığı sürecini üstelenen Türkiyeli İslamcı siyaset, maalesef Firavunlaşma sürecine dönüşmüştür? Harun gibi gelenler Karun gibi gitmeye koyulmuşlar.Ancak sandık görünüp sekerat-ı mevt emareleri ortaya çıkınca, son nefes öncesi secdeye kapanır gibi milli ve dini söylemlere sarılıyorlar.Kelime-i Tevhid'den Muhammed Rasulullah'ı çıkartıp 12 yıl paralel yapı ile ortaklaşa Türk milletini Hz. Peygamber'den kopartarak Papalığın dinlerarası diyalog ve kilise kapısına demirletenler, Diyanet'in Kutlu Doğum açılışında, Hz. Peygamber ve Sünnet sayhaları atıyorlar.Amerika'nın aklıyla Şia'dır, Nusayri'dir diye komşumuz Suriye'ye gizli-açık savaş açan Türkiyeli İslamcılar; Kutlu Doğum'da, Sünnilik ve Şia diye bir dinimiz yok, tek dinimiz İslam'dır nutukları çekiyorlar.Kıbrıs harekatında Türk milletine yardım eden tek Müslüman ülke olan Libya'yı bir gece ansızın bombalatanlar, sandığın göründüğü Kutlu Doğum'da İslam ümmetinin kardeşliğinden, Müslümanın Müslümana silah çekemeyeceğinden dem vuruyorlar.İslamcı siyasetin bu çark ve hakka dönü sinyalleri, ucu görünen sandıkta milleti avlamak için mi, yoksa sekerat-ı mevt halinde secdeye kapanma vaziyeti mi? Prof. Dr. Baş, hakkı ve hakikati yıllardan beri anlatıyor bunları, yanlış gidişatlarını uyarıyor? Kulak astılar mı? Hayır? Amerika'yı dinlediler, papazlara-hahamlara kulak verdiler; Haydar Hoca'ya sırt döndüler.Şimdi adeta secdeye kapanıyorlar? İlahi seslenişle "şimdi mi" demek geliyor insanın içinden!Hafızamdan filim şeridi gibi, Musa'ya kulak asmayan Firavun'un akıbetini anlatan şu ayetler geçiyor:"Musa dedi ki, "Ey Rabbimiz! Sen Firavun'a ve erkanına şu dünya hayatında göz kamaştırıcı zenginlik ve bol servet verdin. Ey Rabbimiz, senin yolundan sapsınlar-saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür ve kalblerine sıkıntı düşür. Zira, böyle acıklı bir azabı görmedikçe iman etmezler." ? (Nihayet Firavun) suda boğulmaya başlayınca "İnandım, ben de gerçekten İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka bir ilah olmadığına iman ettim. Ben de Müslümanlardanım" dedi.Şimdi mi? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin ve fesatçılardan idin." (Yunus, 10 / 88-91).Milletimiz, bu ilahi seslenişle istismarcı İslamcı siyasete "Şimdi mi" derse, belki kurtulur gemi!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019