İsim değişiklikleri devam ediyor. Önce başbakanlık mekânı dediler. Tayyip beyin ünvanı cumhurbaşkanı olunca, koskoca sarayı Davutoğlu'na bırakacak değildi ya, mekânın adı cumhurbaşkanlığı sarayı oldu. Sarayın kendisi kanun kaçağı idiyse de israf abidesi olduğunu kimseden kaçıramadılar. Şatafat, gösteriş düşkünlüğü dillerdeydi. Bu sefer kaçış için külliye lafına sığındılar. Yönetimdeki istikrarsız tutum ad koyma işine de yansımıştı.Nesebi gayrisahih tosuncuğa bulunan yeni adın anlamı: "Bir sosyal merkez olarak büyük camilerin etrafına yapılmış olan medrese, kütüphane, hamam, aşevi, hastane, arasta çarşı, han, çeşme, sebil, muvakkithane gibi kurumların tümüne birden verilen ad." (Ötüken Türkçe Sözlük)Önce cami yapılacak, çevresine de insanların yararlanabileceği ve toplumsal hizmet amaçlı kurumlar yerleştirilecek. Bugün, Osmanlı'dan günümüze kalan örnekleri görmek mümkün. Selâtin camilerin etrafında medrese, kütüphane ve hamam mevcuttur. Bazısının etrafındaki han, hamam, çarşı zamanla ya da talanla kalmamışsa da Süleymaniye, Fatih, Sultanahmet, Kılıç Ali Paşa, Mihrimah Sultan gibi camilerde kısmen de olsa külliye ayaktadır. İlginç uygulamalar da var; örneğin İstanbul'un Mahmutpaşa çarşısında Mahmut Paşa camiinin hamamı AVM (alış veriş merkezi) olmuşken Üsküdar'daki Mihrimah Sultan camiin hamamı da AVM'ye dönüştürülmüştür. Bu tür garip örnekler çoğaltılabilir.Tayyip beyinki zoraki külliye olunca iş tersinden başlamış. Önce İmar Kanunu ıskalanmış, sonrasında yargı. İmar planları pilava dönüşmüş, kemali afiyetle yenilmiştir. Ne var ki, kul hakkı girince işin içine pilavlar sindirilememiş, hazımsızlık başlamıştır. İmar kaçkını sarayı "külliye" ile yutturma çabası, cami yapmaya götürmüştür uyanık kardeşlerimizi.Cami yetmez hamam da yapacaksınız. En başta bunu yapacaktınız ki, mecliste yalap şap su dökünüp çıkan dört bakan eskisi kirlerinden arınabilsin. Hamam da yetmez ya, bunların yunacağı yer biraz "Yüce"de. Bakanlarının namusunu kurtaramayanlar hamamın namusunda işleri nice olur, dersiniz.Sarayda iç oğlanları önemlidir. Devlet hizmeti için sarayda yetiştirilen devşirmelerdir bunlar. Osmanlı bunu yapar da kaçak saray yapmaz mı, yandaş üstüne yandaş atamakta hız kesmiyor.Hamamda da hamam oğlanları vardı Osmanlı'da. Lakin bunlar hamamın namusunu lekeleyen, hamamda iş tutan eşcinsel taifesindendi.Şimdi bu AKP Osmanlı'ya özeniyor ya, bizdeki LGBTT (lezbiyen, gay, biseksüel, travesti, transseksüel) örgütü üyelerinden kimileri heveslenmiş hak talebinde bulunuyorlar ve Osmanlı devrinde hamam oğlanları vardı, hem Osmanlı'yı övüyorsunuz, hem de bizi dışlıyorsunuz, diye isyan ediyorlar.Görüyorsunuz, iktidarı elinde bulunduranlar bunların da kafasını karıştırmış.Geçenlerde onur(!) yürüyüşü için teşebbüse geçen LGBTT için Vali izin vermişse de, polis, ramazan gününü mü seçtiniz ulan, diye grubu dağıtmış.Bayram sonrası bu takım sarayın kapısına dayanıp külliyeye hamam, bize iş isteriz diye tutturursa, saray sakinleri iyice küllüm olacak demektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023