Tanzimat'tan günümüze kadar batılı emperyalist odaklar, Türk milletinin kalbinden, gönlünden vatan sevgisini söküp atma çalışmalarına aralıksız devam ediyorlar. Türkleri ortak değerlerde birleşerek şuurlu bir millet yapan Türk milliyet yapımızın bütün yapı taşlarını birer birer sökerek, ortadan kaldırarak bu vatanı kolayca sömürebilecekleri, kolayca bu coğrafyaya hâkim olabilecekleri psikolojik ve kültürel bir zemin oluşturmaya çalışıyorlar. Milliyetimizin yapı taşlarından biri de vatan sevgisidir. Emperyalizmin yerli taşeronları, Haçlı-Siyon odakların talimatlarıyla Türklüğümüze, bayrağımıza, Türkçemize, tarihimize, ecdadımıza, kültürümüze olduğu gibi, vatan sevgimize de saldırıyorlar. Vatan sevgimizin içinin boşaltılmasına dönük propagandalar bir hayli yayılmış vaziyette. Emperyalist Batının yerli liberal memur yazıcıları ve gevezeleri, "vatanı bir kadın memesine satarım" diye hezeyanlar yayıyorlar. Öbür taraftan yine Haçlı-Siyon odakların muhafazakâr memurları da güya İslamcılık adına "seccademi serebildiğim yer vatanımdır" diye Müslüman Türk milletinin vatan hassasiyetini yok etmeye çalışıyorlar. Hem liberal hem İslamcı görünümlü; ama ne oldukları belirsiz karanlık bir takım kişi ve kurumların, Türk çocuklarının gönlünden vatan sevgisini yok etmeye, kutsal vatan topraklarını savunmasız bırakmaya dönük çalışmalarının arka planında şu hesaplar vardır: Vatanını sevmekten vazgeçmiş Türklerin topraklarını, kırk civarında bölgeyi Haçlıların kolayca gelip işgal etmelerine, askerî üslerini yerleştirmelerine zemin hazırlamış oluyorlar. Bu durumda vatan topraklarımızın işgaline itiraz edecek millî direnç merkezleri yok edilmiş olmaktadır. Vatanını sevmekten ve savunmaktan vazgeçmiş Türklerin olduğu bir ülkede, yabancı şirketler gelip yeraltı yerüstü zenginliklerimizi, madenlerimizi, verimli topraklarımızı kolayca yağmalayabilmektedirler. Bu durumda "bu vatan bizimdir, bu vatanın altı da bizimdir, üstü de bizimdir, vatanımızın barındırdığı zenginlikler de sadece Türk milletinin menfaati içindir" diyecek milliyetçi Türk olmayacağı için, emperyalizmin menfaatleri önünde bir engel kalmayacaktır. Vatanımızın bütün güzellikleri, zenginlikleri ve her türlü varlığı üzerinde gözü olan emperyalist Batının sözcülerinden biri, Amerikalı stratejist Robert Kaplan şöyle demiş: "Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir." Sanırım dışarıdan haricî bedhâhlar olan Haçlı-Siyon emperyalist akbabaların, içerdeki maaşlı, bol yemli, fonlarla semirmiş memurlarına neden onlarca gazete vererek Türk çocuklarının vatan sevgisini yok edecek yazılar yazdırdıkları ve onlarca televizyon kanalı vererek konuşturdukları şimdi daha iyi anlaşılıyor. Türk milletinin vatan sevgisini yok etmek için ta Tanzimat'tan bu yana kozmopolit ve enternasyonalist vatan anlayışı aşılanmaya çalışılıyor. Fransız yazar Victor Hugo'nun, Alman Nasyonal Sosyalist filozof Fichte'nin hemen hemen aynı manaya gelen sözlerini Şinasi, Türkçeye "Milletim nev-i beşerdir (bütün insanlardır), vatanım rû-yı zemîn (yeryüzü)" diye çevirdi. Tevfik Fikret de yine kozmopolit vatan anlayışını, "Toprak vatanım, nev-i beşer (bütün insanlar) milletim" diye ifade etti. Hem Şinasi hem Tevfik Fikret, ikisi de batının sözcüsü olarak millî vatan kavramını yok edip kozmopolit vatan anlayışını yerleştirmeye çalıştılar. Onlardan sonra da komünistler proleterya enternasyonalistliği ile, bugünkü Amerikancılar da globalizm (küreselcilik) masalıyla aynı kozmopolit vatan anlayışını sürekli dillendirerek vatanımızı sevme duygumuzu dumura uğratmaya çalışıyorlar. Türk düşmanı bütün bu çevreler, Türk'ün vatan sevgisini "vatan, millet, Sakarya…" diye alaya alarak yok etmeye çalışıyorlar. Dinsiz ve milliyetsiz liberal yazı yazma ve konuşma memurlarına bir diyeceğim yok, onlar varoluşlarının gereğini yapıyorlar. Onlardan elbette ne millî, ne dinî değerlerimize saygı beklemiyoruz. Benim asıl sözüm, İslamcı geçinen vatan düşmanlarınadır. Millî olan bütün değerlere düşmanlığı din haline getiren bu arkadaşlar, dinsiz ve milliyetsiz liberallerin kuyruğuna takılmış, onları yüksek entelektüel fikir adamları diye kutsayarak, onların gevezeliklerini tekrarlayarak kendi varlık nedenlerine ve fikir kaynaklarına ihanet ediyorlar. İslamcı olmak demek, vatan düşmanlığı yapmak demek değildir. Tam tersine vatanı sevmek, Müslüman olmanın temel gereklerinden biridir. Nitekim bir ayette şu ifadeler geçiyor: "Allah yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır." (Mümtehine Suresi, 8-9) Bugün Avrupa, Amerika ve İsrail üçlüsü, çok planlı bir şekilde Türkiye'yi Türksüzleştirme, Türkleri kendi yurtlarından çıkarma faaliyetleri içindedir. Yurdumuzdan çıkarma işi, şimdilik kolumuzdan tutup çıkarma şeklinde değildir. Fabrikalarımız, işletmelerimiz, limanlarımız, bankalarımız, sigorta şirketlerimiz, madenlerimiz elimizden alındı. Yani ekonomik yurdumuz olan kurumlarımızdan çıkarıldık. Kanunlarımızı ve anayasamızı Avrupa Birliği, Amerika ve PKK birlikte yapıyorlar. Dolayısıyla bağımsız siyasi irademiz, idaremizden çıkarıldı. Böylece siyasî yurdumuzdan da çıkarıldık. Vatanımızda Türk-İslam kültür ve medeniyet değerleri yok edildi, gâvurun kokuşmuş kültürel değerleriyle örülmüş ufunetli bir havayı teneffüs etmeye mecbur bırakıldık. Böylece Türk-İslam kültür ve medeniyet yurdumuzdan da çıkarıldık. Ayrıca ülkemizin 40 ayrı yerine NATO üsleri ve askerleri yerleşmiş vaziyette ve bu gidişle askerî olarak da yurdumuzdan çıkarılmak üzereyiz. Haçlı-Siyon ittifakı, dinlerarası diyalog, medeniyetler ittifakı, İbrahimî dinler tezgâhı gibi projelerle İslam'ı kademe kademe sulandırıp itibarsızlaştırarak zamanla yok etmeye çalışıyor. Yani bizimle hem din uğrunda savaşıyor, hem de bizi yukarıdaki belirtilen şekilde yurtlarımızdan çıkarmaya çalışıyor. Yurtlarımızdan çıkarılmamız için bu haricî bedhâhlara yardım edenler de liberaller, Türk düşmanı azınlıkçılar, PKK, İslamcı görünümlü Amerika taşeronlarıdır. Ayet, bütün bu kesimleri dost edinmemizi yasaklıyor. Bunlara dost olursak zalimlerden olacağımızı ifade ediyor. Demek ki Türk çocuklarının vatan sevgisini yok etme çalışmalarının amacı, bizi kolayca yurtlarımızdan çıkarabilme amacına dönükmüş. Müslüman Türk! Müslümansan dinsiz ve milliyetsiz liberallerin, Türk düşmanı ırkçıların ve PKK'lıların sözünü ve emrini değil, Kur'an'ın emrini dinle ve siyasî, ekonomik, kültürel, askerî, dinî yurduna sahip çık. Seni bu yurtlarından çıkaran gâvura ve onların işbirlikçilerine oy, para, dua verme. Yoksa zalimlerden olursun.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015