Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün bugün için önemini koruyan çok kıymetli bir cümlesi var. Şöyle diyor: "Uyuyan milletler ya ölür, ya da köle olarak uyanır." Bu cümle ve uyarı, tam da günümüz Türkiye'sini anlamada ve anlamlandırmada işlevsel bir role sahip. Milletlerin uyuması demek, maddi ve manevi varlıklarını düşmanlara karşı korumaması demektir. Uyumak, geleceğe hazırlanmamak, gelecek için 5, 10, 20, 50, 100 yıllık millî plan ve projeler yapmamak demektir. Uyumak, zamanın, çağın gerektirdiği bilgi ve bilinç donanımıyla kuşanmamak demektir.Uyumak demek, iç ve dış tehditlere karşı ön tedbirlerin alınmaması ve hazırlıkların yapılmaması demektir.Milletlerin uyuması demek, Türk milletinin vatanını, milletini, bayrağını, devletini, dilini, kültürünü, dinini, millî ve dinî mahiyetteki bütün kutsallarını korumaması, geliştirmemesi, nesilden nesle aktarmaması, yaymaması demektir. Türk milletinin uyuması demek, geçmişinden hız alarak geleceğine emin adımlarla yürümesini sağlayacak siyasi, ekonomik, kültürel, askerî bir plan ve proje yapmaması ve gerekli unsurları sağlamaması demektir.Türkler fert, millet ve devlet olarak yapılması gerekenleri yapmadığı yani uyuduğu zaman, ya ölür yani tamamen ortadan kalkar, tarih sahnesinden silinir gider, ya da biyolojik olarak bedenen, ceset olarak yaşasa bile başka milletlerin esiri, kölesi, marabası olurlar. Biz Türk milleti olarak Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde uyuduğumuz için, yani Batı bilimde teknikte, sanatta, devlet nizamında, askerlikte ilerlediği halde, biz bu alanlarda yerimizde saydığımız için 1918 sonlarında fiilen işgale uğradık. Sonra da emperyalist Haçlı Siyonist Batı tarafından önce ölüme mahkum edildik, yani bizi Anadolu içlerinde tamamen yok etmek için üzerimize çullandılar. Amaçları bizi ya tamamen yok etmek ya da mandacılık sistemi içinde bizi kendilerine köle edinmekti. Ancak Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk, atası Bilge Kağan gibi Türk milleti ölmesin ve Haçlı Batının kölesi olmasın diye kararlı, azimli, büyük bir Millî Mücadele direnişi başlattı. Allah'ın yardımı ve istiklalci Türk evlatlarının gayretiyle Türkler ölmekten de kurtuldu, köle olmaktan da. Ancak Atatürk'ten sonraki süreçte aynı Haçlı Batı, bizi bu sefer siyasi, ekonomik, kültürel ve askerî olarak öldürme ya da köle etme projelerini başlattı. Evet, bugün geldiğimiz noktada bedenen, biyolojik anlamda ölmedik ama emperyalist Batının, Avrupa ve Amerika'nın kölesi olduk. Siyasetimiz onlara bağlı, bu bakımdan siyasi köleyiz. Ekonomimiz batıya bağlı yani bu anlamda da köleyiz. Müslüman Türk kültürümüz yok edilip itibarsız hale getirildi. Batının batıl kültürünü aldık. Yani kültürel anlamda da köleyiz. Ordumuzun NATO'ya, silah sanayimizin Amerika ve diğer devletlere bağlı olması da askerî bir zaaf. Bu durumda yapılması gereken şey basittir. Ölmemek ve köle olarak uyanmamak için uyanacağız, uyanık olacağız, uyanık kalacağız. Yani bilimde, teknolojide, sanatta, ahlakta, kendi yerli, millî, İslamî kültürel değerlerimizde, istiklalci siyasetimizde, ekonomik kaynaklarımızı millîleştirmede uyanacağız, yeniden derlenip toparlanacağız ve ayağa kalkacağız. Hayat böyledir; uyuyan ölür, uyanık kalan yaşar.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015