Her siyasetçinin milletin çıkarlarını göz ardı edip, bir yerlere hizmet ettiği bir dönemde millete hizmeti, milletin çıkarlarını ne pahasına olursa olsun savunmayı seçen, devletin birliğini beraberliğini savunan her lider, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’a yönelik yapılan çirkin iftira ve karalama kampanyalarının benzerlerine maruz kalacaktır.
Dikkat edin, milletine hizmeti şiar edinmiş her lider benzer iftiralara maruz kalmıştır.
Bu konuda verilebilecek en çarpıcı örnek Atatürk’tür.
Atatürk Anadolu’da Türk milletini milli mücadele için organize ederken işgal devletlerinin gazetelerinde ve işgalcilerin güdümündeki İstanbul gazetelerinin çoğunda “asilerin reisi” diye anılıyordu.
Hatta o dönem yayınlanan İkdam gazetesinde aralarında Said Nursi’nin de bulunduğu bir grup, Atatürk’ün başında bulunduğu Kuvay-ı Milliyecileri muhafazakâr Anadolu halkı nezdinde küçük düşürmek, halkın onlara verdiği desteğin önünü kesmek için küfürle itham eden yazılar kaleme alıp, altına imzalarını atmışlardı.
Bugün Bağımsız Türkiye Partisi her geçen gün güçlenmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın etrafından kenetleşen halk kitlesi kat kat katlanmaktadır.
Her ilde ister Ehl-i Beyt Sempozyumu, ister Milli Kahramanlar Programları yapılsın salonlar gelen insanlara dar gelmektedir.
Yeni Mesaj gazetesi 100 bin tirajını zorlamaktadır.
Her şeyden önemlisi Prof. Dr. Haydar Baş’ı ve O’nun projelerini, Milli Ekonomi Modeli’ni bildiği halde yanılıp başta AKP olmak üzere diğer partilere oy veren milyonlarca insan bin pişman bir vaziyette asıl adreslerine yani Bağımsız Türkiye Partisi’ne dönme eğilimine girmişlerdir.
Din iktidarın yanlışlarını görmek istemeyen kalabalıklar artık, alternatif arayışlara girmişlerdir.
İşte böyle bir durumda Türk siyasetinde sürekli büyüyen ve milletin güvenini asla istismar etmemiş tek hareket Bağımsız Türkiye Partisi kalmıştır.
Bu durum, hırsızlar, yolsuzlar, arsızlar, hainler, uşaklar, koynunda zünnar taşıyanlar, Papalık misyonunun parçası olanlar, belediye başkanlığı koltuğunda yükünü tutanlar için millete hesap verme gününün yaklaşması anlamına gelmektedir.
Sıkıntıları budur.
Ama korkunun ecele faydası yoktur…
Dikkat edin, milletine hizmeti şiar edinmiş her lider benzer iftiralara maruz kalmıştır.
Bu konuda verilebilecek en çarpıcı örnek Atatürk’tür.
Atatürk Anadolu’da Türk milletini milli mücadele için organize ederken işgal devletlerinin gazetelerinde ve işgalcilerin güdümündeki İstanbul gazetelerinin çoğunda “asilerin reisi” diye anılıyordu.
Hatta o dönem yayınlanan İkdam gazetesinde aralarında Said Nursi’nin de bulunduğu bir grup, Atatürk’ün başında bulunduğu Kuvay-ı Milliyecileri muhafazakâr Anadolu halkı nezdinde küçük düşürmek, halkın onlara verdiği desteğin önünü kesmek için küfürle itham eden yazılar kaleme alıp, altına imzalarını atmışlardı.
Bugün Bağımsız Türkiye Partisi her geçen gün güçlenmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın etrafından kenetleşen halk kitlesi kat kat katlanmaktadır.
Her ilde ister Ehl-i Beyt Sempozyumu, ister Milli Kahramanlar Programları yapılsın salonlar gelen insanlara dar gelmektedir.
Yeni Mesaj gazetesi 100 bin tirajını zorlamaktadır.
Her şeyden önemlisi Prof. Dr. Haydar Baş’ı ve O’nun projelerini, Milli Ekonomi Modeli’ni bildiği halde yanılıp başta AKP olmak üzere diğer partilere oy veren milyonlarca insan bin pişman bir vaziyette asıl adreslerine yani Bağımsız Türkiye Partisi’ne dönme eğilimine girmişlerdir.
Din iktidarın yanlışlarını görmek istemeyen kalabalıklar artık, alternatif arayışlara girmişlerdir.
İşte böyle bir durumda Türk siyasetinde sürekli büyüyen ve milletin güvenini asla istismar etmemiş tek hareket Bağımsız Türkiye Partisi kalmıştır.
Bu durum, hırsızlar, yolsuzlar, arsızlar, hainler, uşaklar, koynunda zünnar taşıyanlar, Papalık misyonunun parçası olanlar, belediye başkanlığı koltuğunda yükünü tutanlar için millete hesap verme gününün yaklaşması anlamına gelmektedir.
Sıkıntıları budur.
Ama korkunun ecele faydası yoktur…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024