Futbolda ara transfer dönemi bitti, siyasette devam ediyor

Yaşadığımız tablo budur! Futbolun hali ortada! Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkemizde sözde büyük kulüpler, kendi öz kaynaklarını değerlendirmek yerine milyarları yabancı topçulara ve kulüplerine dağıtıyorlar. 

Sonra yurt içinde asıyor, kesiyorlar. Avrupa'ya gidince kediye dönüşüp, geri gelip, kavgaya devam ediyorlar. 

Futbolu yönetenlerde aynı kafa! Kockoca ülkede liyakatli hakem yetiştiremedikleri, bulamadıkları daha doğrusu adalet ortamı yaratamadıkları için yabancı hakem getiriyorlar. Bu zillettir, zillet.

En son çaresiz kalan TFF Başkanı, 'ölene kadar Erdoğan'ın askeriyim' diyerek kendine bir koruma kalkanı kurdu.

Siyasette de durum aynı

2 yıl önceki genel, 1 yıl önceki yerel seçimleri Erdoğan ve partisi sandıkta kaybetti. Kaybettiklerini masada geri almaya çalışıyorlar. 

Sayın Erdoğanan bu süreçte 15 kadar vekil, bir o kadar belediye başkanı transfer etti. Transferi uygun olmayanlara ise kayyum atayarak, etkisiz hale getirdi. 

Sayın Erdoğan bu işi biliyor

Bütün bu transferleri bedelsiz gerçekleştirdi. Düşünsenize! Seçimlerde iktidara karşı aday oluyorsunuz! 

Partiniz ve teşkilatları bütün imkânları seferber ediyor. İnsanlar sabahlara kadar sokaklarda afiş asıyor, kapı kapı dolaşıp, 'Erdoğan iktidarının ülkeyi getirdiği durumu' anlatıp, oy istiyor.

Erdoğan iktidarına dur, demek için alınan oylarla başkan seçilen, meclise giren kişiler, aldıkları oyları tekmeleyip, partilerinden istifa edip, dün her türlü lafı dedikleri iktidar partisine geçiyorlar.

Bu karakterin dinde, sosyolojide, genel kültürde ve sokakta tanımı var ama bu tanım, hukukta suç sayılıyor. 

Meral Akşener, Erdoğan'ın menajeri mi?

M. Akşener'i hatırlar mısınız? Hani, 'Seni, milletin huzurunda Allah'a şikayet ediyorum Sayın Erdoğan.

Ölsem de, öldürülsem de, tehdit edilsem de, tek kişi kalsam da, bu mücadeleden dönersem namussuzum, şerefsizim, namerdim. Hep birlikte göreceğiz, el mi yamanmış, bey mi yamanmış?"

Döndü! Bey yamanmış! 

Bu sözlerin sahibi partisini bıraktı, saçlarını boyatıp Saray'a gitti. Şimdi eski partisinden bonservisi elinde vekilleri AKP'ye topluyor. Hem de ilk 11 garantili.

AKP'nin son MKYK listesine Akşener'in ekibinden, Kürşad Zorlu, Dursun Ataş, Nebi Hatipoğlu, Ünal Kahraman, Seyithan İzsiz girmiş. 

Aşağıda detayları vereceğim başka isimlerde AKP'ye katıldı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan; 

"Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır. Yeni Türkiye'de kayıt dışı ekonomiye de kayıt dışı siyasete de yer yoktur' sözleri acaba transfer dönemi bitti mi, sorusunu akla getirirken kaynaklar, CHP oylarıyla meclise giren Deva, Gelecek ve Saadet partilerinden yeni transferler yaşanacağı, hatta görüşmelerin devam ettiği haberleri gelmeye başladı.

Detaylara bakalım mı?

Minik Narin'in katledilmesi hakkında "Bizlerin bazen bilmediği, bazen bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile bizim dostlarımız" diye AKP'li vekil Galip Ensarioğlu'nun amcası İYİ Parti vekili Salim Ensarioğlu da AKP'ye katıldı.

Kimdi Salim Ensarioğlu?

İyi partiden meclise girmişti. Şeyh Said, Said Nursi, Seyit rıza gibi malum isimlerin hayranıydı ve bu hayranlığını açıkça dile getiriyordu. 

Yaptığı açıklamalardan ötürü İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, disipline sevk edildiğini açıklamış, o da partisinden istifa etmişti. Şimdi ikisi de AKP'li. 

Serap Yazıcı

Gelecek Partisi'nin kurucularından CHP oylarıyla Meclise giren Antalya Milletvekili Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'yi bir felakete sürüklemiştir" sözleriyle akıllarda kalmıştı.

AKP'ya katıldı ve Cem Küçük'ün diline kadar düştü. "Hep söylerim, Türkiye'de büyük lokma ye, büyük laf etme. Ettiğin her büyük laf sonra seni zor durumda bırakır. 26 Aralık 2022'de Serap Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan üçüncü defa aday olamaz demişti. Bizler de eleştirmiştik. Yazıcı yarın AK Parti'ye katılıyor."

Ünal Karaman

Siyasete atıldı. Sahada AKP'ye milli ve manevi değerler üzerinden yüklendikçe yüklendi. Hatta Sinan Ateş'in hesabını soracağız' dedi.

Hatta ihraç edilen teğmenler için 'Mustafa Kemal'in askeri olmak ordu millet geleneğimizin vücut bulmuş hali olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde ne zamandan beri ihraç sebebi oldu' sözleri ile ateş püskürdü.

Sonra 'Aziz Türk Milletine; Hayatım boyunca, 'Hak yok, vazife vardır' anlayışıyla milletime hizmet etmeyi en kutsal görev bildim' sözleri ile partisinden istifa edip bonservisini eline aldı.

Sayın Erdoğan'da bonservisi elinde olan bu topçuyu pardon vekili bedelsiz transfer etti. Ucuza gittin kaptan!

Kürşat Zorlu

Oku, profesör ol. AKP karşıtı oylarla meclise gir. Partin adına iktidarı eleştir. Sonra git, eleştirdiğin zihniyete ram ol. Demek ki okumak o kadar da önemli değilmiş.

AKP sadece meclisten değil eski manken ve eski futbolcular başta olmak üzere bir çok transfer daha gerçekleştirdi. 

Yani Erdoğan taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışıyor. Bu gerçeği AKP MKYK'sına giremeyen Şamil Tayyar: 'Riski üstlenen kararı verir, riski üstlenen de Cumhurbaşkanımızdır' sözleriyle dile getirdi.

Noktayı Hüseyin Baş koydu

BTP lideri Sayın Baş bu transfer siyasetini şu sözlerle özetledi; 

"AK Parti olarak çok güçlüyüz imajı vermeye çalışıyorlar. Aslında bunu, erimekte olan bir iktidar partisinin son çırpınışlarının olduğunun ispatı olarak görüyoruz ve AK Parti'ye şunu söyleyeyim: 

Değil Mesut Özil'i bugün Ronaldo'yu, Messi'yi getir, daha iktidarda kalamazsın.

Olaya şuradan bakmak durumundayız. Biraz da siyaset bilimini, toplum sosyolojisini, insan psikolojisini konuşacak olursak, şöyle bir gerçeklikle de karşı karşıyayız. 

Bugün biliyorsunuz bir iktidar var bir de muhalefet var ve ülke çok keskin bir çizgiyle ikiye ayrılmış vaziyette. Bunu hepimiz gözlemliyoruz. Bu keskin çizgili iktidar tarafı, yani bugün adlarının 'Cumhur İttifakı' olarak koymuş kesim, biliyor ve görüyoruz ki bütünleşik bir yapı sergiliyor."