Başlığı BTP lideri Hüseyin Baş'ın, partisinin Eskişehir il kongresinde yaptığı konuşmadan esinlenerek attım.
Sayın Baş; "İktidara gıcıklık olsun diye muhalefet yapmıyoruz. Biz, 23 yıldır hangi konuda sizinle ters düştüysek haklı çıktık. Biz, haklı olduğumuz için itiraz ediyoruz.
Türkiye'de öyle bir durum gelişmiş ki hayretle bu manzarayı izliyorum; sanki dersin muhalefet olarak bizler iktidara gıcıklık olsun diye siyaset yapıyoruz, iktidara gıcıklık olsun diye muhalefet ediyoruz. Biz, bir şeylerin yanlış olduğunu gördüğümüz için muhalefet ediyoruz, bunun düzelmesini istediğimiz için konuşuyoruz".
Bizde yazılarımızı iktidara gıcıklık olsun diye yazmıyoruz. Olur ya! Belki iktidar cenahından birilerinin dikkati çeker de artık yanlış yapmaktan vazgeçerler…
Olur ya! Muhalefetten birilerinin dikkatini çeker de iktidar ile laf polemiğini yani magazin siyasetini bırakır da asıl konular üzerinden milletin karşısına çıkarlar diye, yazıyoruz.
En önemlisi ise Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın temel öğretilerinden olan, dini bütünlüğümüzün milli bütünlüğümüzün, milli bütünlüğümüzün ise dini bütünlüğümüzün teminatı olduğu hakikatini, insanımıza hatırlatarak, tam bağımsız Türkiye için her türlü kaynağımızın, emek ve beyin gücünün var olduğunu ve de bunların nasıl hayata geçirileceğine insanımızı ikna etmek için yazıyoruz.
Kısaca insanımız için, devletimiz için yazıyoruz. İnsanımızın asıl gündemi, devletimizin asıl gündemi için yazıyoruz.
Bakın! İktidarın gündeminde insan yok, devlet yok. İlginçtir! Muhalefetin gündeminde de insan yok, devlet yok.
İtirazı olan varsa sorayım; İktidar ve muhalefetin derdi insan ve devlet olsa idi bu devlet ve bu millet bu hale gelir miydi?
Basit bir örnek vereyim
Sayın Erdoğan, Güney Asya ziyaretine çıkmadan önce yaptığı açıklamada; "Güçlü bir şekilde desteklediğimiz ve son 1 buçuk yıldır uygulamakta olduğumuz ekonomi programının meyvelerini toplamaya başladık' demişti.
Aynı medyada; 'Ankara'da bir bakkal, bebek bezini taneyle satmaya başladı' başlığı altında bakkalın, 'bir adet bezi 7,5 liraya satıyorum. Paket alabilen kimse yok' sözleri vardı.
Yine aynı gün Zonguldak'ta kendini çatıdan atmak isteyen vatandaş, bebeğinin bir yıllık bez ve mamasının karşılanma sözü ile ikna edildi, haberi medyaya düştü.
Ankara'da bir anne 3 evladının bileklerini kesti. İkisi hayatını kaybetti, biri ağır yaralı. (Daha sonra annenin hasta olduğu anlaşıldı)
Yine aynı gün 2 bin 538 kişinin çalıştığı Saray'ın yemekhanesinden günde 6 ton çöp çıktığı, çöpleri 3 ayrı belediyenin 50 konteyner ile topladıkları medyaya yansıdı.
O günkü cinayet, mafya, dolandırıcılık, gasp, hırsızlık, uyuşturucu, cinayet, göçmen kaçakçılığı, yakalanan terörist haberlerini yazmıyoruz.
Peki, muhalefetin bu başlıklar üzerinden eleştiriler yanında çözüm projelerini dile getirdiğinizi duydunuz mu? Hayır.
Demek ki, iktidarın da, muhalefetinde gündeminde insan yok, devlet yok.
Gündem olmak için illa ölmek mi lazım?
İstanbul'da polis memuru Şeyda Yılmaz şehit edildi. Katilin 26 suç kaydı vardı. Kamuoyu 'bu insanlar neden sokakta' dedi.
Emniyet harekete geçti. Her gün onlarca suç kaydı olan binlerce kişi bir anda sokaklardan toplandı.
Aydın'da KYK yurdunda asansör faciası yaşadık. Bir genç kızımız kaybettik. İlgili bakanlık bir anda bütün yurtları denetlemeye başladı.
Her maden faciasından sonra hükümet bir anda madenlere denetim furyası başlatır.
Bolu'daki otel faciasından sonra yurt genelinde bir denetim yarışı başladı.
Her depremden sonra neler konuşulduğunu 6 Şubat'ta bir kez daha gördük.
Gıda zehirlenmesinden ötürü insanlarımız ölür. Bir anda gıda denetimleri başlar.
At, eşek, domuz eti gündem olur. Bir denetim furyası daha.
Fahiş fiyatlar gündem olur. Haydi market denetimine!
Yahu! Bu ülkede denetim yapmak için illa insanlarımız ölmesi, zehirlenmesi ve de kazıklanması mı lazım?
Bu arada
Alo 190 Diyanet Fetva Hattı, sorulan bir soruya; "Fitre, geçim sıkıntısı çeken asgari ücretli veya emeklilere verilebilir" cevabını vermiş.
Sayın fetva hattı! 2 bin 538 kişinin çalıştığı Saray'ın yemekhanesinden günde 6 ton çöp çıktığı konusunda da bir görüş daha doğrusu fetva vermeniz şart.
Haber doğruysa ve de fetva vermezseniz fetvanız hazır; İsrafa vebalde ortaksınız.
- İktidara gıcıklık olsun diye yazmıyoruz / 19.02.2025
- TÜSİAD neden şimdi konuştu, Apo’yu neden konuşmadı? / 17.02.2025
- Kültür Bakanı kimin kültürünü canlandırıyor? / 16.02.2025
- Ahir zaman hadislerinin muhatabı kim? / 15.02.2025
- Trump severler ters köşe oldu / 14.02.2025
- Hz. Mehdi (a.s) bu gecede dünyaya gelmiştir / 13.02.2025
- Hukuk devletiyiz / 12.02.2025
- Gazze’de rol değişimi / 10.02.2025
- Şara, İsrail’e ne zaman saldıracak? / 09.02.2025