(dünden devam)
Yeşil Hat AB'nin sınırı olabilir mi?
5 - Kamu maliyesi değişik şekilde tahsis edilen arazilerde büyük mali sorunlar oluşacaktır. Bu durum eğer tedbir alınamazsa, maliyenin bir nevi çöküşüne kadar gidebilecektir.
6 - Kıbrıs Rum ve Ortak Pazar Ekonomisi Kıbrıs Türk ekonomisini tamamen çöküş haline getirecektir. Sermaye savaşına KKTC ekonomisi dayanamaz kadar zayıf haldedir ve kolayca iflas edecektir.
7 - Sosyal ve fizik yapı ile alt yapının yeterli olmaması bir çok sorunları beraberinde geliştirecektir. Gençlik tamamen Rumlara muhtaç hale gelecektir. Bir nevi rumların emrinde çalışacaklardır.
8 - Rekabet gücü zayıf olan işletmeler kolaylıkla iflasa sürüklenecektir. Türk sermayesi zorlanacak ve iflasa gidecektir.
9 - Hizmetli ödemeler kuzey-güney gelişmiş farklılığı olduğundan çok adaletsiz ve farklı olacaktır. Bu durum ise Türkler arasında büyük memnuniyetsizlik oluşturacaktır.
10 - Türklere verilen haklar AB normları altında kolayca yok edilebilecektir. çünkü Bu plan garantili ve kalıcı ayrıcalıklar içermemektedir.
11- Bize verilen haklar kolayca alınabilecek ve Yunanistan'ın ve Kıbrıs Rumu'nun enosis istekleri bir müddet sonra adayı kolayca "Rumlaştıracaklardır."
12 - AB ile Rumların hazırladıkları 9000 sayfalık bir paket programdan Türklerin hiç haberi olmadan, yürürlüğe geçince büyük tersliklerle karşı karşıya kalınabilecektir. Çünkü bize uygun bir şekilde hazırlanmış değildir!
13 - Bu anlaşmada, Meclisimizin onayından geçmeyen ve geleceği ipotek altına alan, içeriğini bilmeden, dikte edilmesi istenen, bir Anayasa bile mevcuttur.
14 - Diğer taraftan bu plan bizi Anadolu'dan Türkiye Cumhuriyeti'nden ebediyen ayırmak istemektedir. Kıbrıs Rumları ve enosis düşünceleri sonucu devamlı işleyecek ve son Türk kalıncaya kadar asimilasyon politikaları sürüp gidecektir. Türkiye ise bunlar kenardan sadece seyredebilecektir. Çünkü hiçbir müdahale hakkı kalmayacaktır!
Kıbrıs'a uygulanan Cehennem işkenceleri
1 - KKTC'ye 30 yıldan beri şiddetli bir ambargo uygulanmaktadır. Kıbrıs adeta bir kale gibi 30 yıl boyunca ayakta kalabilmiş, direnmiş ve yaşayabilmiştir. En büyük desteği anavatan olmuştur. Anavatanda ise bir milli politika mevcuttu. Şimdi ne oldu da bu milli politika değişmiş oldu!
Kalenin direnmesi ve teslim olmaması mı çözümsüzlük olmaktadır. Kapılarını açmak direnci kırmak, Rumların kumandası altına girmek ve milliliklerin terk etmek mi çözüm olmaktadır? Çözüm tamamen eşit iki devlet-iki toplum-eşit haklara sahip iki millet şeklinde olabilir! Ama planın içeriğinin ancak % 1 kısmı bile görünmezken ve o görünen kısımda bile bir çok haksızlıkların sırıttığı bir plana türk toplumu nasıl razı olur!
Dünyada kendi haklarını gasp eden ve kendine ikinci sınıf haklarla yetindiyecek kadar cüretli bir plana evet demesi mümkün olabilir mi? İnsanlar kendilerini bile bile tuzakların içine koyar mı? Bir nevi esarete razı olur mu?
Yunanistan'ın Batı Trakyalılara çektirdikleri ne çabuk unutuldu?
Aynı Yunanistan'da, Batı Trakyalılar kendilerine Türk dahi diyemiyorlardı. Türk adını taşıyan derneklerini bile kapatıyorlardı. Kendi seçtikleri müftüleri bile kabul ettiremiyorlardı!
Yeşil Hat AB'nin sınırı olabilir mi?
5 - Kamu maliyesi değişik şekilde tahsis edilen arazilerde büyük mali sorunlar oluşacaktır. Bu durum eğer tedbir alınamazsa, maliyenin bir nevi çöküşüne kadar gidebilecektir.
6 - Kıbrıs Rum ve Ortak Pazar Ekonomisi Kıbrıs Türk ekonomisini tamamen çöküş haline getirecektir. Sermaye savaşına KKTC ekonomisi dayanamaz kadar zayıf haldedir ve kolayca iflas edecektir.
7 - Sosyal ve fizik yapı ile alt yapının yeterli olmaması bir çok sorunları beraberinde geliştirecektir. Gençlik tamamen Rumlara muhtaç hale gelecektir. Bir nevi rumların emrinde çalışacaklardır.
8 - Rekabet gücü zayıf olan işletmeler kolaylıkla iflasa sürüklenecektir. Türk sermayesi zorlanacak ve iflasa gidecektir.
9 - Hizmetli ödemeler kuzey-güney gelişmiş farklılığı olduğundan çok adaletsiz ve farklı olacaktır. Bu durum ise Türkler arasında büyük memnuniyetsizlik oluşturacaktır.
10 - Türklere verilen haklar AB normları altında kolayca yok edilebilecektir. çünkü Bu plan garantili ve kalıcı ayrıcalıklar içermemektedir.
11- Bize verilen haklar kolayca alınabilecek ve Yunanistan'ın ve Kıbrıs Rumu'nun enosis istekleri bir müddet sonra adayı kolayca "Rumlaştıracaklardır."
12 - AB ile Rumların hazırladıkları 9000 sayfalık bir paket programdan Türklerin hiç haberi olmadan, yürürlüğe geçince büyük tersliklerle karşı karşıya kalınabilecektir. Çünkü bize uygun bir şekilde hazırlanmış değildir!
13 - Bu anlaşmada, Meclisimizin onayından geçmeyen ve geleceği ipotek altına alan, içeriğini bilmeden, dikte edilmesi istenen, bir Anayasa bile mevcuttur.
14 - Diğer taraftan bu plan bizi Anadolu'dan Türkiye Cumhuriyeti'nden ebediyen ayırmak istemektedir. Kıbrıs Rumları ve enosis düşünceleri sonucu devamlı işleyecek ve son Türk kalıncaya kadar asimilasyon politikaları sürüp gidecektir. Türkiye ise bunlar kenardan sadece seyredebilecektir. Çünkü hiçbir müdahale hakkı kalmayacaktır!
Kıbrıs'a uygulanan Cehennem işkenceleri
1 - KKTC'ye 30 yıldan beri şiddetli bir ambargo uygulanmaktadır. Kıbrıs adeta bir kale gibi 30 yıl boyunca ayakta kalabilmiş, direnmiş ve yaşayabilmiştir. En büyük desteği anavatan olmuştur. Anavatanda ise bir milli politika mevcuttu. Şimdi ne oldu da bu milli politika değişmiş oldu!
Kalenin direnmesi ve teslim olmaması mı çözümsüzlük olmaktadır. Kapılarını açmak direnci kırmak, Rumların kumandası altına girmek ve milliliklerin terk etmek mi çözüm olmaktadır? Çözüm tamamen eşit iki devlet-iki toplum-eşit haklara sahip iki millet şeklinde olabilir! Ama planın içeriğinin ancak % 1 kısmı bile görünmezken ve o görünen kısımda bile bir çok haksızlıkların sırıttığı bir plana türk toplumu nasıl razı olur!
Dünyada kendi haklarını gasp eden ve kendine ikinci sınıf haklarla yetindiyecek kadar cüretli bir plana evet demesi mümkün olabilir mi? İnsanlar kendilerini bile bile tuzakların içine koyar mı? Bir nevi esarete razı olur mu?
Yunanistan'ın Batı Trakyalılara çektirdikleri ne çabuk unutuldu?
Aynı Yunanistan'da, Batı Trakyalılar kendilerine Türk dahi diyemiyorlardı. Türk adını taşıyan derneklerini bile kapatıyorlardı. Kendi seçtikleri müftüleri bile kabul ettiremiyorlardı!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006