Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesi kararı bir hükmi karakuşi olarak hukuku lekelemekle kalmamış; vatandaşın seçme ve seçilme hakkını ihlâl etmiştir.
Kirletilmiş seçimin sorumlusu sadece YSK mıdır?
Öyle olmadığı besbelli! Seçim hukukunun amiral gemisi YSK'nın rotasını siyasal iktidar belirlemiştir.
Sadece rotasını mı… geminin kaptan ve mürettebatını da torbaya sokarak taa işin başında gem vurulmuştur bu zevata. Ancak, işi kitaba uydurma telâşı içinde anayasa unutulmuştur;
Çünkü:
* Seçim hukukunun yargı organı, mahkemesi YSK'dır (Anayasa/79.madde).
* Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz (Anayasa/138.madde). Oysa, 31 Mart sonrası seçimi kaybeden AKP iktidarı YSK'yı topa tutmuş, talimat ve telkinler havada uçuşmuştur. Dolayısıyla anayasa hükmü ihlâl edilmiştir.
* Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz (Anayasa/67.madde). AKP iktidarı, görevleri sona eren YSK başkan ve üyelerinin görev sürelerini uzatan yasal düzenlemeyi torba yasa içine atarak kanunlaştırmış ve bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaması gereken yasayı 31 Mart seçimlerinde hemen uygulayarak anayasayı ihlâl etmiştir.
Başta anayasa olmak üzere seçim mevzuatının çiğnenmesi vatandaşın seçme ve seçilme hakkını ihlâl etmiştir (Anayasa/67.madde).
Hukuk tekniğiyle sizleri daha fazla yormadan, hemen şu soruya cevap arayalım: Mağdur olan vatandaş hakkını nasıl arayacaktır? Bunun pratik cevabı 23 Haziran seçimlerindedir. Vatandaş kendisini mağdur edenlere en güzel cevabı sandıkta verecektir.
Sandık yolu belli… Ya hukuk yolu! O yol üzerinde de AYM (Anayasa Mahkemesi) görünüyor.
AYM'ye bireysel başvuruda bulunmak mümkün mü? Bu yüksek mahkemenin vereceği karar üç aşağı beş yukarı şöyle olacaktır; Anayasanın 79.maddesine göre YSK kararları kesin olup, bu kararlara karşı başka bir mercie başvurulamaz, bu nedenle bireysel başvurunuz kabul edilemez.
Başka merci yok mu? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında bireysel başvuru, sözleşmenin 34.maddesinde düzenlenmiştir. İç hukukumuzda da AYM'ye bireysel başvuru hakkı tanınmıştır (Anayasa/ .madde). Buradaki başvurumuz YSK'nın kararlarının kesin olması nedeniyle reddedilmesi sonrası gideceğimiz adres AİHM'dir. Peki, bu hakkımızı kullandık diyelim, alacağımız karar ne olur? AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan seçme hakkının yasama organı (milletvekili seçimleri) ile ilgili olduğunu, mahalli seçimleri kapsamadığını içtihada bağlamıştır.
Hukuk yaşayan bir süreçtir bu nedenle, gerek AYM gerekse AİHM adalete erişim hakkının önemini esas alarak temel hak ihlâllerini kısıtlayan içtihatlarını değiştirebilir, düşüncesindeyiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023