Bir tarafta gözü dönmüş, savaş suçundan insanlığa karşı suçun her türlüsünü işleyen terör devleti İsrail; diğer tarafta sadece kınamakla yetinen takım… O da, içten olsa…
İster içerde ister uluslararası alanda olsun eşitlik ve adalet ilkesi hukukun temelidir. Yargının bağımsızlığı da öyle.
Kadın, çocuk demeden sivilleri topyekûn hedef alan ve daha son sözü söylemedik diyen İsrail yönetimini kınamak yerine yaptırım uygulanmalı da, nasıl olacak bu?!
Gün, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail ile imtihan günüdür.
UCM, 2002 yılında Roma Antlaşması'na göre kuruldu. Bu mahkeme, soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçları (mikrobik, biyolojik ve zehirli silahların kullanımı) ile ilgili olarak, uluslararası hukukun en ağır ihlallerine yol açan kişileri yargılamak üzere kurulmuş ilk bağımsız ve daimi uluslararası bir mahkemedir. Amaç, dünyanın neresinde işlenirse işlensin, hiçbir savaş ve insanlığa karşı suçun cezasız kalmamasıdır. UCM'yi bugüne kadar 139 ülke tanıyarak yargı kapsamına girmiştir.
Geçmişte, sadece belli olaylarla ilgilenmek üzere bazı savaş suçları mahkemeleri kurulmuştur. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı sonrası Naziler için oluşturulan Nürnberg Mahkemeleri, Eski Yugoslavya'da, Ruanda'da, Sierre Leonne'de ve Kamboçya'da işlenen savaş suçları için özel mahkemeler kuruldu ve suçlular yargılandı. Ancak UCM, dünyadaki tüm savaş ve insanlığa karşı suçlara bakan bir Uluslararası Mahkemedir.
Başta ABD ve Çin gibi savaş suçları ve insan hakları ihlallerine karışan ülkeler, UCM'ye taraf olmadıkları gibi, destek de vermemektedirler. Çünkü destek verdikleri takdirde, bu ülkelerde savaş suçları işleyen yetkililerin UCM'ye çıkarılmaları ve cezalandırılmaları kesin görülüyor.
Filistin yönetimi, UCM'nin yargı yetkisini tanımıştır. Ve UCM, Filistin topraklarında işlenen suçlarda mahkemenin yargı yetkisi olduğuna karar vermiş bulunuyor.
UCM'ye üye olan ve olmayan ülkeler ile insan hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri bu mahkemeye başvurabiliyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi talebi ile de UCM'de dava açılabiliyor. Örneğin Darfur'da 300 bin kişinin kanına giren savaş suçlusu, Sudan'ın devrik Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında bu yolla dava açılmıştır.
Bayramda bile saldırılarını sürdüren, çoluk çocuk dinlemeden kan döken İsrail için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi UCM'ye başvurabilir mi? Kağıt üstünde evet! Ancak Güvenlik Konseyi oybirliği ile karar alabiliyor. Konsey'deki 5 üyeden biri hayır dese karar çıkmıyor. Bu beş üyeden biri olan ABD zaten Filistin'de işlenen savaş suçlarının azmettiricisi, İsrail'in suç ortağı. Bu durumda İsrail aleyhine oy kullanmayacağı ortada.
Ne var ki UCM, Filistin'deki olaylar için yargı yetkisinin bulunduğuna karar verdiğinden, başta Netanyahu olmak üzere İsrail yetkililerini yargılayabilecek.
Gelelim şu normalleşme işine… ABD-İsrail ekseninde yer alan Suudi Arabistan, İsrail ile "normalleşme" antlaşması imzalayarak ortak tatbikat yapan BAE (Birleşik Arap Emirlikleri), ortakları İsrail'in suçlarından sorumluluk ve zerre vicdan azabı duyuyorlar mı acaba!
İtibardan tasarruf olmaz diyen AKP iktidarı, şimdi Türkiye'nin itibarı için İsrail ve ABD'ye karşı gerekeni esirgemeyin, ödün vermeden ambargo uygulayın!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023