Peygamber efendimiz mescide giderken bir kişi sokakta yolunu kesiyor, önüne geçerek "benim senden alacağım var" şeklinde bir iddiada bulunuyor. Peygambere "alacağımı şimdi vermen gerekir" diyor.
Hz. Peygamber (s.a.v) ise "Bir defa özellikle sen benden alacaklı değilsin ve boş yere alacaklı olduğunu iddia ediyorsun. İkinci olarak da şu anda yanımda para yok, izin ver gideyim" diyor.
Adam, "Gitmen için bir adım attırmam. (Peygamber efendimiz namaza yetişmek istiyor) Hemen burada paramı vermek zorundasın çabuk borcunu öde" diye ısrar ediyor.
Peygamber (s.a.v) ne kadar yumuşak davrandıysa adam tam tersine o kadar sert davranıyordu. Öyle ki, Peygamber'in (s.a.v) elbisesine yapışıyor ve çekiştiriyor. Hatta bu nedenle Peygamber'in (s.a.v) boynunda kızarıklık oluşuyor.
Sahabe, "Peygamber (s.a.v) ne için geç kaldı?" diye merak edip onu aramaya başlıyorlar. Görüyorlar ki Yahudi'nin biri ona yönelik hareketlerde bulunuyor. Yahudi'ye karşı müdahale etmek, sert davranmak, darp etmek istiyorlar, fakat Peygamber (s.a.v) "siz karışmayın" diyerek onları engelliyor. O kadar yumuşaklık gösteriyor ki, Yahudi hemen oracıkta; şahadet getirip iman ediyor, daha sonra da şunları söylüyor; "Sen sahip olduğun bunca güce rağmen tahammül ediyorsun?! Senin bu tavrın normal bir insanın davranışı değil bilakis peygamberî bir tahammüldür."
ŞAHSİ MESELELERDE ÇOK MÜSAMAHAKÂR, DEVLETLE İLGİLİ İŞLERDE TAVİZSİZ
Hz Ali'nin kardeşi Akil birkaç gün çocuklarını özellikle aç bırakarak rol yapmak istiyor. Öyle ki açlıktan çocukların yüzü solup sararıyor. Ortamı hazırlayan Akil daha sonra Ali'yi çağırıyor ve ona; "Şu kardeşinin aç çocuklarına bak. Borcum var, açım, bir şeyim yok, bana yardım et" diyor.
İmam Ali şöyle buyuruyor; "Çok iyi, tamam. Beytülmaldeki kendi hakkımdan sana veriyorum." Akil şöyle cevap veriyor; "Canım kardeşim! Senin bütün hakkın ne kadar ki? Emret beytülmalden versinler."
Bunun üzerine Ali (a.s) bir demiri kor hale gelene kadar ateşte tutmalarını ve sonradan onu kör olan Akil'in önüne koymalarını emrediyor. Demir Akil'in önüne bırakılınca Ali (a.s) ona sesleniyor; "Kardeş, al!" Akil onun para kesesi olduğunu zannederek elini uzatır uzatmaz eli yanıyor. Akil bu olayı daha sonra anlatırken "tıpkı bir inek gibi böğürerek inledim" diyor.
Akil inleyince Ali şöyle buyuruyor; "Ey Akil! Çocuklarının veya yakınlarının ölümünden dolayı yanıp sızlananlar sana yas tutsunlar! Acaba sen bir insanın ders verme amacıyla kızdırdığı bir demirden dolayı feryat ediyorsun da benim için, Cebbar olan Allah'ın kendi öfkesiyle tutuşturduğu ateşi mi istiyorsun?!"
* * *
Tarihte yaşanmış bu iki önemli olayı neden anlattık? 80'li yıllardan bu tarafa Hz Ömer'in adaletini anlatarak iktidara gelenlerin bugün yuvarlandıkları uçurumun dibindeki durumlarını hayretle ve dehşetle izliyoruz. (Bu arada adaletin timsali Hz Ali'dir. Hz Ali (a.s) adalet uğruna şehit edilmiştir.) Hz Ömer'in devlet işinde devletin mumunu, şahsi işlerinde ise devletin mumunu söndürüp kendine ait şahsi mumunu kullandığını anlatarak taraftar toplayanların bugün; devletin, kamunun mallarını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını, vatandaşın vergilerinden toplanan paraların nasıl suiistimale uğradığı, nasıl iç edildiği Sayıştay raporları ile ortaya koyulmasına rağmen sorumlular hakkında bırakın soruşturma açmayı bu dosyaların içeriğine erişim engeli getiriliyor.
İhale kanununun 180 defa değiştirilip adrese teslim ihaleler yapılarak yandaşa verildiği, devletin kadro atamalarının akraba, eş dost gözeterek yapıldığı bu yozlaşma hiçbir dönem bu derece aşikâr ve yoğun yaşanmadı.
Devlete karşı yapılan suçlar, ödenmeyen vergiler affedilip bağışlanırken Cumhurbaşkanına ve diğer yöneticilere karşı yapılan en küçük eleştiri hakaret kapsamına alınıp hemen soruşturmaya tabi tutularak davalar açılabiliyor.
Peygamber (s.a.v) efendimiz ve İmam Ali'nin hayatına baktığımızda bunun tam tersini görüyoruz. Peygamber Efendimiz kendisini ilgilendiren şahsi meselelerde son derece yumuşak huylu ve hilim sahibiydi. Ama sosyal meselelerde kamuyu ilgilendiren hususlarda ise asla taviz vermiyorlardı.
Sizce referansının İslam olduğunu iddia edenlere hatırlatsak faydası olur mu?…
- Nuh'un gemisi / 08.07.2021
- Hz. Ali’nin adaleti / 03.06.2021
- İnsan-ı Kamil / 27.05.2021
- ‘Ben yoksulluktan sararmıştım, Yoksulların derdi beni soldurdu’ / 25.05.2021
- İnsanın derdi / 24.05.2021
- Sosyal çürüme ve yozlaşma / 01.04.2021
- Salihlerin süsü / 29.03.2021
- İmam Zeynelâbidîn’in duası / 22.03.2021
- Kadınlarımızın kurtuluşu / 15.03.2021