Müslümanlar arasındaki ayrılığın kökleri, Hz. Muhammed'in yaşadığı döneme kadar uzanmaktadır. Ancak bunun Hz. Muhammed'den sonra açığa çıktığını biliyoruz. Hz. Muhammed'in ölümünden sonra, Hz. Ali, ona olan yakınlığı ve akrabalığı dolayısıyla halife olmayı beklemiştir. Bu gerçekleşmeyince her insan gibi o da üzülmüş fakat bunu açığa vurmamıştır. Eşi Hz. Fatıma, Fedek Hurmalığını kendisine miras olarak vermeyen birinci Halife Ebubekir'e darılmıştır. Hatta Hz. Ali, o ölünceye kadar Ebubekir'e biat etmemiştir. Hz. Ebubekir ölünce sırasıyla Ömer ve Osman halife oldular. Halife Osman'ın halifeliğinin ilk 6 yılında Hz. Ali, Halife Osman'a muhalefet etmedi. Fakat Halife Osman'ın daha sonraki yıllarda, valiliklere ve devletin çeşitli makamlarına akrabalarını getirmesi bir takım huzursuzluklara yol açmıştır. Halife Osman'ın öldürülmesi ve yerine Hz. Ali'nin halife seçilmesi, Emevi soyundan olan Muaviye ile arasında mücadeleye yol açmış ve Sıffin Savaşı olmuştur. Bu savaşta Muaviye'nin askerlerinin kılıçlarına Kur'an ayetlerini takmaları Hz. Ali'nin mutaassıp olan askerlerinin Muaviye askerlerine saldırmasını engellemiştir. Kur'an ayetlerinin kılıçlara takılması İslam dünyasındaki ilk din istismarı olsa gerektir. Bunun üzerine halife seçimini hakem olayına bırakmışlar ve oradan da bir sonuç çıkmayınca, birisi Hz. Ali yönetiminde başkent Kufe olmak üzere, diğeri Muaviye yönetiminde ve Başkent Şam olmak üzere iki ayrı İslam Devleti kurulmuştur. Sonra Hz. Ali'nin camide bir harici tarafından öldürülmesi ve daha sonra oğlu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da Muaviye'nin oğlu Yezid'in askerleri tarafından hunharca şehit edilmesi Alevi-Sünni ayrılığının miladını oluşturmuştur.1 Ekim 680 tarihinde Hz. Hüseyin, kendisini Müslüman sanan Emevi Halifesi Yezid'in askerleri tarafından şehit edilmiştir. Hz. Hüseyin şehit edilmesi İslam tarihinin en trajik olayıdır. Aleviler bunu unutmamışlardır. Bu sebeple her yıl Muharrem ayında oruç tutarlar ve kurban sekerek bu yası sürdürürler. Ayrıca bütün cem törenlerinde Kerbela faciasına bir ritüel olarak yer verirler. İran şiası bu ayda oruç tutmaz sadece matem için vücutlarını zincirlerle döverler. Olayın bilincinde olan Anadolu Sünnileri de bu ayda oruç tutarlar ve komşularına aşure yapıp dağıtırlar. Bunları yaparken Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinin acısını gönüllerinde yaşarlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023