Bugünde Kırklareli'den bir izci dostu, mavi gözleri ile kamplarda izcilere gülümseyen, koca yürekli arkadaşım Tandoğan Pörteçene'yi eşi Ayla'nın yanına uğurladık… Yıllarca milli eğitimde ve gençlik sporda izciliğin kahrını çekti. Bir süre sonra kısır çekişmelerden bıkıp kıyıya çekti teknesini…
Ne zaman evden biri eksilse, tiyatro sanatçısı devrin usta düşünürü Ulvi Uraz'ın ünlü tiradı gelir gözlerimin önüne…
Rahmetli Ulvi Uraz, bir gün önce ölmüş bir arkadaşının sahne kıyafetlerini giyip, o gece onun rolüne çıkmış, perdeyi iptal etmemişti. Nasıl etsin ki? Ekmek parası için perdeleri açmak, belki yüz kere seyrettiği gecelerden birinde eksilen bir role bürünmesi, hiçbir şey olmamış gibi oyunun devam etmesini sağlaması gerekiyordu. Asıl sanatçılık buydu ve kimbilir ne zordu o rol. Yaşamayan bilemezdi "Çekin perdeleri, güneş battı" demek… Eksilen her can, hele bir başkasının aydınlanmasında, toplumun ilerlemesinde minikte olsa katkıda bulunmuşsa önemlidir.
Dünyanın kendisi zaten bir oyun sahnesi iken, sahne içinde sahne icra etmek zor zanaattır…
Doğan her gün yeniden parlayan güneş, yeni bir başlangıç, yeni oyunların sergilendiği dünya sahnesinin, sahne ışıklarıdır oysa… Bir türlü kabullenemediğimiz ölüm oyunu; sanılan gibi bir son değildirbence… Yaşananların, geride kalanların anılarında şekil bulacağı; belki de ruhlar alemindekilerin kendi seyirci sıralarından dünya sahnesindekileri izledikleri; yaşanmış olanları eleştirecekleri bir yerdir.
Bir tek gerçek vardır o da yaşamın sonunda ölümün olduğudur.
"E… Ne yapalım yani? Sonunda ölüm varsa yaşamayalım mı?" dediğinizi duyar gibiyim.
Olur mu öyle şey?
Ölüm olmasa idi yaşamak bu kadar güzel olabilir miydi?
Yaşamalıyız elbette… Ama insanca! Birbirimizin kıymetini bilerek, birbirimize zaman vererek, değer vererek…
Allah'ın insanı hayvanlardan ayırması için bize verdiği akıl mucizesini, düşünme kabiliyetini, iş yapma becerisini başkalarının yararına kullanarak…
* * *
Bu sıralarda sık-sık bir dostumuzu, arkadaşımızı kaybediyoruz. Sevgili Tandoğan'da "Koca muhacir, kısa pantolonlu oymakbaşı" olarak bu zincirdeki yerini aldı.
Oysa biz, Cumhuriyet bayramında İzmir'de bir araya gelmeyi buluşmayı düşlüyorduk. Meğerse kader bir araya gelmemiz yerine her birimizin ayrılmasına karar vermiş.
Genç yaşlı demeden bizi bırakıp gidenleri düşünüyorum. Çoğu ile Vedalaşmaya bile vakit olmuyor. Haberli geliyoruz da, habersiz gidiveriyoruz. Tam toplanacağız derken dağılıveriyoruz…
Yaşadığımız sürece geride bıraktıklarımız önemli. Kime ne faydamızın dokunduğu, kiminle neleri paylaştığımız, hangi yetimi-öksüzü sevindirdiğimiz, hangi ekmeksizin sofrasına ekmek koyduğumuz, hangi çocuğun başını okşayıp, kimsesizin sırtını sıvazladığımız. Bizler için yaşam en büyük hazinemizdir.
Ölüm, ince orağını sallaya dursun; bize düşen yaşadığımız sürece, elimiz ayağımız tutarken başkalarına iyilik yapmaktan vazgeçmemeyi;günü değil hayatı kurtarmayı, bir başkası için ümit olmayı sürdürebilmektir. Ne diyor bir düşünür: "Hiçbir şey kendisi için yaşamaz…"
"Elimizde, avucumuzda bir şey yok ki? Bizim kendimize faydamız yok, başkasına ne yararımız olur?" demeyin. İmtihan sahnesinde, yakınımızdakilerden başlamak üzere uzağa doğru dilinizle, sözünüzle, sesinizle, elinizle, gülümsemenizle karşınızdakilere yaşamla ümidi olabilirsiniz. Belki size yararı olmayacaktır ama ona yaşama sevinci, ilham kaynağı olabilir, örnek almasını sağlayabilirsiniz. Lütfen kendinizi küçümsemeyin.
* * *
Ne zaman başkalarına yararlı ve yardımcı olmaktan vazgeçer, başkalarına bir yararınız olmadığını düşünürseniz o zaman yaşam çizginizi kısaltırsınız.
Bir başkasına ümit kaynağı olmanın, moral vermenin yolu gönlünüzden geçer. Önce siz kendinize yetmeyi öğrenmeli, yaşamanın ne kadar önemli olduğunu fark etmelisiniz.
Başkalarını eleştirmek, insanları horlamak, iyilik ve hayır işlerinden uzaklaşmak dünyadan uzaklaşmaktır.
Gelin hep el uzatan ve iyiliklerle anılan, ardında güzel anılar bırakan bir eş, arkadaş, en önemlisi insan olun…Bu size yeter.
Güle, güle sevgili Doğan…
- Helallik / 14.05.2024
- Gerçek… / 18.01.2024
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023
- Öğretmenim… / 23.11.2023
- Bir zeytin öyküsü… / 11.11.2023
- Yağmur mevsimi… / 07.11.2023
- Çocuk! / 05.11.2023