Dünkü yazımda, 'Siyonistlerin ve misyonerlerin' Osmanlı döneminde başlayan Anadolu'daki faaliyetlerine kabaca değindik.
Dediğimiz gibi Siyonistler ve misyonerler, Anadolu'yu ele geçirme ve Türk milletini yok etme hedeflerinden asla vazgeçmediler.
Siyaset, ekonomi, sağlık, eğitim, edebiyat, tarih gibi her alanda kılcal damarlarımıza kadar girmeye çalıştılar ve girdiler!
Türk milletinin kalbine ise içimizdeki, 'din alimi, şeyh, gavs, mürşit, ilahiyatçı profesör, başkan' gibi sıfatlarla hitap edilen kişiler aracılığıyla girdiler.
Özellikle 50'li yılların başından bugüne barış, kardeşlik, hoşgörü, aynı yaratıcıya iman gibi başlıklarla Yahudi ve Hıristiyanlara 'rahmet' (!) nazarı ile bakan ve bu bakışı, Müslümanlara itikat olarak aşılamak isteyen bahsettiğim kimlikli kişiler, her iktidar döneminde el üstünde tutulmuştur.
Bunların ilki Said Nursi'dir. Menderes, devletin bütün imkanlarını adeta emrine seferber etmiştir.
Onun talebesi ve misyonunu temsilcisi Fethullah Gülen ve 'ne istediler de vermedik' iradesi hepimizin malumudur.
Malumumuzdan kaçan ama o isimler kadar siyasetçiler tarafından el üstünde tutulan daha nice isimler, tarikatlar, cemaatler, vakıflar vardır.
Örneğin bu ülkede bir şerefsiz çıktı ve 'Kuran'daki (Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındaki) kıssalar Allah'ın sözü olamaz, Muhammed yazdı' dedi.
Nas'ı dilinden düşürmeyen iktidardan ses çıkmadığı gibi iktidarın her icraatına dinden bir kılıf bulan Hayrettin Karaman'da çıkıp da tek kelime etmedi. Korkusundan sıfır model araç alamayan DİB başkanı da gerekli tepkiyi vermedi.
Düşünsenize (!) tarih boyu hiçbir Yahudi ve Hıristiyan'ın yalanlayamadığı, inancımızda bir harfinin inkarının bile küfür sayıldığı Kuran-ı Kerim'e, herkesin tanıdığı bir ilahiyatçı tahrif edildi, iftirası atıyor ama (sözüm ona) Hayrettin ve diğerleri susuyor. Demek ki, ortadaki misyon aynı. Sadece temsilci isimleri değişiyor.
Hayrettin Karaman faiz hakkında şöyle demiş, böyle demiş. İmam ehli için pek önemli değil. Ama üstlendiği misyon çok önemli.
Çünkü İslam'ın içi boşlatılamaya çalışıyorlar. Ha! Allah'ın dinine galip gelemezler ama Müslümanların imanlarına galip gelebilirler. Çünkü tek tek gelmiyorlar! Hep birlikte geliyorlar.
Bakın! Vatikan'ın, İngiliz Sömürge Bakanlığının ve Siyonistlerin, Türk Milleti üzerine kurguladıkları planlarını madde madde aktarayım:
1.Genç kuşakları (Müslüman) ahlak dışı yönlendirmelerle yozlaştırmalı.
2. Aile hayatı yıkılmalı.
3. İnsanlara yeteneksizler, bilgisizler hükmetmeli.
4. Sanatı zayıflatarak, edebiyatı açık saçık ve şehvetli bir hale sokmalı.
5. Kutsallığa saygıyı yıkmalı, saygıyla anılan kimseler hakkında ahlaksızca olaylar uydurmalı.
6. Sınırsız bir lüks, baş döndürücü modalar yaratmalı, çılgınca tüketime alıştırılmalı.
7.Kalabalıkları eğlence ve oyunlara yönlendirmeli ve düşünmekten alıkonulmalı.
8. Aşırı fikirlerle düşünceler zehirlenmeli, gürültü ve kargaşalıklar yaratılmalı, sosyal sınıflar arasına kin ve güvensizlikler sokulmalı.
9. Akademisyenlerin aralarına kin ve güvensizlik saçmalı.
10. Zenginler, mal sahipleriyle, işçilerin arasını bozulmalı.
11. Eğitimli kesimin fikir ve moral gücü her çareye başvurularak kırmalı.
12. Sanayinin, tarımı ezmesi sağlanmalı. Böylece köylü sınıfı ortadan kaldırmalı.
13. Gerçekleştirilmesi olanaksız düşüncelerle halk, dolambaçlı yollara sokmalı.
14. Hayat pahalılığını körüklenmeli.
15. Uluslararası sorunlar yaratarak uluslar arasına kin ve nefret tohumları serpmeli.
16. Ulusların kaderlerini eğitim ve öğretimden yoksun kimselerin ellerine bırakmalı.
17. Bütün hükümet şekillerini değiştirmeli, birçok sırları açıklamalı.
18. Yasal yönetim şekillerinden kayıtsız koşulsuz despot bir yönetime geçilmeli.
19. Siyasî, ekonomik krizler yaratmalı, servetleri yok etmeli.
20. Mali istikrarı bozmalı, ekonomik krizleri çoğaltmalı, spekülasyonlara, enflâsyonlara yol açmalı, altını belirli ellerde toplamalı, büyük sermayeleri felce uğratmalı.
21. İnsanlığı dert, acı ve yoksulluk içine atmalı."
Hedeflenen ve 21 madde de sıraladığım bu başlıkların tamamı tamamını hem millet olarak, hem de ümmet olarak yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz.
O halde size milli ve manevi değerlerimiz ile gelen siyasetçiye de, alime de, bilgine de, medyasına da, gazetecisine de tokadı yapıştırın.
Neden mi? Eğer bu anlayışlar gerçekten milli ve manevi değerlerimize sahip çıksaydılar bugün bu halde olmazdık.
Ha! Birde İslam'ı muhatap almayanlar var. Sizde, onları muhatap almayın.
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025