IMF politikalarını uyguluyan ülkelerde, işsizlik artmış, halk yoksullaşmış ve milli servetler yok pahasına yabancılara satılmıştır. Bunun tabii sonucu, halkın tepki göstermesidir. Halkın, bu politikalara karşı ortaya koyduğu her çeşit demokratik tepkiye, 'IMF ayaklanması' denilmektedir. Esasen IMF politikalarının uygulandığı ülkelerde, 'IMF ayaklanması' kaçınılmazdır. Ülkemizde, yıllardır IMF politikaları uygulanmasına rağmen, beklenilen 'IMF ayaklanması' olmuyordu. Bazıları bunu, Türk milletinin sabrına, tahammülüne, idarecilerine güvenmesine ve herşeyi sineye çeken ahlâk yapısına bağlıyordu. Her neyse, bu tepkisizlik hayra alâmet sayılmıyordu. Zira, aşırı tepkisizlik, sonunda aşırı tepkiye yol açıyordu. Çok şükür, böyle olmadı. Türk milleti, kendine yakışır bir şekilde, IMF politikalarına karşı tepkisini koyuyor. İşçiler, memurlar, çiftçiler yürüyüş ve mitingler düzenleyerek hükümeti uyarıyor. Bu tepkilere kulak tıkayan, göz yuman hükümete, dünyada yaşanan IMF ayaklanmalarını incelemesini tavsiye ederiz. Meselâ Fas'ta, Cezayir'de, Ürdün'de, Arjantin'de yaşanan IMF ayaklanmalarına bakılabilir. Söz konusu ayaklanmalar, özellikle tarım sektöründe dayatılan reformlar sonucu meydana çıkıyor. Zira bu reformlar, halkı aşsız ve işsiz bırakıyor. Halbuki "tarım bir milletin besin ihtiyacını karşılayabilmesi için en stratejik sektördür" (Bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 287). Afrika Sendikalar Birliği Genel Başkanı Hassan Sunmon'un, bu konuda söylediği şu sözler, dikkate değerdir: " Çiftçilerin birçok ülkede IMF ve Dünya Bankası tarafından desteklenen tarım politikalarına ilişkin protestosu vahşice bastırılmıştır. Dayatılan tarım programı sonucu fakir Afrika ülkeleri gıda üretimini terk etmiş, yerine borçlarını daha kolay ödemeleri için pahalı kakao, kahve, kauçuk üretimine zorlanmışlar ve gıda üretimini ithal etmek zorunda bırakılmışlardır. Biz, IMF ve Dünya Bankası'na şu çağrıda bulunuyoruz: Afrika hükümetlerine kendi ekonomi politikaları üzerinde egemenliklerini iade edin". Tarih boyunca amacı, başkalarını sömürmek, köleleştirmek olan Batılılardan, egemenlik talep etmek, daha doğrusu dilenmek, gülünç olduğu kadar da acizliktir, zillettir. Bu duruma düşmeden, kendimize gelmemiz, atalarımızın kanını ve canını vererek koruduğu egemenliğimize sahip çıkmamız şarttır. O bakımdan, IMF ayaklanmaları çok önemlidir. Hükümetin, mutlaka bu sese kulak vermesi gerekir. Aksi halde, Afrika ülkeleri gibi sonumuz felâket olur. Çünkü, IMF ve Dünya Bankası, Afrika ülkelerine dayattığı reformların aynısını Türkiye'ye dayatıyor. Türk hükümetleri de mal bulmuş Mağribi gibi bu reformlara sarılıyor. Onlardan medet umuyor. Maalesef, IMF'ci hükümetlerin durumu bu. Nihayet sıra, rakipsiz olduğumuz tarım ürünlerinin terk edilmesine geldi. Şekerpancarı, tütün bitti, şimdi fındık idam sehpasında. Hani, 'Karşılaştırmalı ve Mutlak Üstünlükler Teorilerine' göre, ülkeler ucuza ürettikleri ve üstün oldukları malları üretip ihraç edecek, pahalıya ürettiği malları da üretmeyecek ithal edecekti? Bu teori, neden Türkiye'ye uygulanmıyor? Türkiye'nin, niçin şekerpancarı, tütün ve fındık gibi ürünlerden el çekmesi isteniyor? Niye, bunların yerine yaş meyve ve sebze üretimine zorlanıyoruz? AB yetkilileri, IMF'ci hükümetleri, "haydi aslanım, Avrupa'nın manavı olacaksın" diyerek pohpohluyor, sırtını sıvazlıyor, onlar da sevinçten uçuyorlar. Şunu düşünmüyorlar: "Türkiye, topu tomarı yılda 35 milyon ton yaş meyve ve sebze üretiyor, bunun da ancak yüzde 4'ünü ihraç ediyor. Hepsini ihraç etse bile, bu, Türkiye'yi kurtarmaz". Dahası, yaş meyve ve sebze üretimi, diğer dayanıklı tarım ürünlerine benzemez. Saklanmaya gelmez. Saklasan, maliyeti artar, tadı bozulur, tazesinin yanında tercih edilmez. Netice-i kelâm, sadece fındığa değil, tarım ürünlerimizin hepsine kurt girmiştir. Bu kurdu yok etmenin ve IMF ayaklanmalarının önüne geçmenin tek yolu, "Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018