Hükümet Lübnan'a asker gönderme tezkeresini her şeye rağmen meclise gönderdi. Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın daveti üzerine bu konuyu görüşmek üzere TBMM yarın olağanüstü toplanacak.Uzun zamandır bu konu tartışılıyor. Hükümetin içinde Türk askerinin nasıl bir tehlikenin içerisine atıldığını gören bazı milletvekilleri de dahil olmak üzere herkes Lübnan'a Türk askerinin gönderilmesine karşı. Bir tek Lübnan'a asker gönderme konusunda teamülleri de çiğneyerek TBMM'nden önce prensip kararı alan Bakanlar Kurulu üyeleri asker gönderme taraflısı.Ben vekillerin yerinde olsam, kulislerde bana hangi vaatler verilecek olursa olsun hükümetin bu vebaline ortak olmazdım. Bundan dolayı bu tezkereye "hayır" derdim. Meclise gönderilen tezkerede hükümet, milletvekillerinin kaygılarını giderecek ifadelere yer vermiş. "Lübnan'a sadece deniz gücü gönderileceği, görev kapsamında çatışma olmayacağı ve Türk askerinin Hizbullah'ın silahsızlandırılmasında görev almayacağı yolundaki garantilere" yer veriliyor.Öncelikle şunu ifade edelim. AKP'nin vekillerini ikna etmek için vereceği garantinin hiçbir anlamı yoktur. Askerini BM komutasında bir karanlığa, Lübnan bataklığına gönderen AKP hükümetinin vereceği garanti, BM komutanı için bağlayıcı olmayacaktır. Bu garantiyi BM verirse belki bir nebze olsun anlamı olabilir. BM ise böyle bir garanti veremez/vermez, çünkü 1701 sayılı karar Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını öngörmektedir. Türk askeri de bu kararı uygulamak için Lübnan'a gönderilmek istenmektedir.Meclise gönderilen Lübnan tezkeresinde, "BM gücünün temel işlevi Lübnan hükümetinin egemenliğinin tüm ülke sathında tesisinde ve Güney Lübnan'daki güvenlik sorumluluklarını yerine getirmesinde Lübnan ordusuna yardım etmek olacaktır" denilmektedir. Yukarıdaki cümlede ifade edilen, "Lübnan hükümetinin egemenliğini tüm ülke sathına tesis etmekten" kasıt nedir düşünmek lazım. Lübnan hükümetinin egemenliğinin olmadığı bölgelerde hangi egemenlik söz konusudur? Hizbullah. Yani tezkere şunu söylemektedir; Hizbullah'ın egemen olduğu yerlerde Hizbullah egemenliğine son verip, İsrail askerlerine çay servisi yapan Lübnan askerlerinin egemenliği tesis edilecektir. Kim yapacaktır bu işi? Türk askeri yapacaktır. Peki, İsrail her an yeni bir katliama başlayabilecekken Hizbullah güçlerinin yerinde siz olsaydınız, silahınızı teslim eder miydiniz? Etmezdiniz değil mi? İşte Hizbullah da bu sebeple silahını bırakmayacaktır. Bu da çatışmayı kaçınılmaz kılmaktadır.Meclise gönderilen tezkerede "gereği, kapsamı, zamanı ve süresi hükümet tarafından belirlenecek şekilde" ifadeleri de ilk planda Lübnan'a gönderilecek asker sayısıyla sınırlı kalınmayacağının da işareti gibi. Hükümet asker gönderme iznini TBMM'den bir koparsın, TSK'yı Lübnan'a taşımaya bile kalkabilir. Amaç İsrail'in korunması olunca AKP kurmayları fedakârlıktan kaçınmıyorlar. Eee! Ne de olsa, ABD'deki Yahudi lobileri de AKP'yi iktidar etmek için her türlü fedakârlığı yapmışlardı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024