"Herşeyden önce, ashabın ihlas ve de samimiyetinin ne kadar yüksek bir boyuta ulaşmış olduğu görülmektedir. Hiç şüphesiz ki, bu ihlas Allah'a ve Rasulu'nedir. Onların ihlas ve samimiyetleri, senelerce yaşadıkları anavatanlarından hiçbir yorum yapmadan çıkmalarını temin edecek seviyeye ulaşmıştır. Zira bir insanın evini, malını kendine ait olan herşeyin; bir anda tamamen terk ederek bir başka bölgeye hicret etmesi, ancak emsali görülmemiş bir teslimiyetin ifadesi olabilir.
Sahabeyi emsalsiz yapan da, Peygamber'e olan sonsuz teslimiyetleri, ihlas ve samimiyetleridir."
Mü'minin, İslam'a ihlas ve samimiyetle bağlanması, onun bütün meselelerinin İslam olması şarttır.
İnananların dünyayı değil, Allah ve Resulunun sevgisini kalbine koymaları, kalplerini masivadan uzak tutmaları lazımdır.
Hiçbir başarı kişinin kendisine ait olmayıp, Allah'ın lutfundandır. Bu itikat üzere olan, her türlü kaza ve bela anında Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümit kesmeden, lutuf kapılarında sadık bir bekçi gibi bekler.
Allah da ona lutuf ve ihsan kapılarını açar.
İşte Sahibe-i Kiram, bu mana ile her türlü güçlüğe sabredip, Allah'ın lutfunu beklemişler ve sonuç itibariyle, Medine kapıları kendilerine açılmıştır. (Rahmeten li'l Alemin Hz. Muhammed S.A.V Prof. Dr. Haydar Baş İcmal yy. C.1. S.241-242- İst. 1995 6. Baskı).
***
Hadiseleri İcmal...
Bu belgeseli dikkatle izleyin...
Bu bilgi, bu akış, bu aksiyon ile nesillere en hayırlı hizmeti, çalışmayı, eseri takdim eden, anlatan, öne geçip örnek olan çağımızın en kıymetli, en hünerli mütefekkiri, alimi, Prof. Dr. Haydar Baş beydir. Onun Üstad sıfatı bu çalışmayı takdime yetersiz kalır.
Aylık dergi...
Yıl 1
Sayı 2
Hadiseleri İcmal...
Başyazı "Arayış"
Gönül ve fikirlere damla damla bilgi.
Çok muhterem hocamın sözlerini, yazılarını, gayretini ilmi makamlara taşıyarak "nasibli öğrencilerin" tez, araştırma, kürsü, üniversite, dünya çapında inceleme, tanıtım yapacakların çalışmalarına hayran olarak yazımı o gün büyük mutefekkir'in "Hadiseleri İcmal" kapısından kıymetli derginin ikinci yazısından alıntıyla sürdüreyim...
"Hicret: yokluktan varlığa, varlıktan ölüme, ölümden de ebedi dirilişe giden yoldur. Bütün mahlukat bu yolun mutlak yolcularıdır. Her insan bu yolculuğa ilahi bir iradeyle sevkedilmiştir. Kadir-i mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın takdiri ile yok olmaya, bu varlık-yokluk arasında hicrete mecbur ve memurdur.
Bu manada hayat alem-i manadan alem-i maddeye, alem-i maddeden alem-i bekaya bir hicrettir.
Zerreden kürreye her madde ve mana var oluşundan yok oluşuna, yok oluşundan ebedi dirilişe kadar geçirdiği devreleri itibariyle ele alındığında basitten mürekkebe, tekamüle doğru bir seyir takip ettiği görülür. Bu merhaleler, oluşlar insan fıtratında da vardır. Maddesi itibariyle bir damla sudan, nutfeden oluşan insan kan pıhtısı, et parçası ve bütün uzuvların tamamladığı bir vucut oluncaya kadar ana rahmine gelişimini tamamlar. Dünya hayatı ise çocukluk, ergenlik, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık gibi gelişmelerle tamamlanır. Sonra ölüm ve ebedi diriliş. Manası itibariyle de mes'uliyet öncesinin masum ve saf çehresi, belirli bir yaştan sonra nefs-i emmare gibi çok tehlikeli bir noktadan baylayarak nefs-i safiyye kadar, levvame, mülhime, mutmainne, raziyye ve merziyye gibi yolları geçerek birinden diğerine hicretini tamamlar.
İşte bütün bunlardan dolayıdır ki, hicret, bir kaçış, firar, vaz geçiş değildir. Hicret bir yükseliş ve kemale eriştir.
Her türlü engeli tehlikeyi adım adım, yeni bir metodla geçmektir.
Hicret, sabrın, ferapatın, fedakarlığın, çilenin, arkadaşlığın, kardeşliğin adıdır. İkinin üçüncüsünün Allah olacağının delilidir...
Allah Rasulünün ve onun ashabının niyetleri yalnız Allah'a varmak olduğu için onlara hiç bir şey mani olmadı. Bu husus Hz. Peygamber Efendimizin bir hadisiyle şöyle belirtiliyor.
"Ameller yalnız niyetlere göredir. Her kişi için niyet ettiği şeyin karşılığı vardır. Kimin hicreti Allah ve Rasulüne ise, onun hicreti Allah ve Rasulullah içindir. Kimin hicreti dünya için olursa onu elde eder. Kimin hicreti de kadın için olursa onuna evlenir. Binaenaleyh kişinin hicreti, kendisine hicret ettiği şeye göredir."
Nefis ile cihat ömür sürecek hicrettir. (Hadiseleri İcmal Dergisi. Yıl 1. Sayı 2. Ekim. 1983 Ali Gedik Mak.).
Sahabeyi emsalsiz yapan da, Peygamber'e olan sonsuz teslimiyetleri, ihlas ve samimiyetleridir."
Mü'minin, İslam'a ihlas ve samimiyetle bağlanması, onun bütün meselelerinin İslam olması şarttır.
İnananların dünyayı değil, Allah ve Resulunun sevgisini kalbine koymaları, kalplerini masivadan uzak tutmaları lazımdır.
Hiçbir başarı kişinin kendisine ait olmayıp, Allah'ın lutfundandır. Bu itikat üzere olan, her türlü kaza ve bela anında Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümit kesmeden, lutuf kapılarında sadık bir bekçi gibi bekler.
Allah da ona lutuf ve ihsan kapılarını açar.
İşte Sahibe-i Kiram, bu mana ile her türlü güçlüğe sabredip, Allah'ın lutfunu beklemişler ve sonuç itibariyle, Medine kapıları kendilerine açılmıştır. (Rahmeten li'l Alemin Hz. Muhammed S.A.V Prof. Dr. Haydar Baş İcmal yy. C.1. S.241-242- İst. 1995 6. Baskı).
***
Hadiseleri İcmal...
Bu belgeseli dikkatle izleyin...
Bu bilgi, bu akış, bu aksiyon ile nesillere en hayırlı hizmeti, çalışmayı, eseri takdim eden, anlatan, öne geçip örnek olan çağımızın en kıymetli, en hünerli mütefekkiri, alimi, Prof. Dr. Haydar Baş beydir. Onun Üstad sıfatı bu çalışmayı takdime yetersiz kalır.
Aylık dergi...
Yıl 1
Sayı 2
Hadiseleri İcmal...
Başyazı "Arayış"
Gönül ve fikirlere damla damla bilgi.
Çok muhterem hocamın sözlerini, yazılarını, gayretini ilmi makamlara taşıyarak "nasibli öğrencilerin" tez, araştırma, kürsü, üniversite, dünya çapında inceleme, tanıtım yapacakların çalışmalarına hayran olarak yazımı o gün büyük mutefekkir'in "Hadiseleri İcmal" kapısından kıymetli derginin ikinci yazısından alıntıyla sürdüreyim...
"Hicret: yokluktan varlığa, varlıktan ölüme, ölümden de ebedi dirilişe giden yoldur. Bütün mahlukat bu yolun mutlak yolcularıdır. Her insan bu yolculuğa ilahi bir iradeyle sevkedilmiştir. Kadir-i mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın takdiri ile yok olmaya, bu varlık-yokluk arasında hicrete mecbur ve memurdur.
Bu manada hayat alem-i manadan alem-i maddeye, alem-i maddeden alem-i bekaya bir hicrettir.
Zerreden kürreye her madde ve mana var oluşundan yok oluşuna, yok oluşundan ebedi dirilişe kadar geçirdiği devreleri itibariyle ele alındığında basitten mürekkebe, tekamüle doğru bir seyir takip ettiği görülür. Bu merhaleler, oluşlar insan fıtratında da vardır. Maddesi itibariyle bir damla sudan, nutfeden oluşan insan kan pıhtısı, et parçası ve bütün uzuvların tamamladığı bir vucut oluncaya kadar ana rahmine gelişimini tamamlar. Dünya hayatı ise çocukluk, ergenlik, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık gibi gelişmelerle tamamlanır. Sonra ölüm ve ebedi diriliş. Manası itibariyle de mes'uliyet öncesinin masum ve saf çehresi, belirli bir yaştan sonra nefs-i emmare gibi çok tehlikeli bir noktadan baylayarak nefs-i safiyye kadar, levvame, mülhime, mutmainne, raziyye ve merziyye gibi yolları geçerek birinden diğerine hicretini tamamlar.
İşte bütün bunlardan dolayıdır ki, hicret, bir kaçış, firar, vaz geçiş değildir. Hicret bir yükseliş ve kemale eriştir.
Her türlü engeli tehlikeyi adım adım, yeni bir metodla geçmektir.
Hicret, sabrın, ferapatın, fedakarlığın, çilenin, arkadaşlığın, kardeşliğin adıdır. İkinin üçüncüsünün Allah olacağının delilidir...
Allah Rasulünün ve onun ashabının niyetleri yalnız Allah'a varmak olduğu için onlara hiç bir şey mani olmadı. Bu husus Hz. Peygamber Efendimizin bir hadisiyle şöyle belirtiliyor.
"Ameller yalnız niyetlere göredir. Her kişi için niyet ettiği şeyin karşılığı vardır. Kimin hicreti Allah ve Rasulüne ise, onun hicreti Allah ve Rasulullah içindir. Kimin hicreti dünya için olursa onu elde eder. Kimin hicreti de kadın için olursa onuna evlenir. Binaenaleyh kişinin hicreti, kendisine hicret ettiği şeye göredir."
Nefis ile cihat ömür sürecek hicrettir. (Hadiseleri İcmal Dergisi. Yıl 1. Sayı 2. Ekim. 1983 Ali Gedik Mak.).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021