Sağlam kale Ehl-i Beyt

Emeviler güç için, her türlü kin, nefret ve düşmanlığı gösterdiler.  

İslam'ın Müslümana yüklediği kul hakkı bilinci vardır. Bırakın insanlar arasındaki hukuku, hayvanlara karşı sorumluluk vardır. Aç bırakamazsın, işkence edemezsin, incitemezsin.

Bir menkıbede anlatılır. Eski devirlerde kerpiçten yapılmış evin, kerpicinden izinsiz bir saman çöpü alanın kul hakkından, sorumluluğundan, hesabından bahsedilir.

İktidar ve güç Harun Reşit, oğulları, Abbasiler zamanında saltanata, bin cariyeli saraylara, lüks ve şatafata, zevk, eğlence (içki-kadın) rüşvet ve adam kayırmacılığa dönmüştür.

İslam ümmeti ve kurumlarında parlayan yıldız Ehl-i Beyt imamlarıdır. İlahi aşk ve muhabbetin yıkılmaz direkleridir. 

On iki imam her dönemde kandil, hakkı batıldan ayıran faruk, bilimin her dalında öncü olmuşlardır.

Emevi zihniyeti ile başlayan saltanat hırsı öyle noktalara ulaşmıştır ki, hadis uydurulmuş, esbab-ı nüzullerdeki Ehl-i Beyt rivayetlerini kaldıracak kadar ileri gitmişlerdir.

Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'inde buyuruyor: "Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden,  her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapak istiyor." (Ahzab, 33).

Ehl-i Beyt tertemizdir. Tefsir,  ahkâm, ahlak, ibadet hâsılı Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin canlı örneği Ehl-i Beyt'tir. Sağlam kale burasıdır.

Uydurulan hadislerden örnekler verelim.

Yahya b. Eksem dedi ki: "Bir de şöyle bir rivayet vardır: 'Ebu Bekir ve Ömer Cennet yaşlılarının efendileridir.' Buna ne dersin?"

İmam Muhammed Et-Taki buyurdu ki: "Bu rivayetin de gerçek olması imkânsızdır. Çünkü Cennet ehlinin tamamı genç olacaktır. Aralarında yaşlılar olmayacaktır. Bu rivayeti Emeviler, Resûlullah'ın (s.a.a), 'Hasan ve Hüseyin, Cennet gençlerinin efendileridir' şeklindeki hadisine karşılık uydurmuşlardır."

Yahya dedi ki: "Peygamberimizin (s.a.a), 'Eğer ben peygamber olarak gönderilmeseydim, Ömer gönderilecekti' dediği rivayet edilmiştir."

İmam (a.s) buyurdu ki: "Allah'ın kitabı bu hadisten daha doğrusunu söylüyor. Allah kitabında buyuruyor ki: 'Hani biz peygamberlerden söz almıştık; Senden, Nuh'tan…' (Ahzab 7). Demek ki Allah, peygamberlerden söz almıştır. Allah'ın, sözünü değiştirmesi mümkün müdür? Hiçbir peygamber hayatın hiçbir döneminde Allah'a ortak koşmuş değildir… Kaldı ki Resûlullah (s.a.a), 'Âdem, ruh ve beden arası bir şey iken ben peygamberdim' buyurmuştur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Et-Taki 272-273 İcmal yy.).

"Sünni dünya Peygamberimizin Veda Haccı'nda buyurduğu, 'Size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an ve diğeri Ehl-i Beyt'imdir. Bunlara sarıldığınız sürece hidayettesiniz' beyanından Ehl-i Beyt'i çıkararak sünnetim ifadesini koymuştur. Oysa sünnet, Ehl-i Beyt'tir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Yeni Mesaj Gazetesi, 03.04.2021).

Başta hilafet hakkı ve hilafetin mana itibari ile vârisi olarak Ehl-i Beyt iken, Emeviler buna karşı oldular. Ehl-i Beyt'in hakkına, duruşuna, vazifelerine düşman oldular. 

Keramet, hikmet gücü büyük olan On İki İmam, bunların yaptıklarına sabretti. İslam'ı gönüllerde hâkim kılmak için çile dağlarını aştılar. Zindanlara atıldılar, zehirlendiler.

Ömürleri, tesbihin, İslam'ı yaymanın, cömertliğin, hoşgörünün zirve güzelliğini yaşayarak ve yaşatarak geçti.

Harun Reşit ve oğulları sinsice düşmanlık yaparken, işin içinden çıkamadıkları durumlarda İmamların kapısına gidiyorlardı. Ya da sahte tavırlarla saraylarına davet ediyorlardı.

Eğitim, hukuk, tıp, maliye başta olmak üzere kişi ve devlet planında temel kurallar ve kurumlar kuran Ehl-i Beyt imamlarıdır. İmam Ali'yi (a.s) çıkarırsanız ne tefsir ilmi, ne Arapça grameri, ne mantık, ne hukuk kalmaz.

Muhterem üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in buyurduğu gibi, "zifiri karanlığa" girdiğimiz bu günlerde Ehl-i Beyt'ın kapısından ayrılmadan, pınarından kana kana içmeliyiz.

Tevhid akidesi, ibadetin doruk noktaları, ahlakın zirvesi, istikamet ve kurtuluş buradadır.