İnsanın yegâne gayesi Allah'ı tanımak ve O'na kulluk etmektir. Hiç unutmayacağı, her şeyini ona göre ayarlayacağı bu kulluk nasıl yaşanmalıdır? Nasıl anlaşılmalıdır? Nasıl tefekkür edilmelidir? Nasıl anlatılmalıdır?
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bir ömür uğraştığı, çalıştığı, didindiği, inşa ettiği insan modeli, kul olan Rabbini bilen örnek insandır.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Meltem TV'de yayınlanan sohbetinden kısa bölüm:
"Kulluk enteresan bir nükte. İnsan bütün halleri ile beraber bir şeyin esiridir. Kul demek esir demektir. Arapça bir kelime. Ya siz kendi iç tabiatınızda mevcut olan nefsani duyguların esirisiniz. Onun esareti ile hayatınızı yönlendirirsiniz. Gece hayatı, gündüz sarhoşluk, serkeşlik, eroinman… Ne bileyim şu bu. Dehlizlerde ömrünüzü çürütürsünüz. Bu nedir?
Aslında alabildiğine kendini hür zanneden insan, burada korkunç bir esaretin, o duygunun esareti altında. Onlara esir durumunda.
Aynı insan çeşitli, meşru gibi görülen ve fakat Allah ile alakasını kurmayan zenginlikler olsun, şu olsun bu olsun bunların esiri olur. Aman o olayım. Aman o olayım. Aman o olayım. Başta söyledik ya, bir gayenin dışına çıktığınız zaman, yani kulluk gayesinin dışına çıktığınız zaman, o olayım, zengin olayım, şöhret sahibi olayım, mevki rütbe sahibi olayım. Sadece bunun için... Her ne kadar görünüşte senin rütben servetin şuyun buyun varsa da duyguların esirisin. O seni çekip çevirmiş, avucunun içine almış, seni oynatıyor.
Bir de insanın yaratılış maksadıyla Rabbına, o evamire (emirlere) esareti var. Allah'ın iradesine, iradesini teslim etmesi var. Ne demektir bu, iradesini Allah'ın iradesine teslim etmesi? Kulum ben senden şunu istiyorum, onu yapması, şunu da istemiyorum onu yapmaması iradeyi O'na teslimiyettir. İradeyi külliyeye, cüzi iradenin teslimiyetidir. Her işinizde bu soruyu sorup cevabını alabiliyorsanız, hayatınızın 24 saat, 24 senesi veya tamamı ne olmuş oluyor? Allah'a kulluk kulvarında geçmiş oluyor. Her iki halde de kazanıyorsunuz. Maksat burada elinde tuttuğun malzemeyi, kullandığın iradenin merkezine göre değişiyor. Birinde sırf kendini yükseltmek için o malzemeyi kullandırıp değerlendiriyorsun.
Diğerinde seni Yaratanı memnun etmek için o malzemeyi kullandırıp değerlendiriyorsun. Şimdi senin hayat felsefen neyse elindeki malzeme de ona göre şekil buluyor. Ama Allah'ın sana tayin ettiği mantık ve mantalite istikametinde yola çıkar, yoluna devam edersen her şeyin güzel olur. Niye? Onda hiçbir kötü şey yok ki, onu emretsin. Her şeyi güzel, emrettiğinin her şeyi. Yasakladığının hepsi de çok yerinde yasaklar. Kısaca şunu demek istiyorum. Bir insanın ömrü kulluk kulvarında geçerse, görünüşte Allah'ın emirlerine esir olma makamında ve sadedinde olan insan, Rabbinin yakınlığını kazandığı için O'nun tecellilerine mazhar olur. Şimdi geliyoruz o tarife. O tecelliler insanı mest eder. Kendinden geçirir. Mest-i hayranım. Hani ilahilerde var ya. Zar-i giryanım. Yani öyle bir hal olur ki, içinizde fevkalade bir bast hali (genişlik), başta yola çıkarken kendini çok küçük gören insan, bir anda, kâinattan daha büyük oluyor. Allah ona tecelli ediyor. Bu tecellilerin sahibi oluyorsun. O zenginliği elde diyorsun. Ama nasıl? O esaretle oraya giriyorsun.
İşte kulluk hürriyet bu.
O zevki yaşamak. Yoksa insanın behemi arzularının esiri olarak hayatta har vurup harman savurmanın adına hürriyet denmez esaret denir…"
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021