Eğer gözlerinizi biraz açacak olursanız, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Temmuz ayında belirttiği "zifiri karanlık günler" ülkemizin her yerini sarmış vaziyette.
ABD hiçbir zaman ülkemize dost, müttefik veya ortak olmadı. Her dönem kullandı ve attı. Aynı kaderi bir kez daha yaşıyoruz. ABD'nin IŞİD'i beslediği kamera kayıtlı. PYD'ye desteği ise bizzat Beyaz Saray onaylı. AB ülkeleri ve İsrail'de aynı şekilde.
Hükümet ve muhalefet dost-düşman seçimini bilmediği, görmediği, görmek istemediği için ülkemiz, Ortadoğu bataklığını içerisine girdi. Artık doğu'da savaş var. Kilis'e bomba filan düşmüyor. Kilis bombardıman altında. Vatan toğrağını korumaktan aciz bir yönetimden güç olan düşmanlar yarın diğer illerimizi de bombalayacak.
Sayın Erdoğan hangi 4 yüzü istiyordu bilmem ama 400 şehit verdik. Anadolu artık ağlayan ana dolu.
Meclis ne yapıyor? Yakın düğüş tekniklerini geliştiriyor. Başka! Rakibi parti ve vekillerine nasıl daha etkili, argo, vurucu cümlelerle küçük düşürürüm de milletin kahramanı olurum, havasında.
Egemenliğin temsil edildiği mecliste, dün dağda bile yüksek sesle okunamayan PKK marşı okunuyor, Apo sloganları atılıyor.
Saray, 'tek güç benim, itiraz eden babamın oğlu olsa yakarım' mantığıyla Davutoğlu'nu anında çizdi.
CHP, Saray'ın verdiği kötü adam, dine her daim mesafeli, örtü, sarık düşmanı, laiklik eşittir rakı, özgürlük eşittir terörist rolünü kabul etmiş, oynuyor. Saray'a laf yetiştirmeye çalışıyor. Meclis başkanının ağına düşüyor. AKP ile didişiyor.
"Her şey vatan için" diyen MHP'de ise 'mevzu koltuk ise gerisi teferruattır' gerçeği nihayet hayata geçti.
HDP ise AKP'li vekillerin terörist cenazesine gitmelerini, 'dağdakiler, benim canım ciğerim' sözlerini fiiliyata geçirmiş vaziyetteler. 'Biz, PKK'nın sözcüsüyüz. Erkekseniz dokunun' havasındalar.
Medya ise Saray ve meclisten sergilenen karakter örneklerinden birine sahiplenmiş, (fiyata göre) kendine karakter edinmiş vaziyette. Milletimizde öyle. Ya kafasına Saray şapkası geçirmiş, ya AKP, ya CHP, ya MHP, ya da HDP. Onlar ne diyorsa hemen alıyor, kendine karakter ediniyor.
Allah (c.c) insana akıl nimeti vermiş. İnsan sorgulayan bir mahluktur. Her bireyin desteklediği, sahiplendiği lider, parti, sendika, dernek, hacı, hoca vs. kişi ve kurumları sorgulaması lazım.
Evet, bir şeyler diyorlar, icraatlar yapıyorlar ama bu söz ve fiillere Allah (c.c), Hz. Peygamber (sav) ne diyor, benim kültürüme, medeniyetime, tarihime, menfaatime, geleceğime uygun mudur, değil midir? Bu söz ve icraatlardan şahsım, ailem, devletim, milletim fayda mı görür, zarar mı? Gibi sorgulamaları yapması gerekirken, yapmıyor. Bu özelliğini kaybetmiş vaziyette milletimiz.
Tabi herkes yeterli dini, tarihi, milli, siyasi bilgi birikimine sahip olmaz. Ama bir kişi dün ne dedi, bugün ne diyor? Dün ne yaptı, bugün ne yapıyor gibi basit kıyaslarla yüzlerdeki maskeleri düşürebiliriz. Farklı düşünenleri dinleyerek anlayabiliriz.
Mesela! HDP'liler mecliste yemin etmekten kaçıyor. AKP'liler de, 'bizde içimize sindiğinden ötürü bu yemini yapmıyoruz' diyor. Fark var mı?
CHP'liler ısrarla Atatürkçülükten, cumhuriyetçilikten bahsediyor. Ama milli bir siyaset, ekonomi duruşları olmadığı gibi Atatürk'ün manevi kimliğini de ısrarla gündem etmekten, gündeme gelmesinden sakınıyorlar. Sorsan, solcudurlar. Ama ABD, AB kapılarından asla ayrılmazlar.
MHP, milliyetçiyiz, der. AKP'de, 'iyi ki varsın MHP' der. HDP'nin hali ortada.
Sor kardeşim, sorgula! Zina, domuz eti, faiz yasalarına, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeye, besmele ile kilise açamaya, Müslüman kanı akıtmaya, akıtılmasına sebep olmaya Allah (c.c) ne diyor? Resulü (sav) ne diyor? Sor.
Laiklik yemi atılıyor. Sor kardeşim! Bu yemi atanların geçmişi nasıldır? Kimin dinine mensuplar? Sözleri ile fiilleri birbirini tutuyor mu? Mesela dün 6. Filonun önüne neden yattılar? Sor.
Sor kardeşim! Laiklik eşittir rakı kafalılarla sor. Rakınız bardağınızda kalsın. Bu milletin dini ile tarihi ile ne zaman barışacaksınız? Ne zaman dincilere malzeme olmaktan vazgeçip devlet ve milletin hizmetine gireceksiniz, diye sor.
Sor! Yoksa sende bu yıkımın ortağı olursun.
ABD hiçbir zaman ülkemize dost, müttefik veya ortak olmadı. Her dönem kullandı ve attı. Aynı kaderi bir kez daha yaşıyoruz. ABD'nin IŞİD'i beslediği kamera kayıtlı. PYD'ye desteği ise bizzat Beyaz Saray onaylı. AB ülkeleri ve İsrail'de aynı şekilde.
Hükümet ve muhalefet dost-düşman seçimini bilmediği, görmediği, görmek istemediği için ülkemiz, Ortadoğu bataklığını içerisine girdi. Artık doğu'da savaş var. Kilis'e bomba filan düşmüyor. Kilis bombardıman altında. Vatan toğrağını korumaktan aciz bir yönetimden güç olan düşmanlar yarın diğer illerimizi de bombalayacak.
Sayın Erdoğan hangi 4 yüzü istiyordu bilmem ama 400 şehit verdik. Anadolu artık ağlayan ana dolu.
Meclis ne yapıyor? Yakın düğüş tekniklerini geliştiriyor. Başka! Rakibi parti ve vekillerine nasıl daha etkili, argo, vurucu cümlelerle küçük düşürürüm de milletin kahramanı olurum, havasında.
Egemenliğin temsil edildiği mecliste, dün dağda bile yüksek sesle okunamayan PKK marşı okunuyor, Apo sloganları atılıyor.
Saray, 'tek güç benim, itiraz eden babamın oğlu olsa yakarım' mantığıyla Davutoğlu'nu anında çizdi.
CHP, Saray'ın verdiği kötü adam, dine her daim mesafeli, örtü, sarık düşmanı, laiklik eşittir rakı, özgürlük eşittir terörist rolünü kabul etmiş, oynuyor. Saray'a laf yetiştirmeye çalışıyor. Meclis başkanının ağına düşüyor. AKP ile didişiyor.
"Her şey vatan için" diyen MHP'de ise 'mevzu koltuk ise gerisi teferruattır' gerçeği nihayet hayata geçti.
HDP ise AKP'li vekillerin terörist cenazesine gitmelerini, 'dağdakiler, benim canım ciğerim' sözlerini fiiliyata geçirmiş vaziyetteler. 'Biz, PKK'nın sözcüsüyüz. Erkekseniz dokunun' havasındalar.
Medya ise Saray ve meclisten sergilenen karakter örneklerinden birine sahiplenmiş, (fiyata göre) kendine karakter edinmiş vaziyette. Milletimizde öyle. Ya kafasına Saray şapkası geçirmiş, ya AKP, ya CHP, ya MHP, ya da HDP. Onlar ne diyorsa hemen alıyor, kendine karakter ediniyor.
Allah (c.c) insana akıl nimeti vermiş. İnsan sorgulayan bir mahluktur. Her bireyin desteklediği, sahiplendiği lider, parti, sendika, dernek, hacı, hoca vs. kişi ve kurumları sorgulaması lazım.
Evet, bir şeyler diyorlar, icraatlar yapıyorlar ama bu söz ve fiillere Allah (c.c), Hz. Peygamber (sav) ne diyor, benim kültürüme, medeniyetime, tarihime, menfaatime, geleceğime uygun mudur, değil midir? Bu söz ve icraatlardan şahsım, ailem, devletim, milletim fayda mı görür, zarar mı? Gibi sorgulamaları yapması gerekirken, yapmıyor. Bu özelliğini kaybetmiş vaziyette milletimiz.
Tabi herkes yeterli dini, tarihi, milli, siyasi bilgi birikimine sahip olmaz. Ama bir kişi dün ne dedi, bugün ne diyor? Dün ne yaptı, bugün ne yapıyor gibi basit kıyaslarla yüzlerdeki maskeleri düşürebiliriz. Farklı düşünenleri dinleyerek anlayabiliriz.
Mesela! HDP'liler mecliste yemin etmekten kaçıyor. AKP'liler de, 'bizde içimize sindiğinden ötürü bu yemini yapmıyoruz' diyor. Fark var mı?
CHP'liler ısrarla Atatürkçülükten, cumhuriyetçilikten bahsediyor. Ama milli bir siyaset, ekonomi duruşları olmadığı gibi Atatürk'ün manevi kimliğini de ısrarla gündem etmekten, gündeme gelmesinden sakınıyorlar. Sorsan, solcudurlar. Ama ABD, AB kapılarından asla ayrılmazlar.
MHP, milliyetçiyiz, der. AKP'de, 'iyi ki varsın MHP' der. HDP'nin hali ortada.
Sor kardeşim, sorgula! Zina, domuz eti, faiz yasalarına, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeye, besmele ile kilise açamaya, Müslüman kanı akıtmaya, akıtılmasına sebep olmaya Allah (c.c) ne diyor? Resulü (sav) ne diyor? Sor.
Laiklik yemi atılıyor. Sor kardeşim! Bu yemi atanların geçmişi nasıldır? Kimin dinine mensuplar? Sözleri ile fiilleri birbirini tutuyor mu? Mesela dün 6. Filonun önüne neden yattılar? Sor.
Sor kardeşim! Laiklik eşittir rakı kafalılarla sor. Rakınız bardağınızda kalsın. Bu milletin dini ile tarihi ile ne zaman barışacaksınız? Ne zaman dincilere malzeme olmaktan vazgeçip devlet ve milletin hizmetine gireceksiniz, diye sor.
Sor! Yoksa sende bu yıkımın ortağı olursun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025