İblis insanları kendisine uşak ve kul etmek için her türlü vesileyi kullanır. Bu manada mel'un iblisin insanları avlamak için türlü türlü yolları ve hileleri vardır demek doğru olacaktır. Hz. Peygamber efendimiz bir hadisi şerifte şöyle buyuruyor; "Herkesin bir şeytanı vardır; Benim de bir şeytanım vardır, ancak Benim şeytanım Bana iman getirmiştir." Veya "Herkesin bir şeytanı vardır; Benim de bir şeytanım vardır ancak Ben şeytanımı zincirlere vurmuşum." İnsan kendi şeytanını zincirlere vurmaz ise, şeytanı onu en zaaf olduğu yerden avlamak ve kendisine uşak etmek ister. Merhum Ayetullah İmam Humeyni bir sözünde şöyle buyuruyor; "Herkesin bir şeytanı vardır; çiftçinin şeytanı çiftçi şeytandır, doktorun şeytanı doktor şeytandır, öğretmenin şeytanı öğretmen şeytandır, âlimin şeytanı âlim şeytandır..."
Âlimin şeytanı âlim konusunda, âlimi kendisine avukat etmek için vaktini içki, kumar, hovardalık, serserilik gibi alanlarda boşa harcamaz. Zira şeytan kendi işinde çok usta ve uzman olduğundan, âlimin içki içmeyeceğini, kumar oynamayacağını, lakayt bir hovarda gibi yaşamayacağını çok iyi bilmektedir. Şeytan âlimi haset, gıybet, kibir, kendini beğenme, makam düşkünlüğü ve kendini vazgeçilmez görme gibi sıfatlarla aldatmak ister. Zira İslam tarihinde ayağı sürçenler bunun bir kanıtıdır.
Merhum Fazlullah Nuri'nin idam fermanını veren İbrahim Zencani adında bir din âlimiydi. Bu fermanı veren, Allah'ın yanında olan izzeti tağutların yanında aradığı için böyle bir ferman vermiştir. Bu sebepler ve sakıncalardan dolayı âlimler, bilge insanlar, şuurlu gençler tüm Müslümanlar şeytana ve hilelerine çok dikkat etmelidirler. Zira şeytan günaha din süsü vermesini, şeriat kılıfı giydirmesini çok iyi bilmektedir.
İslam tarihi içerisinde İslam'ı, Kuran'ı, Peygamber ve Ehlibeyt imamlarının isimlerini kullanan çok insan olmuştur. Bir şeyi kullanan insan kullandığı alan hakkında bilgisi olmaz ise, onu insanları kullanma aracı yapamaz. Dolayısıyla kullananlar bilenler, kullanılanlar ise avam halk tabakası olmuştur.
İslam'dan dem vurup, Müslümanlar arasında yaralar açmak, Kur'an'dan söz edip Kuran'ı kendi fikri görüşleri etrafında yorumlamak, Ehl-i Beyt'ten söz edip mektep mensupları arasında ihtilaflar çıkarmak, kendi mezhebinden olmayanları kâfir ilan edip, İslam ehli olmayanlarla kol boyun olmak, kendinden olmayanı ötekileştirmeye çalışmak, her denilene lebbeyk söylemeyeni fasık-müfsit ilan etmek, Allah ve ilahi değerlerle aldatmanın bir yansımasıdır.
Unutmamak gerekir ki, Allah adına aldatanlar iblisin askerleri, Allah adına aldatılanlar ise iblisin tutsakları ve uşakları konumundadırlar. İslam tarihin en büyük katliam ve kanlarının, yalan dolanlarının, dehşet ve ihanetlerinin, soygun ve sömürülerin arkasında aldatma ve susturma aracı olarak genelde dini kavramlar vardır, kendini din diyanet ehli gösteren kişiler vardır. Emevi ve Abbasi zulümleri bunun açık bir örneğidir. Emevi ve Abbasi halifeleri, amirleri, hâkimleri, vaizleri, âlimleri gündüz mabette dinden söz eder, akşam ise günah partileri düzenler ve Müslümanları aldatarak din adına Peygamber evlatlarını bile doğramaktan, perişan etmekten, sürüp sürgün etmekten geri kalmazlardı. İtalyan düşünür Giordano Bruno (öl. 1600) ne güzel söylemiş: "Yeryüzündeki kötü insanlar kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah'ı kullanırlar."
Şeytanın kullandığı insanlar Kuran'da "şeytan evliyası" veya "şeytan orduları" diye anılmaktadır. Bu evliya veya ordular Allah adına aldatmanın öncüleri, uygulayıcılarıdır. Bunlar kimi zaman kendilerini sermayedar, kimi zaman siyasetçi, kimi zaman dindar, kimi zaman âlim, kimi zaman aydın, kimi zaman gazeteci, düşünür, kimi zaman idareci ve yönetici kisvesinde gösterirler. Böyleleri Allah adamı iddiasıyla mal-mülk menfaat-kudret celbi peşinde koşanlardır. Böylelerine âlim-abid suretinde iblis demek gerekir. Allah'tan başkasına teslim olmama anlamına gelen İslam, böylelerinin nazarında Allah dışında her şeye ve herkese teslimiyete dönüşür… Selam ve dua ile...
Âlimin şeytanı âlim konusunda, âlimi kendisine avukat etmek için vaktini içki, kumar, hovardalık, serserilik gibi alanlarda boşa harcamaz. Zira şeytan kendi işinde çok usta ve uzman olduğundan, âlimin içki içmeyeceğini, kumar oynamayacağını, lakayt bir hovarda gibi yaşamayacağını çok iyi bilmektedir. Şeytan âlimi haset, gıybet, kibir, kendini beğenme, makam düşkünlüğü ve kendini vazgeçilmez görme gibi sıfatlarla aldatmak ister. Zira İslam tarihinde ayağı sürçenler bunun bir kanıtıdır.
Merhum Fazlullah Nuri'nin idam fermanını veren İbrahim Zencani adında bir din âlimiydi. Bu fermanı veren, Allah'ın yanında olan izzeti tağutların yanında aradığı için böyle bir ferman vermiştir. Bu sebepler ve sakıncalardan dolayı âlimler, bilge insanlar, şuurlu gençler tüm Müslümanlar şeytana ve hilelerine çok dikkat etmelidirler. Zira şeytan günaha din süsü vermesini, şeriat kılıfı giydirmesini çok iyi bilmektedir.
İslam tarihi içerisinde İslam'ı, Kuran'ı, Peygamber ve Ehlibeyt imamlarının isimlerini kullanan çok insan olmuştur. Bir şeyi kullanan insan kullandığı alan hakkında bilgisi olmaz ise, onu insanları kullanma aracı yapamaz. Dolayısıyla kullananlar bilenler, kullanılanlar ise avam halk tabakası olmuştur.
İslam'dan dem vurup, Müslümanlar arasında yaralar açmak, Kur'an'dan söz edip Kuran'ı kendi fikri görüşleri etrafında yorumlamak, Ehl-i Beyt'ten söz edip mektep mensupları arasında ihtilaflar çıkarmak, kendi mezhebinden olmayanları kâfir ilan edip, İslam ehli olmayanlarla kol boyun olmak, kendinden olmayanı ötekileştirmeye çalışmak, her denilene lebbeyk söylemeyeni fasık-müfsit ilan etmek, Allah ve ilahi değerlerle aldatmanın bir yansımasıdır.
Unutmamak gerekir ki, Allah adına aldatanlar iblisin askerleri, Allah adına aldatılanlar ise iblisin tutsakları ve uşakları konumundadırlar. İslam tarihin en büyük katliam ve kanlarının, yalan dolanlarının, dehşet ve ihanetlerinin, soygun ve sömürülerin arkasında aldatma ve susturma aracı olarak genelde dini kavramlar vardır, kendini din diyanet ehli gösteren kişiler vardır. Emevi ve Abbasi zulümleri bunun açık bir örneğidir. Emevi ve Abbasi halifeleri, amirleri, hâkimleri, vaizleri, âlimleri gündüz mabette dinden söz eder, akşam ise günah partileri düzenler ve Müslümanları aldatarak din adına Peygamber evlatlarını bile doğramaktan, perişan etmekten, sürüp sürgün etmekten geri kalmazlardı. İtalyan düşünür Giordano Bruno (öl. 1600) ne güzel söylemiş: "Yeryüzündeki kötü insanlar kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah'ı kullanırlar."
Şeytanın kullandığı insanlar Kuran'da "şeytan evliyası" veya "şeytan orduları" diye anılmaktadır. Bu evliya veya ordular Allah adına aldatmanın öncüleri, uygulayıcılarıdır. Bunlar kimi zaman kendilerini sermayedar, kimi zaman siyasetçi, kimi zaman dindar, kimi zaman âlim, kimi zaman aydın, kimi zaman gazeteci, düşünür, kimi zaman idareci ve yönetici kisvesinde gösterirler. Böyleleri Allah adamı iddiasıyla mal-mülk menfaat-kudret celbi peşinde koşanlardır. Böylelerine âlim-abid suretinde iblis demek gerekir. Allah'tan başkasına teslim olmama anlamına gelen İslam, böylelerinin nazarında Allah dışında her şeye ve herkese teslimiyete dönüşür… Selam ve dua ile...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012