İslam tarihi şu 5 kişiyle başlar: "İmam Ali Efendimiz; kayın pederi, kayın validesi, babası ve annesi…" Bu 5 kişi varken hiç kimse yoktu! Diğerleri sonradan katılanlardır. Ve İslam bu 5 kişinin evlatlarıyla devam eder: "İmam Hasan, İmam Hüseyin, Hz. Zeynep ve İmamlar…"
Ne büyük bir nimet ve nasiptir o yüce insanların yolunda ve izinde olmak. İşte bizler sevilmiş ve seçilmiş tertemiz kılınmış bu seçkin insanların tabisiyiz. Alnımızı sabahlara kadar mıhlayıp bir ömür boyu hamd etme makamında olsak dahi bu yüce nasibin ve zenginliğin şükrünü eda etmiş olamayız.
Bu tertemiz Hak yolun ta ilk günden beri karşıtı, bâtıl yolu ve temsilcileri de olmuştur ve bu Hak/Bâtıl mücadelesi kıyamet sabahına kadar da devam edecektir.
Bâtıl yol temsilcilerini başta Ebu Sufyan, Hint, Muaviye ve YezİT olarak görmekteyiz. Kur'an-ı Kerim'in tabiriyle "Şecere-i Melûne" (Lanetli Soy).
İslam'ın ta ilk gününden beri en büyük ve azılı düşmanları Ebu Sufyan ve soyu olmuştur. Ebu Sufyan oğlu Muaviye en büyük din bozguncusudur. Bir asra yakın bir süre camilerden başta İmam Ali Efendimiz olmak üzere Peygamber soyuna lanet okutmuş ve küfür ettirmiştir. Ne kadar Ali seveni varsa hepsini sürmüş, katletmiş ve bazılarını diri diri toprağa gömdürmüştür. Sahte hadis borsasını kurdurtarak saray âlimlerine şu emri verdirtmiştir: "Ali'yi öven ne kadar hadis varsa hepsini Ebu Bekir, Ömer, Osman ve bana tebdil edip değiştireceksiniz."
Resûlullah Efendimiz dinin afetinin Ümeyyeoğulları olduğu birçok hadiste dile getirerek; "Ümeyyeoğullarından aciz bir kadın kalsa dahi dini bozmaya yeter" diye ikazı vardır.
Enes bin Malik Muaviye dönemini akılları donduracak şu sözlerle betimlemektedir: "Din adına Kâbe'ye dönmekten başka hiç bir doğru kalmamıştı…"
Muaviye, Hz. Peygamber tarafından hem kendisi hem de babası lanetlenen bir azılı idi. Ebu Sufyan ise Kur'an'da "şeytan" diye anılmaktadır. Bu Emevi soyu Kur'an'ın lanetlediği ve lanetlemediği istisnasız tüm günahları, kötülükleri işlemiş ve vahyin son kitabında lanetlenmiş bir hanedandır.
Bu Emevi soyunun kodamanlarının otuza yakını Bedir'de İmam Ali Efendimizin kılıcıyla cehennemi boylamıştır. Bundan dolayıdır ki, Ebu Sufyan ve ailesi bu savaşa ve özellikle Hz. Ali'ye özel ve büyük bir kin duymaktadır.
Kerbela'da İmam Hüseyin Efendimiz ve yarenlerini şehit ettiklerinde ve Harre katliamında 10 bin kişiyi katlettiklerinde; YezİT, "Bedir savaşının intikamı"na yollama yapan şu şiiri okuyacaktır:
"Keşke Bedir savaşında Müslümanlar tarafından öldürülen büyüklerim bu günleri görselerdi! Haşimoğulları saltanat için peygamberlik oyunu oynadılar. Yoksa gökten gelen haber de yok, vahiy de yok."
Hendek savaşında Amr keferesini bir kılıç darbesiyle cehenneme yollayan İmam Ali Efendimize hendeğin öte yakasından "Şeytan Ebu Sufyan" şöyle seslenecekti:
"Beni iyi dinle ey Ebu Talip'in oğlu. Sana olan kinim daha da arttı. Bekle de benim darbemin tadına bak. Bu yaptığından sonra hep beni karşında göreceksin. Bundan sonra karşında beni bulacaksın."
İmam Ali Efendimiz bu karşılıklı konuşmaya şahit olan Ebu Rafi'ye; "Onun çok büyük ve siyah bir kalbi vardır. Tamamen İblis gibi. Dünya kaim olduğu müddetçe ben ve taliplerimle hep uğraşacaktır." şeklinde cevap verecektir…
Ne mutlu Ehl-i Beyt yolunda Onların yolunu ve davasını güdenlere…
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025